Ancak bu hiç de kolay değil! Küresel pazarda sigara şirketleri arasında ilk altıda yer alan China National Tobacco Corporation, Philip Morris International, British AmericanTobacco, Japan Tobacco International, Imperial Tobacco ve Altria Group’un yıllık karları 50 milyar dolarları aşıyor ve bu rakamlar küresel ölçekte bilinen Google, Mc Donalds, Starbucks ve Coca Cola gibi şirketlerin karlarından daha fazla bir kazanç. Şunu da eklemeliyiz, bu tütün şirketlerinin cirosu Ülkemizin gayrı safi milli hasılasının yarısına eşit. Üstelik bu şirketler sürekli yeni ürünler ile pazar varlıklarını arttırmaktalar. Örneğine-sigara pazarı 5 milyar dolarlara yaklaştı ki bu tür sigaranın klasik tütün zararlarını yok etmediği yapılan çalışmalar kanıtladı.
Biliyorsunuz WHO(Dünya Sağlık Örgütü) önerisi ile her yılın 31 Mayıs günü, Dünya Tütünsüz Günü olarak belirlendi. Halihazırda Dünyada bir milyar altı yüz bin kişi aktif sigara kullanıcısı olarak hayatına devam ediyor. Ülkemizde bu sayının on sekiz milyon olduğu hesaplanıyor. Yılda on milyon Dünya vatandaşı da sigara yüzünden hayatını kaybediyor. Çünkü sigara dumanı, içindeki karbonmonooksit, katran, siyanür, naftalin dahil 4 bine yakın toksik madde ile solunum yolu mukozası ve akciğer dokusunu doğrudan; kalp, damar, dolaşım ve immun sistemi de dolaylı olarak etkileyerek zarar vermekte, önce kronik zeminde gelişen hastalık tablosunu zamanla organların iflası takip etmektedir.
Sigarayı bırakmakla vücutta oluşan değişikliklere bir göz atmak bunu daha iyi anlamamıza yardım edebilir: Eğer şu an sigarayı bırakırsanız;
20 dakika sonra kalp hızı ve kan basıncınız normalle döner.
12 saat içinde kandaki zehirli karbon monoksit gaz seviyeniz normal sınırlara iner.
2-12 haftada kan dolaşımınız iyileşir ve akciğer fonksiyonlarınızda artış tespit edilir.
1-9 haftada öksürük ve nefes darlığınız azalır.
Bir yıl sonra, kalp ve damar hastalığı riskiniz, içmeye devam edenlere göre yarı yarıya iner.
Beş yıl sonra, felçlere bağlı inme riskiniz içmeyenlerle aynı skalaya düşer.
On yıl sonra, akciğer kanserine yakalanma riskiniz içmeye devam edenlere göre yarı oranda gerilerken ağız, gırtlak, yemek borusu, mesane, rahim ağzı ve pankreas kanseri riskleriniz de çok ciddi oranda düşer.
Sigara içmeyeli on beş yıl olmuşsa, koroner arter hastalık riskiniz artık içmeyenle aynı olacak kadar gerileyecektir.
Yapılan anketlerde dünyada aktif kullanıcıların yüzde 40’ının sigarayı bırakmayı arzu etmekte oldukları tespit edilmiş durumda. Ülkemiz dahil bir çok ülke bir çok yasal düzenleme ile örneğin satış kısıtlılıkları ya da erişim zorlukları veya kamusal alanlarda kullanım yasakları ile bu toplumsal sorunun vahametini sınırlamaya çalışıyor.
Bilindiği gibi sigara bağımlılığını yapan asıl unsur dumanın içindeki nikotindir ve zararlı bir madde olarak bağımlılık yapar. Bu bağımlılık tedavi edilebilir ve günümüzde değişik yöntemlerle yapılan tedavinin başarı oranları yüzde 85’lere çıkmaktadır. Ancak ne yazık ki, sigarayı bırakmak isteyen kişilerin yüzde 40’ı tedavi konusunda yeterli hizmet alt yapısına ulaşamamaktadırlar. Bu bağlamda ülkemizdeki Sigara Bırakma Poliklinikleri’ni yeniden yapılandırmakta ve sayılarını arttırmakta büyük fayda söz konusu olacaktır.
Maalesef sigaraya kullanım oranı çocuklarda bile yüzde 10’lara ulaştı. TÜİK’in verilerine göre Türkiye’de 15 yaş üzeri nüfusun yüzde 26,5’i sigara kullanıcısı. Bunun 252 bini çocuk. Özellikle 35-44 yaş arası erkekler, yüzde 50,6 ile en fazla tütün ürünü içen yaş grubunu oluşturmakta.
Her ne kadar son on yılda tütün ekimi yüzde 50’den fazla azalsa da insanlarımız merak, özenti ve arkadaş gibi sosyal çevre etkisi ile sigaraya başlamakta.
Artık,4207 sayılı tütün mamullerinin zararlarının önlenmesine dair yasanın yeniden gözden geçirilmesi ve daha katı bir şekilde uygulanması için radikal tedbir ve düzenlemelerin zamanı geldi.
WHO (Dünya Sağlık Örgütü), tüm okuyucularımızdan “sigarayı bırakma sözünü” istiyor!: “Committo Quit (Bırakmaya Söz Ver)