Sigortaya mesafeli olduğumuzu biliyorduk da bu kadarını bilmiyorduk. Sanayici de işletmeler de sigorta yaptırmada çekimser davranıyor. Kişi olarak biliyorduk ama iş dünyasının sigortaya bu kadar uzak durduğunu bilmiyorduk.
Hele son dönemde yükselen sigorta maliyetleri ortaya çok olumsuz bir tablo çıkardı. Ve İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan kral çıplak dedi ve şu bilgiyi paylaştı:
Türk sanayisi giderek büyüyen bir sigortasızlaşma riski ile karşı karşıya…
İste bundan sonra dikkatler bu alana yöneldi. Ve İstanbul Sanayi Odası sigorta sektörünün önde gelen isimlerinden Alaattin Büyükkaya ile yardımlaşarak ‘Türkiye’de Sanayinin Sigortalanması – Sorunlar ve Çözüm Önerileri’ başlıklı toplantıyı düzenledi.
Evet çözüm yolu aranıyordu. Sorun büyüktü ve Erdal Bahçıvan şu cümlelerle sorunu ortaya koydu.
. Sanayinin sigortalanması alanındaki sorunlar giderek artıyor.
. Aldığımız şikayetler doğrultusunda, kimi sigorta şirketlerinin enflasyon oranları ile örtüşmeyen düzeylerde fiyat belirlediğini öğreniyoruz.
. Oluşacak muhtemel hasarın belirlenen muafiyet sınırları içerisinde kalacağını düşünen sanayicilerimiz sigorta yaptırmayı anlamsız bulmaya başlıyor.
. Bu algı, Türk sanayisini maalesef giderek büyüyen bir sigortasızlaşma riski ile karşı karşıya bırakıyor.
. Ayrıca deprem riskleri de sanayi ile sigorta sektörü arasındaki ilişkileri daha da zorlayıcı hale getiriyor.
Çok önemli bir sorun… Sanayi işletmelerinin sigortasızlığı büyük bir riski gündeme getiriyor. İşte tam bu noktada Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz devreye giriyor ve şu noktalarını altını çiziyor:
. Sigorta, ticari hayatın kesintisiz devam etmesine yardımcı oluyor.
. Firmalar ticari ve sınai faaliyetleri sürecinde karşılaşacakları riskleri etkin bir şekilde yönetebilmek için sigorta korumasına ihtiyaç duyarlar.
. Sigorta koruması olan bir işletme hasar durumunda hızlıca toparlanarak yeniden faaliyetlerine başlayabilmekte.
. Ancak reel sektörde sigorta araçlarının yeteri kadar benimsenmediğini görüyoruz.
. İşletmelerin yüzde 51’i son beş yıl içerisinde hiçbir hasar yaşamamalarına rağmen sigorta poliçelerinin yenilenmedi.
Sorun tespiti konusunda Cevdet Yılmaz’ın tespiti çok önemli… Ve çözüme ilişkin şu sözleri de bundan sonraki dönemde hayata geçirilecek yol haritası olarak karşımıza çıkıyor:
. Sigorta şirketlerinin karşı karşıya kaldığı bu maliyet artışlarının sanayicilerimize prim artışı olarak yansıdığını ve sanayicilerimizin sigorta teminatı bulmakta zorluk çektiğini biliyoruz.
. Bu sorunları aşma yönünde sanayicimizin ve sigortacılık sektörünün ortak akıl ve işbirliği içinde çalışacağına olan inancımız tam.
. Sanayi üretiminde risklerin farkında olmak, maliyetlerin azaltılması, iş sürekliliği ve rekabet avantajı gibi açılardan sanayinin sigortalanması konusunu İstanbul Sanayi Odası ailesinin de sahipleneceğine inanıyorum.
Bir elmanın iki yarısı gibiyiz
Türkiye’de sigorta konusunda atılmış adamların arkasındaki en önemli isimlerden biri olan ve ortak akıl toplantısının düzenlenmesinde büyük katkı veren Alaattin Büyükkaya önce toplantıya dikkat çekiyor ve şöyle diyor:
“Böyle bir toplantı yapılmasına tabii ki bizler yardımcı olduk. İSO ile birlikte bizler de destek verdik. Bizler iş birliği içerisinde olduk. Ben Cevdet Bey’e böyle bir toplantıdan bahsettim. Böyle bir toplantı yapmayı düşünüyoruz, ne dersiniz diye sordum. Onun cevabı olumlu oldu. Açıkçası toplantıya gelmeden önce karşılıklı olarak birbirimizi anlamamız ve uzlaşmaya gitmemiz konusunda olumlu bir hava olduğu için böyle bir toplantı yapıldı. Bizim temennimiz o eskideki fiyatlar ile sigortalamaları pek mümkün değil. Ancak sigorta şirketlerinin daha makul olacağını düşünüyorum. Devlette bu konuda her türlü desteği vereceğini belirtti. Özellikle fiyatlar konusunda elinden geldiğince devletin destek vereceğini düşünüyorum. Ayrıca bizler sanayicilerle bir elmanın iki yarısı gibiyiz. Biz olmazsak onlar, onlar olmazsa biz olmayız.”