Özgür Özel: İzmir bile isteye geri bırakılmaya çalışılıyor

İzmir İş Dünyası Buluşması’na katılan CHP Lideri Özgür Özel, “Birileri İzmir’e yıllardır ‘oy vermiyorsunuz, ondan bu haldesiniz’ diyor. İzmir bile isteye geri bırakılmaya çalışılıyor” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) işbirliğiyle düzenlenen “İzmir İş Dünyası Buluşması”na katıldı. Toplantıda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP’nin Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, ilçe belediye başkan ve adayları, partililer ve iş dünyası temsilcileri yer aldı.

CHP Lideri Özgür Özel, konuşmasına Tunç Soyer’e teşekkür ederek başladı. Özel, “CHP’liler önceki görevleri, şu anki görevleri, gelecekte üstleneceği görevleriyle; motivasyonları makamdan, koltuktan ibaret olmayan, aksine yıllarca genel iktidarda bulunmamalarına rağmen idealin var ettiği kişilerdir. CHP’liler için önemli olan halk sevgisi, ülke sevgisi, Atatürk sevgisi, bayrağa bağlılıktır. Bunu taşıyan tüm yöneticilerimize Tunç Soyer başkanımızın şahsında katkıları için teşekkür ederek sözlerime başlamak isterim” dedi. Özel, “Atatürk’ün annesine misafirlik yapan; ilk kurşunu da son kurşunu da atarak düşmanı denize döken İzmir, tek adamın ne olduğunu da güçlü parlamento kuran adamın kim olduğunu da bildiği için CHP’den vazgeçmiyor. Mesele bu kadar nettir. Birileri İzmir’e yıllardır ‘oy vermiyorsunuz, ondan bu haldesiniz’ diyor. İzmir bile isteye geri bırakılmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.

Cemil Tugay’a dair bir anısını paylayan Özel, “Karşıyaka’da bir taziyedeydim; bir hanımefendi yanıma gelip ‘Cemil Tugay’ı nereden buldunuz?’ diye sordu. Ben Avrupa Birliği Sürdürülebilirlik Raportörüyüm, Türkiye’de yerel yönetimlerde sürdürülebilirlik lafını duyan yüzde 20, bilen yüzde 20, tam olarak uygulayan Karşıyaka Belediyesi’ dedi. Oh dedim oh, bir anlayan çıktı. Bunun gibi bazı vizyoner işleri yapıp altyapı gibi dibe gömüyorsun ama gün geliyor karşılığını görüyorsun” diye konuştu.

“İzmir seçmeninin notu kıttır”

“İzmir seçmeninin notu kıttır” diyen Özel, “İzmir seçmeninin CHP’li belediyelerden yüksek beklentisi nedeniyle notu düşüktür. Bizim aday gösterdiğimiz ve göstermediğimiz arkadaşlarımız partimizi hiç sıkıntıya sokmamıştır. Ama biz İzmir’de başka bir şey yapıyoruz; bir değişim ve dönüşüm meselesi var. İzmir’de yarın Türkiye’yi yönetecek kadroların ve değişim dönüşümün ilk adımını atıyoruz. İzmir’i yıllardır yönetiyoruz, bugüne kadar gösterilen kadın belediye başkanı sayısı 6, 3’ü bu dönem, 3’ü geçmiş dönem. Bugün CHP 9 kadın aday çıkardı, 9’u da seçilecek yerden. CHP, İzmir’in en büyük 3 metropolüne kadın aday gösterecek cesarete sahiptir, İzmir’imizin tamamı kadın haklarına saygılı erkeklerimize emanettir” dedi.

