Mahalli İdare Seçimi, CHP’nin gerçek anlamda zaferi ile sonuçlandı. Özgür Özel ve ekibi, ciddi bir başarı kazandı. (Ancak bu başarı da Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi muhafazakar kesimle barıştırma, partisini halkla temas ettirme ve Anadolu’ya yayılma politikalarının etkisi de gözden kaçırılmamalıdır.) Neticede Türkiye’nin nüfus ve ekonomik olarak çok büyük bölümü, muhalefetin eline geçmiştir. AKP hezimete uğramıştır. 22 yıldır sürdürülen boş vaatler, “Sabredin” tavsiyeleri, Diyanetin ve din baronlarının çalışmaları vb. fayda vermemiştir. Dip dalgası derken tsunami yaşanmıştır.
Özellikle İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir vb. illerin sonuçları iktidarı şok etmiştir. AKP Genel Başkanı ile tayinle gelmiş bakanların karizması gerçek anlamda çizilmiştir. Başarısızlıklarının ve beceriksizliklerinin faturası kesilmiştir.
-Bu arada İYİ Parti iyice erimiş, agresif politikanın zararını görmüştür. Genel Başkanın ayrılması da isabetli bir davranıştır.
-YRP fazla abartılmaktadır. Muhalif basın tarafından şişirilmektedir.
-Diğer partilerin de oy oranlarının çok düşük olduğu görülmüştür.
-Genel olarak tayinle gelmiş bakanların kamuoyunda fazla itibarı yoktur. Ancak başarılı gördüğümüz sık sık hakkında bir şeyler yazdığımız İçişleri Bakanı kendine yazık etmiştir. Aynı şekilde halkın parası ile (55 milyon dolar gibi muazzam bir bedelle) uzaya gönderilen Gezervacı’nın şehir şehir gezip propaganda yapması çok vahim bir hata olmuştur.
-MHP, yorulmadan AKP sayesinde kazandığı ile övünmektedir.
-Bu tablodan iktidar ders alır mı? Demokrasiye döner mi? Tek adam rejiminden vazgeçer mi? Bağımsız yargıya izin verir mi? TBMM’yi etkili ve yetkili kılar mı? İsrafı, lüks tutkusunu, saltanatı, yolsuzlukları, şaibeli ihaleleri, liyakatsizliği, yandaşlara (Beşli çeteye, cemaatlere, vakıflara, on binlerce trole, yüz binlerce bankamatiğe, din baronlarına vb.) kamu kaynaklarını ve mülklerini peşkeş çekmekten vazgeçer mi? Liyakate önem verir mi? Tümüyle yanlış ekonomik politikaları terk eder, ilmin ve aklın yolunu seçer mi? Verimsiz, gösteriş yatırımlarından vazgeçer mi? Zenginleri daha zengin etme yolunu terk eder mi? İşçiyi, çiftçiyi, emekliyi, esnafı, işsizi ön plana alır mı? Planlama, fizibilite, verimlilik vb. kavramları benimser mi? Rant politikasını terk eder mi? Nereden buldun kanunu, Siyasi etik yasası, servet beyanı, ciddi bir vergi reformu gibi konuları gerçekleştirir mi? Gururdan, kibirden, ayrımcılıktan, yalanlardan, iftiralardan, hakaretlerden, tehditlerden, bakıcılıktan, hukuksuzluklardan, kul hakkına el uzatmaktan, tutmayacağı vaatleri sıralamaktan, bu feci duruma rağmen pembe tablolar çizmekten vazgeçer mi? Hiç sanmıyorum. Ve samimi olarak iddia ediyorum ki: Dürüst ve liyakatli bir yönetimle bugünkü bütçenin yarısı ile ülkeyi yönetmek mümkündür. Yeter ki itibarsızlıkların, yolsuzlukların, rüşvetin, şaibeli ihalelerin, önü kesilsin. Görevlere liyakatli ve dürüst kişiler getirilsin. Tek adam sistemi sona ersin. (Bunu 60 yıllık maliyeci geçmişime dayanarak iddia ediyorum.)
-Bugünkü feci tablo, iktidarın umurunda mıdır? Neymiş? 1 Trilyon dolarlık bir ekonomimiz varmış? Güya 2023’te yüzde 4.5 büyümüşüz? Fert başına milli gelir 13.110 dolar olmuş? Bunun halka ne faydası olmuştur?
1-On yedi milyon altı yüz bin vatandaşımız sosyal yardıma muhtaçtır.
2- Üç milyon dokuz yüz bin evladımız okuyamamaktadır.
3- Merkezi Yönetimin borcu 6 trilyon 965 milyar TL’dir.
4-Çiftçinin borcu 700 milyar TL olmuştur.
5- İlk 3 ayın bütçe açığı 513 milyar TL olmuştur. Merkez Bankasının 2023 zararı 818 milyar, 513 milyon TL’dir. (Bu iktidarın beceriksiz ve şovmen bakanı, başımıza kur korumalı mevduat afetini musallat etmiştir.)
6- Sarayın sadece şubat harcaması 1 milyar 454 milyon TL’dir.
7- Milyarderler liginde, 25 zengin ile dünya 20.’si olduk. Gelir dağılımında ise nal topluyoruz. Milli gelirin yüzde 39,5’, ilk yüzde 1 tarafından elde edilmektedir. 85 bin yandaşın serveti, 1 milyon doların üzerindedir. Ve iktidar hala masal anlatmaya devam ediyor.