ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, Çarşamba günü yaptığı açıklamada Taliban’ın elinde bulundurduğu ilçe sayısının 81’e çıktığını açıkladı. Milley, “Bunlardan 50’si daha önce düşmüştü, 30 ile 40’ı da son iki ayda düştü. Bunun yanı sıra herhangi bir il merkezi henüz Taliban’ın eline geçmiş değil.” ifadelerini kullandı.
NY Times ve Guardian, ABD’nin açıkladığı üzere Afganistan’dan çekileceği tarihin ileriye alınabilmesi ihtimali üzerinde duruyor.
İngiltere merkezli Middle East Monitor’a (MEM) göre “ABD’nin bir bölgeden çekilme kararı” her zaman beklendiği gibi ilerlemiyor. Türkiye’nin NATO zirvesindeki Afganistan talebini “şok edici” olarak değerlendiren MEM eleştirmenleri, “Türkiye bu talebiyle Washington ile bağlarını tekrar kuvvetlendirerek birçok NATO üyesinin takdirini kazandı” diyor.
Türkiye’nin Afganistan güvenliğini sağlamada ABD’nin yerini almaya hazırlanırken Pakistan ve Macaristan’dan yardım alacağı konuşuluyor. Yabancı basın, Macaristan’ı “Türkiye’den bile daha şaşırtıcı” olarak nitelendiriyor. Başbakan Viktor Orban’ın Türk liderliğindeki görev için Erdoğan’a Macar kuvvetlerini teklif etmesi kimisine göre Budapeşte’nin bir NATO üyesi ve Türkiye müttefiki olarak görev yapabilme gücünü göstermeye çalışmasına bir örnek.
Öte yandan Pakistan’ın Ankara ile derin bağları olmasına ve uzun yıllardır Türk savunma sanayisine ortak olmasına rağmen, bu ikili ilk kez bir güvenlik projesinde ortak işbirliği yapacak. Pakistan’ın oynayacağı rol, İslamabad’ın 1979’da Sovyetlerin Afganistan’ı işgalinden sonra Taliban’ın kurulmasında etkin olmasından dolayı çok daha önemli.
Afganistan güvenliğini sağlama yolunda etkin olabilecek bir diğer ülke ise İran. Bu yılın başlarında Tahran’ın Kabil’e Ortadoğu’daki geniş Şii milis ağının, özellikle de ağırlıklı olarak Afgan Şii Hazara azınlığından oluşan Fatimiyun milislerinin korunmasını teklif etmişti.
Bu teklif her ne kadar Afgan hükümeti tarafından kabul edilmese de, İran’ın Afganistan’daki uzun vadeli hedeflerine dair bir fikir vermiş oldu. Çoğu siyasetçi bugün, İran’ın Afganistan’daki milis ağlarının erişimini genişleterek Afganistan’ın güvenliğinin garantörü olmak istediğine inanıyor.
Dikkat edilmesi gereken nokta ise Macaristan ve Pakistan desteğini almış Türkiye’nin çıkarlarının İran ve Afganistan’la çatışmaması. Bu durumda, ikinci bir Suriye vakası görülebilir ve doğrudan çatışmadan kaçınılırken jeopolitik bir çatışma ile karşı karşıya kalınılabilir.
Bu sonuç her ne kadar ihtimaller arasında olsa da, ihtimali düşük çünkü hem Türkiye hem de İran’ın desteklemeyi teklif ettiği saf, Afgan hükümetidir. Bu nedenle hem Türkiye hem de İran, aynı anda kendi bireysel çıkarlarını korumaya çalışırken Kabil ile birlikte çalışmaya gayret edeceklerdir. Geçen hafta gerçekleşen Türk, İran ve Afgan dışişleri bakanlarının üçlü olarak bir araya geldiği Antalya Diplomasi Forumu buna bir gösterge olmuştur.
ABD ne zaman bir bölgeden askeri birliklerini çekse Washington bölgede askeri danışmanlarını bırakır. Son haberlere göre bu sefer de Biden hükümeti aynı hamleyi yapmayı planlıyor. New York Times’ın yayınladığı rapora göre Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA de hükümetin yanı sıra Afganistan’da yeni stratejiler aramakta. Teşkilatın niyeti ise bölgeden tamamen çekilmek değil. Askeri birlikler çekilse bile ABD’nin varlığının sürdürülmesi isteniyor.
Böylesine bir adım henüz atılmadı, fakat yakın zamanda beklenebilir. Afganistan’ın ise ne tepki vereceği belirsiz. Pakistan Başbakanı Imran Khan CIA’in ülkesinde teröre karşı savaş döneminde olduğu gibi bir üs bulundurmasını reddetmişti. Afganistan’dan benzer bir hamle gelir mi gelmez mi bilinmiyor.
Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz dönemlerde eski diplomat James Jeffrey, kendisinin ve ekibinin eski Başkan Trump’tan Suriye’deki asker sayısını sakladığını kabul etmişti. Trump’a aktarıldığından daha fazla askerin olması, Amerikan savunma ve diplomatik komünitesinin ABD başkanından dahi belirli operasyon ve harekatları gizleme gücüne sahip olduğunu gösteriyor.
O zaman, Afganistan’dan resmi geri çekilme gerçekleştikten sonra gizli askeri üsler geride bırakılabilir mi?
Guardian eleştirmeni Simon Tisdall, “Felaket Afgan halkını takip etmeyi bırakmayacak” diyor. NATO’ya göre yeni bir sayfa başlıyor, Tisdall’a göre bu bir gurur meselesi değil, aksine korku nedeni. “ABD Afganistan’da kalıcı çok az ilerleme kaydedebildi ve şu ana kadar yapılanlar bile tehdit altında. Bush ve Barack Obama’nın savunma bakanı Robert Gates, ‘ABD askerleri gittiğinde durum şüphesiz daha da kötüleşecek… Arkamızı dönemeyiz’ diyor. Ama onunki yalnız bir ses.”
Tablo böyleyken, Avrupa ve Amerika haber ajansları Afganistan’dan ABD’nin tamamen çekileceğine olanak tanımıyor.
Bu durumda Türkiye’nin de kartlarını iyi oynaması ve tüm dış etkenleri iyi değerlendirerek Afganistan stratejisini belirlemesi gerekiyor. Olayın da hızla alevlendiğini ve Taliban saldırdıkça sivillerin de silahlandığını unutmamak gerek.