Yaklaşık üç ay sonra bir kez daha sandık başına gideceğiz. Bu kez yerel yöneticileri seçmek için, ancak, katılım yönünden dikkate alındığında tam bir genel seçim.
Katılım itibarı ile diyorum ama yaratılan hava itibarıyla da tam bir genel seçim. Sonuçta iktidar değişmeyecek ancak tabir uygunsa her parti “boyunun ölçüsünü” alacak.
Tekrar yazının başına dönersek, mevcut duruma göre yasal olarak Türkiye 30 büyükşehir ve 51 şehirden oluşuyor. Büyükşehir statüsündeki illerimize bütün ilçeler ve bağlı yerleşim birimleri dahildir. Bu itibarla yapılacak seçimde büyükşehirde ve bağlı ilçeler ve yerleşim birimlerinde oturan herkes oy kullanacak.
Genel seçim gibi, tüm seçmenler sandığa gidecek. Böylece bu yerleşim birimlerinde, büyükşehir ilçe ve şemdi yok ama yerleşim olarak elbette var, köy ve mahallelerde ikamet eden herkes oy kullanacak. Demek ki doğuracağı sonuç itibarı ile yerel seçim ancak seçmen katılımı yönünden genel seçim…
Diğer 51 ile gelince… Bu illerde de İl Genel Meclisi seçimleri yapılacak. Ve köy ve mahallelerde oturan her seçmen oy kullanacak. Böylece seçmenin tamamı seçime katılacak.
Toparlarsak… Büyükşehirlerde tüm seçmenler oy kullanacak. 51 İlde de İl Genel Meclis seçimleri sebebi ile tüm seçmenler oy kullanacak. Demek oluyor ki, sonuç olarak, yerel yöneticiler seçilecek ama Türkiye’de ne kadar seçmen varsa sandığa gidecek ve oy kullanacak.
Şu an itibarı ile her ne kadar aday tespitleri ön planda olsa da partiler sahaya indiklerin de bir genel seçim havası estirecekleri şüphesizdir.
Bir yönden tüm seçmenlerin izah etmeye çalıştığımız gibi sandık başı yapmaları ve bir yönden de estirilecek hava, partilerin durumlarını bir kez daha ortaya koyacaktır.