Birleşmiş Milletler destekli yıllık dünya mutluluk araştırması raporu yayınlandı. Araştırmaya göre geçen yıllarda olduğu gibi Finlandiya, arka arkaya yedinci kez dünyanın en mutlu ülkesi oldu. Onu takip eden diğer İskandinav ülkeleri Danimarka, İzlanda ve İsveç de listenin ilk onunda yerlerini aldılar. Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya ilk kez en mutlu 20 ülke arasından çıkarak sırasıyla 23. ve 24. oldu. Kosta Rika ve Kuveyt ise 12 ve 13. sıralarda ilk 20’ye girdi. Mutluluk raporunda Türkiye, 4.975 puanla genel tabloda 98. sırada yer alıyor ve rapor, gençlerin yaşlılara göre daha mutsuz olduğunu gösteriyor. Türkiye’de 30 yaş altı gençlerin 101’inci; 60 yaş ve üzerinde bulunanların ise 92’nci sırada yer alması hüzün verici. Gençler Türkiye’den umudunu kesmiş görünüyor. Bunun yeterli nedenleri de her gün biraz daha artıyor.
Mutluluk sıralaması, bireylerin yaşam memnuniyetine ilişkin kendi değerlendirmelerinin yanı sıra kişi başına düşen milli gelir, sosyal destek, sağlıklı yaşam beklentisi, özgürlük ve yolsuzluk gibi kriterlere dayanıyor. Bu kriterlere bakınca görüyoruz ki ,mutluluğun sırrı, bu gününden ve geleceğinden endişe etmemek ve sağlıklı iş-yaşam dengesinde saklı. Finlandiya, güçlü refah toplumu, devlet yetkililerine güven, düşük yolsuzluk seviyeleri ve ücretsiz sağlık ve eğitim sistemiyle ön plana çıkıyor. Bizde olmayanların tümü orada toplanmış sanki.
Ajans France Press’e konuşan Helsinki Üniversitesinde mutluluk araştırmacısı Jennifer De Paola, başarının genellikle maddi kazançla eşdeğer tutulduğu ABD’ye kıyasla Finlilerin doğayla olan yakın bağlarının ve sağlıklı bir iş-yaşam dengelerinin yaşam memnuniyetlerine katkıda bulunduğunu söyledi. De Paola, “Finlandiya toplumuna güven, özgürlük ve yüksek düzeyde özerklik duygusu nüfuz etmiş.” dedi.
Rapora göre, en mutlu ülkeler artık dünyanın en büyük ülkelerinden hiçbirini içermiyor
İlk 10 ülke arasında sadece Hollanda ve Avustralya’nın nüfusu 15 milyonun üzerinde. İlk 20’de ise sadece Kanada ve İngiltere’nin nüfusu 30 milyonun üzerinde. Rapora göre , 2006-10 yılları arasında ve Taliban’ın gelişi paralelinde mutlulukta en keskin düşüş Afganistan, Lübnan ve Ürdün’de yaşanmış; Doğu Avrupa ülkeleri Sırbistan, Bulgaristan ve Letonya’da ise en büyük artışlar görülmüş. Bizdeki Taliban sevdalılarının kulağına küpe olsun diyelim. Raporda kişi başı gelir eşitsizliği gibi, mutluluk eşitsizliğinin de Avrupa hariç her bölgede arttığı ve bunun “endişe verici bir eğilim” olduğu belirtiliyor. Bu artışın “gelir, eğitim, sağlık hizmetleri, sosyal kabul, güven ve aile, toplum ve ulusal düzeylerde destekleyici sosyal ortamların varlığı ” konularındaki eşitsizlikler yansıttığı ifade edildi. Rapor, dünyanın çoğu bölgelerinde genç kuşakların yaşlılara göre daha mutlu olduğunu yazıyorken Türkiye’de gençlerin yaşlılara göre daha mutsuz olması hepimizi derinden düşündürmeli, sarsmalı ve harekete geçirmeli!
Türkiye’de gençlerin günümüzün ekonomik şartlarında var olabilmeleri, gelecek endişesi olmadan kaygısız bir hayat sürmeleri artık mümkün görünmüyor. Zengin azınlıkla ülkenin geri kalanları arasındaki gelir uçurumu, sosyo ekonomik imkânların her geçen gün daralması, konut fiyatlarının artması, kiraların, okul, üniversite yıllık giderlerinin olağan üstü artışı birçok kişiyi, özellikle gençleri, içinden çıkılmaz bir gelecek endişesi sarmalına sürüklüyor. Kariyerinin başında olan gençler için belirsizlik, güvencesizlik hisleri gün geçtikçe daha da endişe verici bir boyuta ulaşıyor. Türkiye gibi belirsizliklerle dolu sosyoekonomik ve politik süreçten geçen bir toplumda mutsuzluk seviyesinin yüksek olması şaşırtıcı değil!
Türkiye’deki umutsuzluk ve belirsizlik ikliminin çoğu insana bir şeyleri değiştirebilecekleri inancını kaybettirdiğinin farkında mısınız? Değerli siyasetçimiz, demokrasi sevdalısı rahmetli Demirel’in meşhur bir sözü geliyor aklıma: “Demokrasilerde çare tükenmez.” Eylemsizliğin bir seçenek olmadığını hatırlatmak biz yaşlı kategorisinde kalanlara düşüyor. Bugünü ve geleceğini değiştirmek senin elinde. İşte önünde bir fırsat var; 31 Mart Yerel Seçimlerinde sandığa git ve oyunu kullan! Demokrasi sen katılırsan yaşar. Unutma, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! Kaderini belirlemeyi başkalarına bırakma. Sandığa git ve oyunu kullan. Demokrasiye sahip çık. Demokrasi varsa, yaşıyorsa çözüm bulunur. Cumhuriyetin 2. Yüzyılında Türkiye’deyken Türkiye’yi özlemek böyle bir şey işte…