“Enflasyon en önemli sorunlardan biri”

Enflasyonun en büyük sorunlardan biri olduğunu kaydeden Özel, “Dünyada hiç kimse hükümetleri, bundan 4 yıl önce enflasyon niye ülkende yükseldi diye suçlayamaz. Bunu suçlayan muhalefet Türkiye’de de varsa haksızdır, Amerika’da da, Hollanda’da da, Çin’de de, Japonya’da da haksızdır. Çünkü tedarik zinciri kırılmıştır. Ulaşım aksamıştır ve sürecin tamamı enflasyon yaratabilecek olumsuzluklarla bir arada. Yüzde bir enflasyonlar 4-5’e, yüzde 3’lük enflasyonlar 7’ye, yüzde 5’lik enflasyon, 11’e çıktığında bütün dünyadaki ekonomi yönetimleri o gün kaçınılmaz olarak ve geçici olarak enflasyonun biraz üzerinde faiz teklif ederek, paranın başka enstrümanlara kaçmaması ve fiyat artışını daha da körükleyecek işler yapmaması için faiz silahını kullanmayı tercih ettiler. Ve kimi 11’den çevirdi, kimi 9’dan çevirdi, kimi 7’den. Enflasyonu kabul edilebilir bir seviyeye dönüştürdüler. Bir tek biz de enflasyonun var olmasından hükümeti kimse suçlamıyor. Bütün dünya gibi faiz silahı geçici ve kısıtlı miktarda kullanılabilecekken bunu yapmanın NAS’a aykırı olduğunu iddia ediyor. Ben ekonomistim diyen ve enflasyonun sebep faizin sonuç olduğunu değil de faizin sebep enflasyonun sonuç olduğu önermesine kendinden başka inanan kimse yokken bu yöntemin ısrarla uyguladı. Emeklilere bir şey yap dedik. Enflasyon düşünce kadar yapamayacak. Hadi oturalım bunu konuşalım. En iyi güzel AK Parti söylemi 2027 yılında enflasyonun tek haneye düşüyoruz. Enflasyon sıfır olana kadar fiyatlar düşmüyor. Fiyatların düşmesi. Eksi enflasyonla mümkün” ifadesinde bulundu.

“İzmir’den korkuyorlar”

İzmir Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer, “5 yılda uluslararası finans kuruluşlarından 1 milyar lira üzerinde finansman getiren tek belediye olduk. Daima çok renk, çok ses, çok nefesten yana olduk. 100 yıllık Cumhuriyet değerlerini savunmak için hep en önde yer aldık. İzmir 22 yıldır fakirleştirildi. İzmir’den 40 alıp 1 verdiler. İzmir 2023 yılında 440 milyar TL vergi ödedi. Bunun 100 milyar lirası İzmir için harcanmış; 71 milyar TL’si personel giderleri, 14 milyar TL’si hizmet, 13 buçuk milyon TL’si de yatırım için. 13 milyar lirası yatırıma dönmüş. Yüzde 2 buçuğun biraz üzerinde. 2023 yılında merkezi hükümet Türkiye’de 542 milyar TL yatırım yapmış. Bu yatırımın içinde İzmir’in payı 1 43 milyar lira yani yüzde 2,4. 40’ta 1 oranı değişmiyor. Yıllardır böyle. Neden? Laikliğin, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin en güvenli kalesi olan İzmir’in daha da ileri gitmesinden korktular korkmaya da devam edecekler. İzmir eşitlikçi ruhu ile ülkemizin panzehiri olmayı sürdürecek” dedi.

“Ektiğimiz her tohumun takipçisi olacağım”

İzmir’in stratejik meselelerini paylaşan Soyer, bu sorunlara dair çözümlerin sürdürülmesi için başlattıkları projelerin devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayarak “Bunlar beni değil İzmir’in projeleri. Birincisi körfezin koku sorunu. Ben göreve başlarken kokan körfez aldım kokmayan körfez veriyorum. Başlattığımız 10 yatırımlık program uygulanırsa yüzülebilir körfez hedefi 1-2 yılda gerçek olacak. En önemli konumuz deprem ve kentsel dönüşüm. Yeni yönetimin kaldığı yerden bu süreci yürütmesi gerekiyor. Diğer asli konu ulaşım. Buca tüneli en büyük yatırımlarımızdan biri. Bu tüneli yüzde 50’den fazla ilerlettik. 2 yılı kaldı. İzmir’in 4 büyük raylı sistem yatırımını bu dönemde başlattık ve bitirdik. Gaziemir Karabağlar metrosunun inşaatı kaldı yeni dönemde başlatılması gerekiyor. Yeniden seçilseydim, Manisa-İzmir arası şehirler arası metro hattı İZMAN projesini yapacaktım. Dilerim bu proje başlar. İnanmak istiyorum ki bizden sonra ilmek ilmek ördüğümüz bu mirasa sahip çıkılır. İzmir asla ama asla vazgeçmez. İzmir’de ektiğimiz her tohumun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Demokrasinin kalesi olan İzmir’de bu şanlı mirası ileri taşımak ve tüm yurda yaymak için son nefesime kadar çalışmaya devam edeceğim. Mutlaka başaracağız, birlikte başaracağız” diye konuştu.

