Ey vatandaş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “İsraf” adlı kitabını oku!..

Sözcü Gazetesi’nde “Ali Ekber Ertürk kardeşimizin haberi: “Türkiye pandemi sürecinde yaşanan ekonomik sıkıntılarla mücadele ediyor. İşsizlik gün geçtikçe artıyor. Vatandaşlar çarşı pazardaki pahalılıktan şikayetçi. Bütün bunlar yaşanırken Diyanet İşleri Başkanlığı 16-18 Haziran’da lüks bir otelde toplantı düzendi.

Meal Yazım Stratejileri Çalıştayı” 3 gün sürdü ve toplantıya 50 kişi katıldı. Toplantı Diyanet’e bağlı çok sayıda salon olmasına rağmen 5 yıldızlı Metropolitan Otel’de yapıldı. Ankara dışından gelen konuklar da bu otelde ağırlandı. Daha önce de birçok toplantısını tatil beldelerindeki 5 yıldızlı lüks otellerde yapan Diyanet, kendisine ait tesislerde ‘Konaklayacak yer sıkıntısını’’ gerekçe gösteriyor. Ancak Ankara’da lüks otel tarzı 8’i suit, 56 oda ve 120 yatak kapasiteli Diyanet Evi bulunuyor. Diyanet Evi başkanlığın sitesinde, ‘5 yıldız konforunda, kendinizi özel hissedeceksiniz’’ denilerek tanıtılıyor. Diyanet Basın Merkezi, meal çalıştayının neden 5 yıldızlı otelde yapıldığına dair sorularımızı yanıtsız bıraktı.”

Ben bu satırları yazarken, bilgisayarımın hemen yanında “İSRAF / Dengeyi ve Ölçüyü Kaybetmek” adlı bir kitap duruyor; DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYINLARINDAN…”

Kitabı açıyorum, sayfa 136; “Her konuda mutedil olmayı öğütleyen Hz Allah(c.c.) harcamalar konusunda da bizlere ölçüyü sunmaktadır; “Eli boynuna bağlıymış gibi cimri olma! Elini büsbütün açıp israfa da kaçma! – İsrâ, 17/29”

Kitap, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın sunuşu ile başlıyor: “İsraf, genel olarak herhangi bir konuda aşırı gitmeyi, dinin ve aklın belirlediği ölçülerin dışına çıkmayı, imkanları meşru olmayan amaçlar için kullanmayı ve saçıp savurmayı ifade etmektedir. Aynı zamanda insanın varoluş bilinci, hayatın gayesi ve imkanların geçiciliğine dair en büyük gaflet ve aldanışı da içeren bir kavramdır. Bugün hem bireysel hem de küresel boyutta çok temel bir kriz ve ahlak sorunu haline gelen israf; sadece eşya ile sınırlı olmayıp zaman, ömür ve hülasa bütün nimetler konusunda haddi aşmayı ifade eden bir realite olarak karşımızda durmaktadır.”

Ve… Sayfa 25: … Hazreti Peygamber’in şu beyanları bu noktada hem yöneticiler, hem memurlar hem de yönetilenlerce göz önünde bulundurulmalıdır: “Kamu görevleri birer emanettir. Layık olduğu için onu alan ve gereğini hakkıyla yerine getirenler dışında bu görevler kıyamet gününde rezillik ve pişmanlık doğuracaktır. – Müslim, İmare, 16.”

“İsraf” kitabını imkanı olan ve bulabilen herkes okumalıdır. Okuyanlar, Yaşama bakış / Ahlak / Hukuk / İnanç terazisi bakımından İslam’ın, öteki dinlerden ne kadar önde ve yukarda olduğunu çok daha iyi anlayacak ve “günlük yaşam için” kendilerine rehberlik edecek dersler çıkaracaklardır; yönetenler de, yönetilenler de!..

++++++

Erdem ve… Politika

Bugün kültürsüz paralıların saltanatı vardır. Kültürlü parasızlar ise her zeminden dışlanmışlardır.

Ali Naili Erdem

++++++++

Şair Eşref Şayet Yaşasaydı… Ne yazardı?

İnternet’ten “esen” Rüzgarlar!..

Kişiyi “başkası değil”, kişinin kendisi değiştirir.

Sözün Özü

Gece 24’den sonra müzik yasak. Sorum şu; Itri’lerin, Dede Efendi’lerin Münir Nurettin’ler, Yesari Asım’lar, Mustafa Sağyaşarlar, Safiye Ayla’lar, Behiye Aksoy’lar, Melihat Gürses’ler tarafından icra edilen bestelerini de dinleyemezsek, nasıl geçecek bahçelerimizde  yaz geceleri?..