Bu, yeni yıldaki ilk yazım. 2024 yılının daha ilk günlerinde siyonistlerin Filistin halkına karşı sürdürdüğü katliamlara, liderlerine karşı uyguladıkları vahşi suikastlara, dünya çapında gelişen kaosa karşın moralimizin bozulmaması gerektiğine inananlardanım. Bu ortamda bizlere moral verecek sanat etkinliklerine daha fazla sarılmak yararlı olacaktır. Bu nedenle geçtiğimiz yıl tanıtamadığım iki sergiden söz edeceğim.
Bunların ilki Alsancak’taki ARKAS Sanat Merkezinde (ASM) süregelen Nejad Devrim & Mübin Orhon: İki İmge Yolcusu sergisi. İki ressamımızın yaratılarıyla geçen yıl Paris Havası sergisinde tanışmıştı sanatseverler. Ama yalnızca çok kısıtlı olarak. Bu sefer her ikisinin resimlerine doyuyorsunuz bir anlamda.
Serginin düzenlenmesinde ASM direktörü Müjde Unustası ile küratör (düzenleyici) Dr. Necmi Sönmez’in damgası duyumsanıyor. Geçen yılki Paris Havası sergisinin daha ayrıntılı bir sunumu olmuş. Bu kez 6 koleksiyoncudan 90 eser bir araya gelmiş. Her iki sanatçı da 100. yılını kutladığımız Cumhuriyet’imizin birer ürünü. Birer değeri…
Paris’te iki Türk ressam
Sergi açılışında Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas şunu vurguladı: “Arkas Sanat Merkezi’nde açtığımız 26. sergi, Modern Türk Sanatı’nda öncü iki sanatçı, Nejad Devrim ve Mübin Orhon’un eserlerini bir araya getirerek onların sıra dışı hayatlarına ve sanat yolculuklarına odaklanıyor. Cumhuriyetin kuruluşuyla aynı zamana rastgelen yaşantılarını da 100. yılına girmiş olmamız vesilesiyle kutlamak için bu sergi bir fırsat oldu.”
Her iki sanatçı da 2. Dünya Savaşı ertesi Paris’te resim yapma serüvenine atılmış. Paris’te savaş sonrası karmaşa sürerken Türk sanatçılarının kendilerine bir yol çizmeye çalışması bana ilginç gelmiştir hep. O kısıtlı ortamda hem kendi yollarını hem de Doğu-Batı ikilemini çözmeye çalışmışlar. Sergiden anlaşılıyor ki bunu Mübin Orhon ağır ağır gelişen bir yönelim içinde, ünlü ressamımız Fahrelnisa Zeid’in oğlu olan Nejad Devrim ise sıçrayarak gerçekleştirmiş.
Arkas Sanat Direktörü Müjde Müjde Unustası, Cumhuriyet gazetesiyle söyleşinde şöyle diyor: “Bu resimlere ve onların ardındaki varoluş mücadelesine baktığımızda, Nejad Devrim’in bir mektubunda dile getirmiş olduğu ‘güzelliklere tanık olmak’ fikrinin etkileyici renkleri, formlarıyla karşılaşıyoruz. Önemli bir bölümünü ilk kez Türkiye’de sergilenen eserlerin oluşturduğu sergimiz, Nejad Devrim ve Mübin Orhon’u genç kuşaklara tanıtırken, Cumhuriyet ideallerinin önümüzdeki yüzyılda da önümüzü aydınlatan bir ışık olacağına inanıyoruz.”
Küratör Necmi Sönmez de şunu vurguluyor: “İki sanatçının uluslararası alanda yankı getiren, dünyanın sayılı modern sanat müzelerinin koleksiyonlarına girmiş olan resimleri, Cumhuriyet’in hedeflemiş olduğu uygarlık seviyesinin görsel sonuçları olarak değerlendirilebilir. Onları ilginç ve farklı kılan bir diğer özellikse sanat yaşamlarının yurtdışında sürdürerek uluslararası alanda varlıklarını göstermeyi başaran ilk sanatçılarımız arasında olmalarıdır. Devrim 1947’de, Orhon 1956’da arkalarında hiçbir destek olmadan Paris’te ilk kişisel sergilerini açmayı başardıklarında kendi varoluşlarını ortaya çıkardıkları gibi Türk Sanatı açısından da son derece önemli bir başarıya imza atıyorlardı. Sergideki çalışmalar, sanatçıların yaşam öyküleriyle birlikte değerlendirildiğinde onların zor yaşam koşullarında bile ne denli özverili şekilde çalışarak geliştirmiş oldukları özgün yorumlarını ortaya koyuyor.”
Bu etkileyici sergiyi 24 Şubat tarihine kadar gezebilir, Türk resminin bir döneminin güzelliklerini tadabilirsiniz.
Folkart Gallery’de Atatürk
İzlenmesi gereken diğer önemli bir sergi Bornova’daki Folkart Gallery’de: “Nâzım Hikmet’in Kuvâyi Milliye Destanı’ndaki unutulmayan bir dizeden ilham alınan ve hazırlanışı yedi yıl süren; Proje Direktörlüğü’nü, Folkart Gallery Genel Koordinatörü Fahri Özdemir’in yaptığı sergi Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk adını taşıyor.” Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yılına bir saygı olarak titizlikle düzenlenmiş olan bu sergide,
Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’de ilk kez kamuoyu ile paylaşılan 150 adet yayımlanmamış fotoğrafıyla birlikte Atatürk’ün kullandığı sigara tabakaları, bastonu, kravatı gibi nesneler, el yazması mektupları, madalyaları vb. anı örnekleri yer alıyor.
Bu arada yine Fahri Özdemir’in yazıp derlediği muhteşem kitabı da anılmaya değer buluyorum. 485 sayfalık bu yayın zengin kaynakça içeren tanıtım yazısı ve zengin fotoğraflarıyla kütüphaneler için çok değerli bir zenginlik.
Yaşanması gereken bu sergi 31 Mart tarihine kadar açık. Kaçırılmamalı…