Fransız Sinema Haftası’nın ziyaret edeceği şehirlerde, sinemaseverler 5 gün boyunca her akşam bir Türk yönetmen ya da yapımcı tarafından çekilen bir kısa metrajlı filmin ardından aynı temada ve Türkçe altyazılı bir Fransız filmini izleyebilecekler. İzleyiciler bu vesile ile bir sosyal komedi, bir drama, bir animasyon filmi, bir belgesel ve bir aile komedisini keşfetme sansı bulacak.
Fransa Büyükelçiliği ve Institut français Türkiye audiovisuel işbirliği ataşesi
Ghislain Vidal-Giraud, Fransız Sinema Haftası’nı başka şehirlerde yaşayan ve İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan Institut français sinemalarından faydalanma olanağı bulamayan sinemaseverlere yönelik olarak düzenlediklerini ifade ederek « her zaman buluşamadığımız ve Fransız sinemasını nispeten daha az tanıyan bu kitle ile buluşmak arzusundayız » dedi.
Yeni yeteneklerin çıkması için çok önemli olan ancak daha az izlenen kısa metrajlı filmleri desteklemek istediklerini söyleyen Ghislain Vidal-Giraud, « bu nedenle her bir uzun metrajlı Fransız filminin öncesinde bir kısa metrajlı film gösterimi planladık. Ayrıca sinema alanındaki işbirliğimizi ilerletmek istiyoruz, mesela Türk-Fransız sinema işbirliğinin en iyi örneklerinden Hayaletler filmini programa koyduk. Burada amacımız genç sinemacılara Fransa’nın uluslararası ortak üretim ülkesi olduğunu hatırlatmak. 2019 yılında 35 farklı ülke ile işbirliği yapılarak 116 Fransız filmi çekildi » diye konuştu.
Sinema salonu olan ve gösterim yapabilecek tüm kurumlar festivali ağırlayabilir !
Fransız Sinema Haftası’nı sinema salonu ve projeksiyon malzemesi olan tüm sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin ağırlayabileceğini belirten Ghislain Vidal-Giraud Institut français Türkiye olarak bu kurumlardan herhangi bir katılım bedeli istenmeyeceğinin altını çizdi. Festivali ağırlayacak kurumların sembolik bir fiyata bilet satacaklarını ve gelirin bir bölümünü Institut français Türkiye ile paylaşacaklarını belirten Vidal-Giraud, « Institut français Türkiye filmlerin gösterim haklarını üstleniyor, ayrıca katılan kurumlara festivalin duyurulması için bir iletişim kiti gönderiyoruz » dedi.
Fransız Sinema Haftası’nın önümüzdeki aylarda ziyaret edeceği şehirler ve gösterim mekanları şimdilik şu şekilde belirtilirken Sinema Haftası’nı ağırlamak isteyen tüm kurumları Institut français Türkiye ile iletişim kurmaya davet ediyoruz:
Temmuz 2021
Ankara CerModern (1, 4, 5, 6, 11 Temmuz)
Antalya Kültür Sanat – AKS Kaleiçi Evi (6 – 10 Temmuz)
İstanbul Sinema Müzesi – Atlas 1948 Sineması (28 Temmuz – 1 Ağustos)
Foça Film Days & Foça Belediyesi – Foça Beş Kapılar Kales (31 Temmuz, 1, 2, 3 Ağustos)
Ağustos 2021
Çanakkale Bienali & Mahal Sanat Mekanı
Bodrum CineMarine Sineması – Turgutreis Açık Hava Cinemarine
Edirne Erasta AVM Cinemarine
Institut français İzmir
Lüleburgaz Sinema Topluluğu
Eylül 2021
Gaziantep Kırkayak Kültür Merkezi
Mersin Palm City AVM Cinemarine
Mardin 13 Metrekare Sanat Kolektifi
Ekim 2021
Batman Yeni sinema & Bart
Bursa Nilüfer Belediyesi
Diyarbakır Mordem & Wêjegeh (Diyarbakır Edebiyat Evi)
Ocak 2022
Institut français İstanbul
Istanbul Sinematek Kadıköy
Fransız Sinema Haftası Programı
1. gün:
Ondan Bahsetmiyorum (Ayris Alptekin, Türkiye, 2020, 13 dk, Türkçe)
Bir arkadaşından bir süredir iletişim kurmaya çalıştığı Derya’nın “rahat” bir kız olduğu bilgisini öğrenen Ali, ailesinin yokluğundan faydalanarak Derya’yı evine davet etmeye karar verir. Fakat görünenin ardındaki iletişimsizlik Ali ve Derya’nın ilişkisini başladığı gün sonlandıracaktır. Ondan Bahsetmiyorum, ergenliğin doruklarında el yordamı ile ilişki kurmaya çalışan bu iki gencin bir gününe tanıklık eder.