Tugay: Değişim, dönüşümle tamamlanacak

CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, “İzmir’in kalkınması, gelişmesi, büyümesi elbette birinci hedefimiz, olmazsa olmazımızdır. Beraberinde İzmir’in doğal ve kültürel mirasının da korunması çok önemli ve değerli. İzmir’in geleneklerinin korunması çok önemli ve değerli. İzmir’de uzun yıllardır CHP’nin tercih edilmesinin nedeni, özellikle partimizin değerlerinin İzmir’in değerli ile örtüşmesidir. İzmirliler Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan, Atatürk’ün bıraktığı mirassa sonuna kadar sahip çıkan, laikliği özgürlüğü savunan siyasetçilerin destekçisi olamaya devam edecek. Siyasetin halktan kopmasına karşı siyasetin çağın gerekliliğini yerine getirme ihtiyacını karşılayarak liderimizin önderliğinde bir değişim süreci başlattık. Bu değişim, dönüşümle tamamlanacak. Gençlerimizin kadınların halka daha yakın olan siyasetçilerin günün aklını bilgisini kullanan siyasetçilerin daha fazla var olduğu bir süreci başlatarak toplumun bu ihtiyacını karşılayan siyasetçiler olamaya talibiz. Bu değişim dönüşüm sürecini İzmir’den başlatmak İzmir’e çok yakışacak” ifadelerini kullandı.

“Yeni nesil belediyecilik yapacağız”

Yeni nesil bir belediyecilik anlayışının uygulanması gerektiğine inandığını belirten Tugay, “Kamu kurumu olan belediyelerimizi yeniden organize etmeliyiz. Bir kenti bütüncül olarak görmeliyiz. Planlama yapmamız gerekiyor. Her şeyin planlı olması gerektiği çok açık. Planlamayı her şeyiyle kavrayarak toplumun tüm kesimlerinin katılımı ile beraber, yapmak zorunda olduğumuz çok açık. Hangi tarım topraklarını korumamız gerektiği sanayi için hangi bölgeleri seçmemiz gerektiği su ihtiyacını nasıl yöneteceğimiz konularında eksiğimiz var. İzmir gibi aydın, 9 üniversitesi olan bir şehrin bunu planlaması zor olmamalı. Başkan olursam İzmir planlama ajansı bünyesinde kabiliyetleri geliştirerek networkleri zenginleştirerek bu palanları yapacağız. İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde İzmir planlama ajansını çok daha güçlü bir kurum haline getirirken bu kurumun yapay zekayı çok iyi kullanan bir birim haline de getireceğiz. Büyükşehir kendi altyapısını kuracak, kendi yetkin kadrosunu geliştirecek. Kentte herkesin görüşünü alırken uygulamaya giren, sürekli veri toplayan bir sistem içerisinde analiz yapacak. Bunu yapabilecek güçte olduğumuza inanıyorum. Böylelikle her türlü soruna anında çözüm üretebileceğiz. İzmir olarak Türkiye ve dünyada öncü kent olma konusunda kararlıyız” diye konuştu.

