Önce aynaya bakmak şart…

Bilen bilmeyen herkesin en rahat, en pervasızca ahkam kestiği konu, dini meselelerdir. Ortalık, allamelerle, cahil fetvacılar ile dolmuştur. Önüne gelen konuşmakta, akıl satmaktadır. Bu arada şeriat ve hilafet konuları da istismar edilmektedir. İkide bir, bindirilmiş kıtalar, fırsat kollamakta, provokasyonlar tertip etmektedir.

 

1-Samimi olarak vicdan muhasebesi yapan, “Ben bilmediğim konularda niçin konuşuyorum” diyen çıkmamaktadır. Halbuki hepimizin haddini bilmesi, aynaya bakıp, samimi ve dürüst biçimde “vicdan muhasebesi” yapması şarttır.

 

a-Bu arada, ülkesinden kaçmış, kendi vatanına yararı olmayan, sırtımıza kambur olmuş, benim gariban vatandaşlarımın rızasını tüketen, yan gelip yatan, tavşan gibi üreyen, beleşçi mültecilere de ne oluyor? Ne hakla benim ülkem hakkında konuşabiliyor? Memnun değilsen, defol ve ülkene dön.

 

b-Şeriat ve hilafet diye bağırıp çağıranların, kaç tanesi, dini konularda bilgi sahibidir? Hayatında bir defacık olsun, (Gerçek ilim sahiplerine ait) bir Kur’an meali ve tefsiri, bir ilmihal kitabı, bir Hadi Külliyatı okumuş mudur? İslam fıkhı konusunda ne bilmektedir? Şeriattan anladığı nedir? Ufku, Afganistan ve İran’daki gibi kadınları köle gibi kullanmak, eziyet etmek, her türlü hakkını kısıtlamak dışında ne kadardır? Sadece kulaktan dolma bilgiler, hurafeler, uydurmalar dışında nesi vardır?

 

c-Bu kişiler; yaratılmışların en şereflisi, edep, merhamet, ahlak, fazilet, cömertlik, nezaket, hoşgörü, tevazu, vefa, adalet, dürüstlük, söze sadakat, sabır, feragat, fedakarlık, şükür, iman, basiret, feraset, belagat vb. tüm güzel hasletlerin zirvesi, sevgi pınarı, ideal aile reisi, Peygamberimizi mi örnek almaktadırlar? Yoksa (Ehl-i sünnete uyanları tenzih ederim) bir kısmı bölücü, bir kısmı (ABD, İngiltere, İsrail, İran, Irak, Suriye vb) dış güçlerin güdümünde; bir kısmı (mal, mülk, şöhret, lüks hayat tutkunu, oy ve cennet ticareti yapan, müritlerini köle gibi sömüren, holding patronu haline gelen) gerçek İslamiyetle ilgisi olmayan, din baronlarının kölesi midirler? Kuran-ı Kerim’de 700 yerde, “aklınızı kullanın” emri varken, akıllarını ve ruhlarını bu baronlara mı ipotek etmişlerdir? Bile bile şirk bataklığında mı boğulmaktadırlar? Edep dışı, sapık, seks, manyak açıklamalardan hiç mi rahatsız olmamaktadırlar? 

 

-Dinimiz “Oku” emri ile başlamaktadır. İlme, araştırmaya, tefekküre çok önem vermektedir. Hangisi, hem dini, hem de fen bilgileri konusunda bilgi sahibidir? Din baronunun safsataları dışında hangi kaynaklara başvurmuştur?

 

d-Dinimiz, halka önem vermekte, demokrasiyi öngörmektedir. Adaleti, liyakat ve istişareyi, “olmazsa olmaz” saymaktadır. Fikir, ifade, inanç hürriyetlerini emretmektedir. Diktatörlüğü, tek adam yönetimini, baskıyı, zulmü, ayrımcılığı, zorlamayı yasaklamaktadır. Yüce Rabbim ve kulu arasına, kimsenin giremeyeceğini öngörmektedir.

 

e-Dinimiz, dil ile değil, hal ile tebliği öngörmektedir. İslam, güzel örnekler teşkil edenler sayesinde yayılmıştır. Bu çok bilmişler, hiç olmazsa sevgili Peygamberimizin, Hz. Mevlana’nın, Hacı Bayram Veli’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Ahmet Yesevi’nin, Emir Sultan Hazretlerinin ve tüm güzel insanların hayatlarını öğrenselerdi, gerçekleri görürlerdi.

 

f-Dindar ve kindar tabirinin dinimizde yeri olabilir mi? Efendimiz Hz. Hamza’yı hunharca şehit eden Vahşi’yi; azmettirici Hindi’yi, kendisine düşmanlık etmiş, sıkıntı çektirmiş, kılıç çekmiş kişileri bile affetmemiş midir? Hep affedici olmamış mıdır?

 

g-Biraz bilgisi olanlar, hilafet düzeninin Hz. Ali’den sonra bittiğini, bu kavramın sadece bir saltanat şekline dönüştüğünü bilirler. Kaldı ki bu konuyu kışkırtanların, İslam alemini daha rahat sömürmek isteyen, ABD ve İngiltere olduğunu idrak edenlerdi. En önemlisi de hepsi birbiri ile kavgalı, tespih taneleri gibi dağılmış İslam Dünyasında kimsenin kimseye saygısı da yoktur.

 

2-Bugün Kuran-ı Kerim’in emrettiği, Efendimizin (SAV) tebliğ ettiği, gerçek İslam’a uyan, Türkiye dahil bir ülke var mıdır? Cehalet, sefalet, sefahat, hukuksuzluk, şirk, kul hakkına tecavüzler, alkol, uyuşturucu, fuhuş, kumar, şans oyunları, rüşvet, torpil, yolsuzluklar, kadına şiddet, cinayetler, tecavüzler, sapıklıklar, lüks, israf, her türlü hile, zulüm, haksızlık, faiz, (dinin önüne geçmiş) partizanlık ve cemaat taassubu, liyakatsizlik, çeteler, mafyalar, yalan, iftira, gıybet, hakaret, kindarlık, din istismarı ve ticareti, gurur, kibir vb. tüm kötülük ve günahlar, tüm İslam alemini esir almıştır. Zaten ülkeler de ABD, İngiltere, İsrail vb. sömürgecilerin kölesi durumundadırlar.

 

Ey bağırıp çalışanlar, kendisini beğenenler, önce kendimizi ıslah edelim. Sonra toplumlarımızı, bu bataklıktan kurtaralım. Cahillikten kurtulalım. Aklımızı kullanmaya başlayalım. Kendi sorumluluklarımızı yerine getirelim. Dış güçlerin oyununa düşmeyelim. Dürüstçe vicdan muhasebesini yapalım.