31 Mart 2024 Seçimleri: Farklı bir açıdan

31 Mart Pazar günü ülkemiz ve demokrasimiz için çok önemli bir sınavdan geçtik.

Sonuçlardan bağımsız olarak Türkiye demokrasisi adına çok önemli bir süreç olduğunu düşünüyorum. Seçim sürecinde herhangi bir tatsızlık yaşanmamış olması, rekabete rağmen söylemin çok sertleşmeden bitmesi, oyların güvenliği konusunda herhangi bir sorun yaşanmaması ve sonucun AKP adına son derece olumsuz olmasına rağmen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Başkanı Sn. Erdoğan’ın seçim gecesi sandıktan çıkan sonuca ve milletin iradesine tam anlamıyla güven ve saygı gösteren bir konuşma yapmış olması çok önemliydi.

Dünyada demokratik süreçlerin zorlandığı, ABD’de seçimi kaybeden Trump yanlılarının Beyaz Saray’ı bastığı bir dünyada Türkiye’nin müthiş bir olgunlukla demokratik bir şekilde sonuçlara saygı göstermesi ve yerel iktidarın çok büyük oranda sıkıntısız bir şekilde el değiştirmesi Türkiye’den dünyaya da yollanmış çok önemli bir mesaj oldu.

Özellikle ABD ve Avrupa medyasının da son yıllarda ezberleyerek ve açıkçası siyasi olarak çıkarları gerektirdiği için tekrar tekrar gündeme getirdiği Türkiye’de sandıktan ne çıkarsa çıksın iktidarın bunu kabul etmeyeceği ön kabulü de bu şekilde çökmüş oldu.

Bir başka konu olarak ise Türkiye seçmenlerinin toplamının birey olarak hepimizin tercihlerinin ötesinde bir kolektif bilince ve zekaya sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu kolektif bilincin çok değerli olduğunu, iyi analiz edildiğinde bütün topluma yön gösterebilen bir kılavuz olduğunu düşünüyorum.

Genelde seçimde umduğunu bulamayan partiler, siyasetçiler veya seçmenler topluma kızıyorlar, küsüyorlar ve umutsuz bir hale düşüyorlar. Ancak Türkiye seçmeninin tek tek bireyleri aşan bir kolektif bilince sahip olduğunu fark etmek ve bu bilincin neyi neden yaptığını anlayabilmek kritik bir fark yaratıyor.

Bu anlamda ülke olarak kendimize güvenmemiz, demokratik süreçlerimizi kuvvetlendirmeye çalışmamız, iyi yaptığımız işlerle de övünmemiz hakkımızdır.

Seçim sonuçları

Sonuçlarla ilgili olarak oldukça fazla analiz yapıldı. Ben de farklı bir açıdan sonuçları analiz etmek istiyorum. Analizi üç yazıya böldüm, birinci yazıda il genel meclisi oyları üzerinden partiler ve ittifaklar açısından sonuçların değerlendireceğim ve seçimin galibi CHP’nin içinde bulunduğu bloğu analiz edeceğim. İkinci yazıda ise seçimde beklediğin çok altında performans gösteren AK Parti’nin bulunduğu bloğu, üçünde yazıda ise kendi partisinin veya ittifakının çok üstünde oy alarak adeta bir demokratik zafer kazanan Belediye Başkanlarını değerlendireceğim. Analizde belediye meclisleri içi partilerin Türkiye çapında aldıkları oy oranlarını temel aldım. Çoğunlukla yerel seçim sonuçları belediye başkanı adayların aldığı oylar temel alınarak oylarla analiz ediliyor, ancak bunun resmi farklı bir açıdan görmek olduğunu düşünüyorum. Sebebi ise, belediye başkanı seçimlerin seçmenler tarafından adeta bir ikinci tur seçim gibi değerlendirilmesi sebebiyledir, zira Belediye Başkanı olarak kendi ilçemizde ve şehrimizde sadece tek bir kazanan var. Seçmen kampanya süresince adayları inceliyor ve seçim günü kazanması muhtemel olan adayların etrafında öbekleniyor, yani bir nevi kampanyalar, araştırma sonuçları ve tahmini sonuçlar seçmen nezdinde birinci tur seçimlerin kendi içinde yapılmış olmasını sağlıyor.  Partiler ve ittifaklar açısından daha sağlıklı bir analizin ise belediye meclis oyları üzerinden yapılması gerektiğini düşünüyorum. Parti meclislerinde tek bir kazanan yok, nispi bir temsil var, o yüzden de başkanlık seçimlerine göre seçmenin eli bir nebze daha rahat oluyor. Belediye meclislerinde son derece anti-demokratik yüzde 10’luk baraj uygulanıyor, ancak bu toplum ve seçmenin pek farkında olduğu bir olgu olmadığından sonuçlara çok ekti ettiğini düşünmüyorum.  Bu çerçevede, Belediye meclis oyları üzerinden partilerin oy oranları aşağıdaki gibi sonuçlandı:

 

 

1.Cumhuriyet Halk Partisi: %34.5

2.AK Parti: %32.4

3.Yeniden Refah Partisi: %7.0

4.Milliyetçi Hareket Partisi:%6.6

5.Dem Parti: %5.8

6.İYİ Parti: %4.6

7.Zafer Partisi: %2.5

8.Saadet Partisi: %1.3

9.Büyük Birlik Partisi: %1.3

10.Hüda- Par: %0.7%

11.Türkiye İşçi Partisi: %0.6

12.Deva Partisi: %0.45

13.Bağımsız Türkiye Partisi: %0.4%

14.Demokrat Parti: %0.35%

15.Bağımsız Meclis Üyeleri: 0.35%

16.Memleket Partisi: %0.25

17.Türkiye Komünist Parti: %0.25

18.Sol Parti:%0.15

19.Gelecek Partisi: %0.10

20.Demokratik Sol Parti: %0.1

 

Bu sonuçları 2023 Mayıs ayı MV seçimlerinde ortaya çıkan ittifaklara göre değerlendirdiğimizde ise oranlar şu şekilde:

Cumhur İttifakı: %48

(AKP+ MHP+YRP+BBP+ Hüda-Par)

Millet İttifakı /Altılı Masa:%41.3

(CHP+ İYİ Parti+Saadet+ Deva+ Demokrat+ Gelecek)

 

Mayıs 2023 seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyen Emek ve Özgürlük İttifakı’nı

(TİP ve Dem Parti) da Millet İttifakı/ Altılı Masa’ya dahil ettiğimizde toplam % 47.7 oluyor.

