Türkiye’nin en önemli kulüplerinden biri Altay, 110 yıllık parlak bir tarihsel geçmişe sahip. Başbakanlık, Lig, Türkiye Spor Yazarları Kupaları Şampiyonlukları ile Türk futbol tarihinin altın sayfalarında yerini aldı. Şimdiki UEFA Kupası karşılığı Avrupa Fuar Şehirleri Kupası’nda, Göztepe’den sonra İzmir’in en önemli temsilcisiydi. Öyle şaşaalı yıllar yaşadı ki adı Büyük Altay’a çıktı. Fenerbahçe’nin teknik direktörü Kaloperoviç ve sarı-lacivertli takımın yıldız futbolcuları Nevruz ve Sabahattin’i transfer ederek Türkiye’yi ayağa kaldıracak derecede maddi güce sahipti. Anıt isimler başkanlık yaptı siyah-beyazlı renklere. Mazhar Zorlu, Rıdvan Burteçin, Esin Özgener başta buraya sığdıramadığımız kadar önemli isimler Altay’ı sürekli zirvede tuttu. Ancak gün oldu, devran döndü, son dönemlerde görev yapan yöneticiler, hesapsız, kitapsız harcamalarla kulübü ödenemeyecek derecede ağır borçlara soktu. Altay kongreleri o asil kulübe yakışmayacak tablolarda, şiddet, kavga ve olaylarla geçmeye başladı. Kimse 600 milyonluk bir borç yükünü sıralamak istemiyordu. Altaylılığıyla bilinen seçkin kişiler bile taşın altına elini sokamıyordu. Neticede iş maddi güçleri belirli seviyedeki Ayhan Dündar ve Murat Pervane’nin “Kulübümüz kapanmasın. Belki camia bize destek verir” ümidiyle giriştikleri başkanlıkları ile geçmeye başladı. Ama umulan olmadı, onlar da pes etti. Yabancı futbolcular sürekli UEFA’ya alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle şikayetlerde bulundular, valizlerini toplayıp gittiler. Bir tek Portekizli Marco Paixao kalmıştı. 41 yaşındaki Paixao son 5 yılın ‘Gol Kralı’dır, adeta bulunmaz mücevher ve Altay’a vefalı. Onu da tutamadılar, Şanlıurfa’ya gitti. 43 yaşındaki kaptan İbrahim Akın ve Ceyhun, Tolga, Özgür, Sefa, Salih, Ozan, Zeki, altyapıdan gelen Eren Erdoğan ve Eren Karataş da isyan bayrağını çektiler paralar ödenemeyince. Sadece 37 yaşındaki Deniz Kadah kaldı. Antrenmanlara boykotlar başladı. UEFA kriterlerine uyulmayınca puanlar silindi. Oysa Altay, son iki maçında Adanaspor’u deplasmanda 1-0, Keçiörengücü’nü Alsancak’ta 2-1 yenmişti. Sorunlar olmasa belki bir kurtuluş mucizesi daha yaratılabilirdi ama harç bitti, yapı paydosa benziyor. “Altay sevil, koş, atıl oyna, semalarda semalarda parılda. İzmir’in parlak yıldızı, duysunlar şanımızı. Yüksel ki sen kararsın ay, kudretinle, kuvvetiyle şen Altay” şarkısı artık söylenemeyecek. Yazık, çok yazık.