Türkiye ihracatta dünyada önemli bir yere geldi. Peki e-ihracatta aynı başarıyı gösterdik mi… Şimdi bu soru gündemde… Ve Ticaret Bakanlığı e-ihracatı geliştirmek için var gücü ile çalışıyor. Son teşvik sistemi bu konuda önümüzdeki dönemde önemli atakların habercisi…
Ve KOBİ’lerin hala yüzde 77’sinin e-ihracatı bilmediği bir Türkiye’de olumsuzluğu ortadan kaldırmak için önemli çalışmalar yapılıyor.
Bu büyük potansiyeli hareket geçirmek için bazı kuruluşlar önderlik yapıyor. Envoyo bu kuruluşların başında geliyor. Envoya Kurucu Ortaklarından Gökhan Akar önce kuruluşu anlatıyor ve sonra da e-ihracat yolculuğunu aktarıyor:
“Envoyo yeni nesil bir ‘startup’ olarak, uluslararası alanda girişimci Borga Es tarafından 2021 yılında, İngiltere merkezli olarak kuruldu. Daha sonra Envoyo’ya melek yatırımcı olarak ben ve Özge Yürür katıldı. Envoyo, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin yükselen e-ihracat grafiğinde köprü rolü oynadı ve hizmet verdiği marka portföyünü hızla büyüttü. Ben neden e-ihracat’a girdim, sorusuna gelirsek de; çünkü işin içinde ihracat var, işin içinde ‘e’ var, teknoloji var ve online bir dünyaya hitap ediyor. Yeni nesil ve teknoloji olmayan hiçbir şeye yatırım yapmıyorum. Türkiye’de henüz bu pazar oluşmuş değil. Beni heyecanlandıran kısmı Envoyo bu pazarı oluşturan oyunculardan bir tanesi. Girişim fırsatları hep problem tespitiyle çözüme ihtiyaç olan alanlardan çıkar.”
Gökhan Akar e-ihracattaki yaman çelişkiyi “Türkiye’de e-ihracat hacminin 1 milyar Dolar seviyesinde olduğun” olduğunu vurgulayarak aktarıyor ve şöyle devam ediyor:
“Dünyada ise bu oran 3.5 trilyon Dolar. Türkiye’de KOBİ’lerin hala yüzde 77’si e-ihracatı hiç bilmiyor ve sadece yüzde 4’ü e-ihracat yapıyor. Bu rakamlar, bir adım sonraki büyük potansiyeline de işaret ediyor. Türkiye üretimi biliyor, toptan satmayı biliyor ama marka oluşturmayı bilmiyor. Türkiye’nin böyle bir yapısı var. Kendi markan ile dünyada global oyuncu olmak oldukça zor bir süreç. Fakat bunu online dünyada yapabilirsin. Çünkü online dünyada başka kriterler devrede, Paris’te, Madrid’de bir mağaza açtığınız zaman çok ilgi çekemeyebilirsiniz. Ama gidip online’da markalaşabilirsiniz. Markalaşmazsanız bile tanınabilir ve bir yandan da çok büyük satışlara ulaşabilirsiniz. Online’ın marka-satış dinamikleri çok farklı. Türkiye üretmeyi biliyor, satmayı biliyor fakat kendi markasıyla satmayı bilmiyor. Türkiye ekonomisi için e-ihracat önemli bir kanal. Başta ihracata, Türkiye’nin bu alanda imajının yükselmesine, üretime ve istihdama katkısı olacağını dolayısıyla, üretim ve katma değerin ülkede kaldığı bir sisteme aracılık ettiğimizi düşünüyorum. Türkiye’de e-ihracatın öneminin artık anlaşıldığını düşünüyorum.”
Başarı için üç adım atmak gerekiyor
Gökhan Akar e-ihracat köprüsü kurduklarını belirterek başarının anahtarını şöyle sıralıyor: “E-ihracatta başarılı olmayı üç kural ile tanımlıyoruz. Doğru ürün, doğru ülke, doğru platform. Bu üçlü birlikte olduğunda başarılı olmak daha kolay. Çünkü e-ihracata başlayan bütün firmaların hepsinin başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Bu gerçekten zorlu ve uzun bir yol, pek çok da bariyer var. Ama bu üçlüyü doğru yapıp, doğru bir hazırlık ve doğru bir partner ile bu işe giriştiğinizde başarı çok kolay elde ediliyor. Klasik anlamda ihracat; ürünlerinizi bir toptancıya vermeniz ve ilgili ülkeye göndermeniz anlamına geliyor. “