Bu kapsamda, en önemli değerlendirme 2 büyük bloğun oylarının halen %48 ile birbirine eşit olduğudur.  Bu açıdan baktığımızda Mayıs 2023 seçimlerine göre sandığa katılım oldukça düşmüş olmasına rağmen blokların birbirine oranında önemli bir değişim olmadığını görüyoruz. Seçmen blokların kendi içindeki aktörlere ve partilere çok net mesajlar vermiştir, hangi partinin performansını beğendiğini, hangi partiden ise memnun olmadığını çok açık bir şekilde ifade etmiştir. Buna rağmen bloklar arasındaki geçiş bireysel adaylar üzerinden olurken ittifaklar/bloklar nezdinde önemli bir değişim olmamıştır. Bu anlamda Türkiye’de 31 Mart seçimlerinde çok büyük bir değişiklik olduğunu söylemek mümkün değildir.  Ülkenin birliğinin teminatı olan bloklar veya kutuplar arasındaki oy geçişi henüz meydanda yoktur, ancak belediye başkanları nezdinde bu değişim kendini göstermeye başlamıştır. 

Blokların arasındaki geçişkenliğin artması konusunda bütün vatandaşlar olarak siyasi partileri ve siyasetçileri cesaretlendirmemiz ve desteklememiz gerektiğini düşünüyorum.

Mayıs 2023 seçimin üzüleni, Mart 2024 seçimin ise sevineni olan CHP’nin liderliğini yaptığı blok açısından değişimleri ise şu şekilde özetleyebiliriz:

 

Altılı Masa+ Emek ve Özgürlük İttifakı:

-Seçimin mutlak galibi CHP’dir. Bu geniş ittifak içinde yer alan bütün diğer partiler CHP’ye karşı oy kaybetmişlerdir. CHP bir anlamda ittifakı yutmaya yaklaşmıştır diyebiliriz.

-En yüksek oy kaybı İYİ Parti’dedir. İYİ Parti’ye daha önceki seçimlerde oy veren seçmenin parti üst yönetimine verdiği mesajı futbol tribünlerinden esinlenerek ‘Aşkımız renklere, sizlere değil’ şeklinde özetleyebiliriz.

-İYİ Parti’nin 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CB adayı olmadıkları için masayı devirdiği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın İYİ parti seçmeni üzerindeki etkisinin Meral Akşener veya diğer İYİ Partili yöneticilerden daha fazla olduğu seçim öncesi de görülüyordu, seçim sonuçları bu durumu teyit etmiş oldu.

-CHP’nin parti olarak ittifaktaki diğer partilerden en önemli farkı ise Mayıs seçimleri sonrası liderliğinin demokratik yöntemle değişmiş olmasıdır. Diğer partiler alınan büyük başarısızlığa rağmen değişime gitmediler ve seçmen de bu durumdan hoşlanmadığını açık bir şekilde belirtti.

-İttifakın küçük ortakları olan Saadet Partisi, Deva Partisi, Demokrat Parti ve Gelecek Partisi ittifak sayesinde mecliste yaklaşık 40 sandalye ile temsil edilmelerine rağmen toplumun ilgisini çekecek hiçbir aksiyonda bulunmadılar. Bunun sonucunda bu 4 parti de zemin kaybetmiş, TBMM’de 14 milletvekili bulunan Gelecek Partisi Ankara’da sadece ve sadece 490 oy alabilmiştir.

-DEM Partisi özellikle İstanbul’da CHP ile yapmış olduğu ‘kent ittifakı’ adı altında bazı ilçelerde aday çıkarmamıştır. Bu sebeple tam olarak oyunu ölçmek mümkün olmamaklar birlikte yaklaşık %0.5-%1 arasında bir toplamı CHP’den DEM Partisi’ne yazmamız mümkün olabilir. Bu durumda bile DEM Partisi 2015’ten beri olan oy kaybı devam etmektedir. DEM Parti’nin özellikle büyük şehirlerdeki seçmeninin her sene sisteme daha çok entegre olduğunu ve partisinden tek yönlü değil çok yönlü politika görmek istediği çok açıktır.

-CHP açısından en büyük başarının elde edildiği şehir tartışmasız Ankara’dır. %49.7’lik meclis oyları ile %50.4’lük Kırklareli ardından Ankara CHP’nin bütün Türkiye’de parti olarak en yüksek oy aldığı ikinci şehirdir.

Burada Mansur Yavaş’ın sadece kendi ismi altında oyları toplamasının yanında kendi seçmenini aynı zamanda CHP seçmeni haline de getirmiş olduğunu görüyoruz. CHP 31 Mart günü Mayıs 2023 seçimlerinde Altılı Masa + Emek İttifakının Ankara’da aldığı oyun tamamından daha fazla oy almıştır.

Aynı zamanda Ankara’nın başkent olarak İç Anadolu’da bir örnek teşkil etmeye başlaması komşu illerdeki CHP oylarında önemli bir artışa sebep olmuştur.