Yapılan projeksiyona göre; 2050 yılında İzmir’in nüfusunun 8 milyon olacağını, böylece barınma, beslenme, depreme dayanıklı, sağlıklı bir konutta yaşama, işsizlik ve pahalılık probleminin ‘beka’’ sorununa dönüştüğünü anlatan Aslan, ‘’son yıllarda kira artışı yüzde 98’le yüzde 131 oranında arttı. Barınma problemi beraberinde sosyal ve psikolojik problemleri de getirdi. Ülkeyi yönetenler; özellikle barınma, beslenme ve sağlıklı, depreme dayanıklı konutta yaşama ihtiyacını karşılayacak çözümleri üretmek durumundadır’’ dedi.
Ege-Koop Genel Başkanı Aslan, barınma krizine ilişkin olarak özetle şunları söyledi.: Uzun süredir, barınma ihtiyacına çözüm üretmenin en gerçekçi yolunun UYDU KENT üretimi olduğunu söylüyoruz. Ancak; ne merkezi yönetim, ne de yerel yönetimlerden bu konuda bir adım atılmadı.
İzmir’ de konutların yüzde 60’ ı depreme dayanıksız ve riskli yapılardan oluşuyor.
Ancak; kentsel dönüşüm için ne vatandaşın parası var, ne de merkezi yönetim ile yerel yönetimler dönüşüm için yeterli kaynak ayırabiliyorlar.
Bu arada; dar ve sabit gelirlilerin kooperatifler aracılığıyla konuta erişimleri kolaylaştırılmalıdır.
Sağlıklı kentleşmenin aynı zamanda, kentin markalaşarak rekabet gücünün artacağı bir süreç olacağını ve İzmir’in marka kent olması bağlamında zengin bir laboratuvar özelliğinde olduğunu da anlatan Ege-Koop Genel Başkanı Aslan, ‘’İzmir’in tarih kenti mi, turizm kenti mi, fuar kenti mi, üniversite kenti mi olduğu belli değil.
Öncelikle bir ‘’kent kimliği’’nin oluşması gerekir. Bugün, İzmir ‘’küresel kent’’ olmak bir yana, ‘’kimlik bunalımı’’yaşıyor dedi.
Aslan; adaylara seslenerek ‘’yaşadığımız kentin değerini bilin, önceliğinizi belirleyin, ekibinizi ufku açık, vizyoner ,uzman kişilerden seçin ve her şey İZMİR İÇİN sloganını içselleştirin, projenizin odağına insanı yerleştirin’’ şeklinde konuştu.