Organize Suç örgütü lideri Sedat Peker’in, Mafya – Siyaset – Bürokrasi – Yargı – Medya – İş alemi ekseninde iddia ettiği “kirli ilişkiler” ülke gündemindeki yerini koruyor. Peker’in anlatımına göre, kurulan kirli ilişkiler ağında mala çökmeden, uyuşturucu kaçakçılığına, kara para aklamaya kadar her türlü yasadışı işlem yapılmış. Peker’in sosyal medya hesaplarından dile getirdiği iddialarda adı geçen isimler, herhangi bir açıklama ya da yalanlamada bulunmayarak sessizliğe bürünürken, yargı da tüm iddiaları görmezden geliyor.
Türkiye insanının önemli bir bölümünün gündemini son dönemde Sedat Peker’in dile getirdiği iddialar oluşturuyor.
Ne var ki, Peker artık sesini artık videolarla duyuramıyor. Önceden attığı videolara da mahkemeler kararıyla erişim engeli getirildi. Twitter’den açıklamalarını sürdürse de sosyal medya şirketleri üzerinde de “sesinin kesmesi” yönünde baskılar var. Peker ise takipçilerine “Bu sosyal medya hesaplarımı diyelim ki kapatmayı başardılar, size sözüm olsun gerekirse bildiklerimi dumanla paylaşacağım, ama gene paylaşacağım” diyerek, durmayacağı mesajını veriyor.
Sedat Peker’in iddialarının çemberi sürekli büyüyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile başlayan iddialara her gün yeni isimler ekleniyor. Sezgin Baran Korkmaz’ın (SBK) 12 dakikalık videosunun deşifre edilen üç dakikalık bölümü Peker’in dile getirdiği “kirli ilişkiler” iddiasını destekliyor. Korkmaz Karaca başta olmak üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı danışmanlarının SBK’nın işlerini takip ettiği “söylenti”nin ötesine geçti. Korkmaz’ın Süleyman Soylu tarafından yurt dışına çıkarıldığı da resmen yalanlanamadı.
Sedat Peker, Süleyman Soylu’nun, Paramount Otel’in işletmecisi Cihan Ekşioğlu’na koruma ekibi tahsis ettiğini ve “ortaya çıkacağının anlaşılması üzerine koruma kararının 15 gün önce iptal edildiğini” iddia etmişti. Cihan Ekşioğlu’na koruma ekibi verildiği iddialarını İstanbul Valiliği doğruladı. Valilik, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında Ekşioğlu’na yakın koruma verildiğini ancak korumanın ekip değil bir kişi olduğu ifade edildi. Bu ve benzer onlarca iddiayı, ne Süleyman Soylu, ne Cihan Ekşioğlu, ne de başka resmi yetkili bir makam çıkıp yalanladı.
FETÖ Borsası…
Peker, Ekşioğlu’nun FETÖ davalarına adı karışan zanlıları kurtarmak için bir borsa kurduğunu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından korunduğunu da iddia etti. Peker tweetinde şunları da yazdı: “FETÖ’nün en önemli prenslerinden olan Burak Başlılar ile işbirliğine gittiniz. İlk işiniz Ukrayna’nın Lviv şehrindeki Victoria Gardens alışveriş merkezine çökmek oldu. O alışveriş merkezinin gerçek sahibi olan A… hakkında ‘Zekeriya Öz’ü yurt dışına kaçıran kişi’ diye haber yaptırıp adamın Türkiye’ye gelmesine engel oldunuz. Yapılan tahkikatlarda böyle olmadığı anlaşılsa da adam bir daha Türkiye’ye gelmedi. Burak Başlılar arkadaşı olduğu için Ukrayna’daki alışveriş merkezini onun üzerine yaptı. Siz de alış veriş merkezini 66 milyon dolara satıp parayı bölüştünüz. Bu senin ilk parayı bulduğun FETÖ borsası içindi. Tabii sonra Burak Başlılar’ı FETÖ’den kurtarman gerekiyordu. Dosyaya bakan İstanbul adliyesindeki terör savcısı ile görüşüp dosyayı kapattınız, sözde itirafçı yaptınız.”
****
‘ÇÖKMEK’ TANIMI, İDDİALARIN ADETA ŞİFRESİ VE SİMGESİ OLDU!
Mehmet Şakir Örs (Gazeteci / Yazar) – Kirli ilişkilerle ilgili iddiaların ve suçlamaların ardı arkası kesilmiyor! ‘Kirlenme’ ile ilgili tartışmalar, söylemler; ülke gündemindeki başat yerini koruyor.
Bu arada, bu iddialar ve suçlamalar, aynı zamanda sözcük dağarcığımızı da genişletiyor! Hemen her gün, ülkemizin sıradan, namuslu insanlarının hiç de alışık olmadıkları yeni kavramlarla karşılaşıyor ve farklı tanımlarla tanışıyoruz. Hiç de içimize sinmeyen, adeta yeni bir söylem tarzı ve sözlük oluşuyor! Garip deyimler, kavramlar, sözcükler ortalığı kaplıyor! Bunların başında da ‘çökmek’ tanımı geliyor. Herhalde bu sözcüğü uzunca bir süre unutmayacağız! Bu sözcük, bu dönemde ortaya atılan iddiaların ve yapılan suçlamaların, adeta şifresi ve simgesi haline geliyor!
‘Çökmek’ deyimini artık işitince veya okuyunca, hemen aklımıza ‘kirli işler ve ilişkiler’ konusu düşüyor. Toplum olarak, bu iddialarla ve suçlamalarla, uzun süre birlikte yaşayamayız. Ülkemizde siyasal etiği ve siyaset ortamını tartışmalı hale getiren bu konular, enine boyuna araştırılmalı ve gerçekler ivedilikle ortaya çıkarılmalıdır. Bu siyasal arınmanın gerçekleşebilmesi için, güçlü bir toplumsal temizlenme ve aydınlanma seferberliğine ihtiyaç vardır. Başta siyaset kurumu ve hukuk sistemi olmak üzere, ilgili kurumlar ve kuruluşlar, üstlerine düşen görevleri, geciktirmeden yerine getirmelidir.
Bu iddialarla ve suçlamalarla ilgili olarak, daha önce Gözlem’de yazdığımız önerimizi, bir kez daha gündeme getirmek istiyoruz. Muhalefetin de desteğiyle, başta barolar olmak üzere demokratik kitle örgütleri, temiz toplum için, kapsamlı bir çalışma ve araştırma grubu oluşturabilirler. Kamuoyunun gözü önünde oluşturulacak ve çalışacak; içinde saygın hukukçuların, konu ile ilgili uzmanların, araştırmacı gazetecilerin, kanaat önderlerinin görev yapacağı bu sivil içerikli çalışma; ilgili kurum ve kuruluşları da hareketlendirebilir. Ayrıca gerçeklerin ortaya çıkarılmasına katkıda bulunabilir.