La vie scolaire (Grand Corps Malade & Mehdi Idir, Fransa, 2019, 111 dk, sosyal komedi, Fransızca, Türkçe altyazılı)
Cumhuriyet okulunun, hayatın ve mücadelenin kalbinde bir yıl! Samia, memleketi Ardèche’den Saint-Denis kentindeki zorlu bir üniversiteye gelir. Yinelenen disiplin problemlerini, mahalleye ağır gelen sosyal gerçekliği, aynı zamanda hem öğrencilerin hem de danışman ekibinin inanılmaz canlılığını ve mizahını keşfetti. Bunların arasında mahallenin büyüğü Moussa ve kiracı Dylan vardır. Samia uyum sağlar ve kısa sürede en yıkıcı olanın coşkusunu kanalize etmekten zevk alır.
2. gün:
Kötü Kız (Ayçe Kartal, Türkiye & Fransa, 2017, 8 dk, Türkçe)
Ayce Kartal imzalı “Kötü Kız”, ülkemizin hasır altı edilen meselelerinden birini, küçük kız çocuklarına uygulanan toplu tecavüz şiddetini ele alıyor. Bıçak sırtı bir konu. Yönetmen bu sert konuyu işlemek için animasyonun yumuşak çizgilerine başvurmuş. S. adlı küçük bir kızın hastanede uyandığı bir sahneyle açılıyor film. Küçük kız yavaş yavaş geçmişi, bastırmaya çalıştığı travmatik anılarını hatırlıyor. Freud, psikanaliz teorisinde buna “bastırılanın geri dönüşü” diyor.
Les hirondelles de Kaboul (Zabou Breitman & Eléa Gobbé-Mévellec, Fransa, 2018, 81 dk, animasyon, Fransızca, Türkçe altyazılı)
1998 yazı, harap Kabil, Taliban tarafından işgal edilir. Genç Mohsen ve Zunaira birbirlerini çok seviyorlar. Günlük şiddete ve sefalete rağmen geleceğe inanmak istiyorlar. Mohsen’in aptalca bir hareketi hayatlarını alt üst edecek.
3. gün:
Sulukule Mon Amour (Azra Deniz Okyay, Türkiye, 2016, 6 dk, Türkçe)
Gizem ve Dina, İstanbul’un yıkımla karşı karşıya olan Sulukule semtinde iki genç kadındır. Yüksek, yanan renkli dumanların üzerinde muzaffer bir şekilde yükselen bir meşale ile sokaklarda ve antik şehir surlarının tepesinde dans ederler. Dansları direniştir, özgürlüklerinin bir kutlamasıdır.
Hayaletler (Azra Deniz Okyay, Turkiye & Fransa, 2020, 90 dk, dram, Türkçe)
Türkiye genelinde saatler süren bir elektrik kesintisinin yaşandığı bir günde, aynı mahalleden dört kişinin yolları çakışır. Arkadaşıyla bir yarışma kazanıp hiphop dansçısı olmak isteyen Didem, belediyede temizlik görevlisi olarak çalışan ve hapisteki oğluna acilen para yollamak isteyen İffet, kentsel dönüşüm fırsatçısı Raşit ve mahallenin çocuklarına gönüllü sinema dersleri veren Ela’nın yolları bu ‘karanlık’ günde kesişir. Hepsi kendi yollarını çizerek domino etkili bir kaosta ayakta kalmaya çalışmaktadır. Hayaletler, o gün İstanbul’un Sucular semtinde yaşananları, bu dört farklı insanın birbirine geçen hikâyeleri üzerinden anlatıyor ve günümüz Türkiyesi’ne dair distopik bir portre çiziyor. Azra Deniz Okyay’ın filmi Venedik Film Festivali, Eleştirmenler Haftası’nda En İyi İlk Film Ödülü aldı.
