Seçim atmosferine girdik sayılır. Yerel yönetim adayları projelerini açıklayarak seçmenleri etkilemeye çalışıyor. AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hamza Dağ da yapmayı planladıklarını kamuoyuna tanıtıyor. Hamza Dağ, “Çiğli-Balçova 5 Dakika” sloganıyla “Körfez Tüp Geçişi” yatırımını en önemli projesi olarak duyurdu. İş çevrelerinin bir bölümüyle bazı gazetecilerin desteklediği İzmir Körfez Geçişi, şehir gündemine ilk kez gelmiyor. Sayın Hamza Dağ’ın yaşını da dikkate alarak bu konuda kısa bir hafıza taraması yapmak yararlı olacak.
Körfez geçişi konusu ilk önce Yüksel Çakmur döneminde, Kordon’a otoyol yapılması konusu tartışılırken gündeme geldi. İnşaat Mühendisleri Odası İzmir (İz İMO) şubesinin kıdemli üyelerinden İnşaat Yüksek Mühendisi Uğur Belger, Kordon’daki otoyol için yapılacak dolgu yerine körfezin girişine bir asma köprü yapılması önerisini getirdi. Daha sonra aynı öneri Ahmet Piriştina’nın Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 1999 seçimlerine ANAP adayı olarak katılan İzmir eski Valilerinden Kutlu Aktaş’ın projesi olarak kamuoyuna sunuldu.
1994 seçimlerinde 2. kez Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Burhan Özfatura, Yüksel Çakmur’un başlattığı metroyu devam ettirirken daha ucuza mal olacağı savıyla hattın Bahri Baba parkı çıkışından Basmane garı sonuna dek dışarıda, viyadükler üzerinde gitmesini istedi. Başta İz İMO olmak üzere bu öneriye şiddetle karşı çıkıldı. Ticaret Odasında bazı profesörlerin katıldığı toplantılar düzenlendi. Sonunda yüklenici Yapı Merkezi şirketi ön yapım elemanlarını kullanan özel bir tünel kazıcı ile sorunu çözdü. Ancak iş bittiğinde koca makine Bahri Baba parkı civarında toprağa gömülü olarak terk edildi. O sıralar Başkan Özfatura’ya eldeki bu kazıcıyı kullanarak karşı tarafa geçilmesini önerdiğimi anımsıyorum. Ancak Özfatura Belediye bütçesinin yetersizliğini ileri sürerek önerimi kabul etmedi.
Daha sonra körfez geçişini 2014’deki yerel yönetim seçimlerinde Aziz Kocaoğlu karşısında aday olan Binali Yıldırım gündeme getirdi. Yıldırım seçilemedi ama Başbakan olduğu dönemde konuyu takip etti ve Yüksel Projeye öneri bir proje hazırlattı. Bu taslak çalışma 24 Mayıs 2016 tarihindeki bir toplantıda kamuoyuna sunuldu. Toplantıya bugün Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olarak görev yapan zamanın Karayolları 2. Bölge Müdürü Abdulkadir Uraloğlu da katıldı.
Tanıtılan projeye göre, 49 m. genişliğinde bir tüp geçit İnciraltı’ndan dalacak, yaklaşık 3 km. ötede oluşturulacak 1 km. uzunluğunda yapay bir adadan çıkarak asma köprü ve viyadükler üzerinden Atatürk Organize Sanayi Bölgesine ulaşacaktı. Bu geçişin körfeze ve İzmir’e getireceği zararları GÖZLEM’deki yazılarımda vurgulamıştım. (10.06.2016, 02.09.2016, 11.11.2016, 17.02.2016, 18.05.2017 tarihli yazılarıma bakınız)
İtirazlarımızın başında yapay ada yapılması vardı. Bu ada iki yönden sorunlu. Birincisi İzmir fayına çok yakın olarak tasarlanan yapay ada deprem açısından sakıncalı. İkincisi körfezdeki su dolaşımında Aziz Kocaoğlu döneminde planlanan iyileşme oranını yüzde 40’dan yüzde 10’a düşürüyor. Bu da körfezin giderek yok olması anlamına geliyor.
Diğer sakıncalı nokta, yolun Çiğli tarafına geçtiği zeminin hem çok bozuk hem de koruma altında bir alan olması. Bu viyadük ayakları bölgenin imara açılmasına yol açacaktı. Mimarlar Odası İzmir şubesinin konuyla ilgili hazırladığı raporda dendiği gibi “İzmir Körfez Geçiş Projesi, mali israfa ve doğa katliamına zemin” olacak.
Körfez Geçiş Projesini bu durumuyla savunanların unutmamaları gereken bir olgu da Bakanlığın baz aldığı“Çevresel Etki Değerlendirmesi” raporu hakkında önce Ağustos 2018’de yürütmeyi durdurma kararı alınması, daha sonra da İzmir 3. İdare Mahkemesinin ÇED’in olumlu kararını iptal etmesidir. Akıldan çıkarılmaması gereken bir olgu da böyle bir ulaşım ağının İBB’nin hazırladığı Ulaşım Master Planında yer almamasıdır. Ulaşım ağı zaten karışık; böyle bir geçiş trafiği daha da bozacak.
3-4 milyar dolara mal olacağı hesaplanan geçiş projesinin maliyetinin yüksekliği nedeniyle yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilebilecek. Böyle bir çözüm geçiş bedellerinin çok yüksek olmasına, dolayısıyla bu yolla karşıya geçme isteğinin düşmesine yol açacaktır. Buna karşılık, arabalı vapur sayısını, dolayısıyla sefer sayısını artırmanın iyi bir çözüm olacağı açıktır.
AKP iktidarı ille de tünelle karşıya geçmek istiyorsa, trafik şeridi ikiye düşürülmüş, tramvay hattını barındırmayan bir tüp imal edilerek ve köprü vb. yapmadan tamamen tünel ile koruma alanını atlayarak karşı yakaya geçilmesinin en az zararlı çözüm olacağını düşünüyorum.