Oğuzhan Uğur Memleket Mevzuları’nda bir yandan yüz yıllık Cumhuriyet’in temellerini incelerken bir yandan da tarihimize geniş bir perspektiften bakıyor. Cumhuriyetimizin kıymeti, Ortadoğu meselesi, Ermeni meselesinin gerçeği, yavru vatan Kıbrıs gibi konu başlıklarıyla geçmişi bugünün penceresinden yorumlayan Uğur, gençlerin yaşadığı sorunlar, eğitim meselesi, hukuk ve adalet, sanat ve teknolojik gelişmeler gibi konu başlıklarıyla da günümüzde yaşanan kısırdöngüleri, çıkmaza giren konuları mercek altına alıyor.
“Sosyal medya sevgilimiz oldu”
Her Şeye Rağmen Dünya Dönüyor başlıklı makalesinde teknolojinin günümüz ilişkilerini nasıl dönüştürdüğünü anlatan Oğuzhan Uğur, internet ve sosyal medya hakkında şunları söylüyor:
“Benim ortaokul yıllarımda artık bilgisayar diye bir gerçeğin farkındaydık. Öyleydik ama henüz internet hayatımıza girmemişti. Sonrasında Türkiye’de olduğu gibi dünyayı kasıp kavuran bir dönüşümün içinde bulduk kendimizi. Bilgisayarların varlığı internetin yanında solda sıfır kalırdı. İnternet başka dünyaları tanımamıza, bilgilere hızlıca erişmemize ve iletişim şeklimizin değişmesine yol açtı. Tam da internetin bizi dönüştüren hızına alışmışken bu kez insanlığın mücadelesi sosyal medya mecralarıyla oldu. Facebook’tan Twitter’a, Instagram’dan TikTok’a doğru bir mücadeleydi bu. Hem yadırgıyor hem içinde olmaktan keyif alıyorduk. Hem onu kınıyor hem de onsuz yapamıyorduk.”
Toksik Bir Sevgili Gibi…
Zaman içinde sosyal medyanın hayatımızı ve bakış açımızı değiştirdiğini dile getiren Uğur, onun bir süre sonra adeta toksik bir sevgiliye dönüştüğünü ne onunla ne de onsuz olabildiğimizi iddia ediyor:
“Sanki toksik bir sevgiliye tutulmuştuk da onsuz bir dakika bile geçirmek imkânsızlaşıyordu. Dileyen başka bir kimlikle orada bulunabiliyordu. İki lafı bir araya getiremeyen biri internette milyonlarca takipçisi olan bir ünlüye dönüşüyordu. Para, mekân, ülke, eğitim ayırmaksızın hemen herkes dilerse burada yarattığı bir kimlikle bulunabiliyordu. Üstelik bunları yapmak neredeyse bedavaydı. İnternet ve sosyal mecralar hayatımızı da değiştirdi. Arkadaşlarla buluşmak yerine bilgisayar başında olmak daha iyi geldi.
“Sosyal medya zamanla neredeyse her şeyin yerini aldı. Sevgilimiz, arkadaşımız, vakit geçirdiğimiz en yakın dostumuz oldu.”
Sevgili yapıp kavga etmek yerine binlerce like almak sosyal medyada tercih edildi. Bir şeyleri doyurduğu kesindi ama neyi? Pek de sorgulanmadı. İnternet öyle bir icattı ki insanoğlu ilk defa bulduğu bu muhteşem icatla ne yapacağını, onu nerelere sürükleyeceğini bilemez oldu. İletişimi az, değerleri altüst, üretimi az bir toplumsal dönüşümdü bu. X kuşağı, Y kuşağı ve nihayetinde Z kuşağı… Herkes kendi kuşağının yetenekleriyle oradaydı. Amcalar, teyzeler, kankalar, düşmanlar; dislike da yiyebilirdin like’lara da boğulabilirdin. Linç de edilebilirdin, milyonlar kazanan bir fenomene de dönüşebilirdin. Biraz hırs biraz azimle hemen her şeyin mümkün olduğu sihirli ama lanetli, zengin ama kısır bir alan… Sınırları yok, ucu açık bir dünyadasınız. Herkes farkında ve kimsenin umurunda da değil. Hem önemli hem sabun köpüğü. Zorbalar size gözünü dikebilir. Hayatının “aşkıyla” karşılaşabilirsin. Bir görüntün senin hayatını karartabilir. Dünyanın en popüler insanı olabilirsin. Denge yok, ayar yok, ondan kaçış da yok…”
“Duygular kadar sorumlulukları da paylaşın”
Akıcı üslubu ve her konuda farklı bakış açısıyla okurun keyif ve merakla okuyacağı konuların ele alındığı Memleket Mevzuları kitabında kadın hakları, kadın ve erkek ilişkileri de konu edilmiş. Hatta hemcinslerine küçük bir uyarıda da bulunuyor yazar: “Bu eşiniz, sevgiliniz de olsa, kız kardeşiniz, anneniz de olsa bir işin ucundan tutmak kimsenin pulunu dökmez. Hayatı ortak yaşamak, bir kadınla mutlu olmak istiyorsanız duygular kadar sorumlulukları da paylaşmanız şart. Bunu yapmazsanız ilişkinin dengesinin bozulduğunu benim söylememe de aslında gerek yok.”
Oğuzhan Uğur’un, tarihe, teknolojiye, eğitime, adalete, sanata, kadınlara, yaptığı programlara ve Türkiye’nin dünü ve bugününe dair önemli konu başlıklarına yer verdiği Memleket Mevzuları okurlarını bekliyor.