4. gün:
Ablam (Burcu Aykar, Türkiye, 2019, 22 dk, Türkçe)
Elif 10, ablası Ayşe 13 yaşında. 1980’lerde, İstanbul’da bir yaz. Elif özgürce sokaklarda oynar. Ayşe ise yeni beliren göğüslerini banyo aynasında görmeye çalışırken düşüp bacağını yaralayınca, yazı yatarak geçirmek zorunda kalır. Ablasının kendisine sürekli sinirlenmesini anlamaz Elif, Ayşe sanki ulaşamadığı, başka bir diyardadır.
Felicita (Bruno Merle, Fransa, 2020, 82 dk, aile komedisi, Fransızca, Türkçe altyazılı)
Tim ve Chloé için mutluluk, günü yaşamak ve bağımsızdır. Ama yarın yaz bitiyor. Kızları Tommy okula geri dönecektir ve bu yıl bu büyük randevuyu kaçırmaması gerekiyor. Tabii tüm bunlar Chloé kaybolmadan, Tim bir araba çalmadan ve bir kozmonot tarih yazmadan önceydi.
5. gün:
Fotoğraf Altı (Aylin Kızıl, BAK programı, Türkiye, 2021, 6 dk, Türkçe)
Fotoğraf Altı, Helin Apartmanı’nın Diyarbakır surlarına ve çevresine hakim yüksek damından şehrin yıkılıp yeniden yapılan ve her an yıkılma ihtimalini barındıran mahallelerine bakıyor. Film, imaja hakim olmaya çalışan bir üst sesin, anlamın parçası olmaya başlayan bir bedene ve konuma kısacık yolculuğu.
Li vir (Sibel Öğe, BAK programı, Türkiye, 2021, 6 dk, Türkçe ve Kürtçe)
2005’ten bu yana yüzlerce filme, oyuna, konsere, söyleşiye ev sahipliği yapan Batman Yılmaz Güney Sinema Salonu’nun önce yanması, ardından yıkılmasıyla birlikte geride kalan beton alana adım atıyoruz Li Vir (Burada) ile. Geleceği belirsiz, bekleyiş halindeki bu beton boşluk, içine geçmişin sesleri doldukça bir mekâna dönüşmeye başlıyor. Bu mekânın ve içinde paylaşılan kültürün hatırasıyla cadde sesleri duyulmaz olurken, üretmenin, beraber olmanın, dayanışmanın ve paylaşmanın gücü şimdi ve burada bizi etkisi altına alıyor.
Bu filmler Hatırlamak ve Anlatmak için Şehre BAK programı kapsamında Temmuz 2020-Nisan 2021 arasında düzenlenen, Anadolu Kültür ve Institut français Türkiye tarafından desteklenen Kulaktan Kulağa Kolektif Video Üretim Atölyesi çerçevesinde üretilmiştir.
Le grand bal (Lætitia Carton, Fransa, 2018, 91 dk, belgesel, Fransızca, Türkçe altyazılı)
Bu bir balonun hikayesi. Büyük bir balo. Her yaz, Avrupa’nın dört bir yanından iki binden fazla insan, orta Fransa’daki kırsalın bir köşesinde bir araya gelip dans etmek, yeniden dans etmek için akın ediyor. 7 gün 8 gece tekrar tekrar dans eder, zamanın nasıl geçtiğini anlamazlar, yorgunluklarına ve bedenlerine meydan okurlar. Dönüyor, gülüyor, dönüyor, ağlıyor, şarkı söylüyor. Ve yaşamın nabzı atmaya devam eder.