“Kalkınma belediyeciliği yapacağız”

Tugay, “Kentimizde daha iyi bir yaşam için kentimizi geleceğin sorunlarına krizlerine hazırlamak için Sivil Toplum Kuruluşlarımız (STK), odalarımız, üniversitelerimiz ve yurttaşlarımızın yanında olacağız. Önce İzmir sonra tüm Türkiye’de bir uyum içinde çalışacağız. Sadece altyapı belediyeciliği üstyapı belediyeciliği sosyal belediyecilik değil kalkınma belediyeciliği yapacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

Özgener: İzmir gözbebeğimiz

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “İzmir hepimizin gözbebeği. Hep birlikte bu kıymetli kent için çalışıyor, üretiyoruz. İzmir sadece kurtuluşun değil kuruluşun da simge kenti olarak Cumhuriyet tarihimizde demokrasi kültürünün yeşermesi ve kökleşmesinde önemli roller üstlenmiş, öncü ve örnek olmuştur” ifadelerini kullandı. İzmir’i olumlu yönde ayıran özelliği çok yönlü ve esnek üretim altyapısı olduğunu kaydeden Özgener, “Kentimiz, uluslararası ticaret için güçlü bir erişim noktası oluştururken, ürettiği ürünleri dünyanın dört bir noktasına pazarlamayı da en az bir asırdır başarıyor. İzmir’e daha rekabetçi bir kent kimliği kazandıracak adımların atılmasında, sektörel gelişme stratejilerinin seçici bir anlayışla konumlandırılması öncelik taşıyor. Bu sektörlerin artan bir ivme ile kent ekonomisine ve ulusal ekonomiye katkı sağlaması için sadece yerli yatırımcıların değil, aynı zamanda yabancı yatırımcıların da çekilmesinin gerekli olduğuna inanıyorum” diye konuştu.

Yorgancılar: İzmir’e 1 verildiğinde 3 alınıyor

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da “İzmir 1 verildiğinde 3 alınan bir şehirdir. Ülke sanayisinin %8’i, ihracatının %9,3’ü İzmir’de gerçekleştiriliyor iken sanayi alanındaki payımız %3 sınırında olup, iller arasında 8. sıradayız. Türkiye, bugün üretim ve pazar çeşitliliği açısından Çin ve Hindistan ile yarışır durumdadır. 200 ülkeye ihracat yapan İzmirimiz, ülkedeki toplam üretimin %58,6’sı yani ürettiği 2.300 ürün ile bu yarışa en büyük katkı koyan 2. ildir. O nedenle, İzmir’de sanayi alanları büyük önem arz etmektedir. İlçelerin kendi dinamikleri dikkate alınarak ilçe bazlı teşvikler ile üretimin artırılması gerektiğini yıllardır ifade ediyoruz. Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak, Bölge Odası kimliğimizle geçmişten bugüne 21 OSB’nin kurulmasında öncü olduk. İzmir özelinde ise 16 OSB’nin 14’ü kurucu ortağıyız. Türkiye’de bir ilk olan 15. OSB girişimimiz atık ihtisas OSB için de yer arayışımız hala devam ediyor. Sanayi alanları konusunda desteklerinizi rica ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Kestelli: Beka sorunumuz, tarım ve hayvancılığın güçlendirilmesi

İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Türkiye’nin 2023 yılında 69 milyar dolarlık tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ile dünyanın ilk 10 ülkesi arasında olduğu aktararak “Milli gelir içerisindeki payı yüzde 6.2’ye gerilese de toplam istihdamın önemli bir bölümü hala tarım sektöründe yer alıyor. Toplam istihdamın yüzde 14’ü yani 4,5 milyon kişi tarım sektöründe çalışıyor. Aileleriyle birlikte düşündüğümüzde yaklaşık 18-20 milyon vatandaşımız bu sektörden geçimini sağlıyor diyebiliriz. Tarımda çalışan kadın oranı yüzde 42’yi buluyor. Tarım ve hayvancılığın üretimden ticarete, tedarik zincirinden ihracata kadar her aşamada güçlendirilmesi, ülkemiz için bir beka sorunu” ifadelerini kullandı.