Birleşik Krallık Hükümeti son haftalarda pek çok emsal karara imza atıyor. Sigara yasakları konusunda dünyada hiçbir ülkenin uygulayamadığı bir yasa İngiliz Parlamentosunda kabul edildi. Bu yılın sonundan itibaren geçerli olacak yasaya göre 2009 yılında ve sonrasında doğanlar ömürleri boyunca bu ülkede tütün ürünleri ve elektronik sigara satın alamayacaklar.
Aynı yasa tasarısı geçen sene Yeni Zelanda Parlamentosunda da kabul edilmiş ve temmuz 2024’ten itibaren geçerli olmasına karar kılınmıştı ancak hükümet değişince uygulama da iptal edildi.
Şimdi aynı senaryoyu Britanya yaşıyor. Bu sene içinde yapılacak Genel Seçimlerde mevcut hükümet değişirse o zaman bu yasa da rafa kalkabilir. Ancak seçimlerin 2025’e ertelenme ihtimali de gündemde. Bu yılın sonunda yasa yürürlüğe girecek. Seçimler ertelenir, yasa da yürürlüğe girerse Sunak hükümeti dünya üzerinde bir ilke imza atmış olacak.
Rishi Sunak, son dönemde ülkedeki “gençleri” kızdıracak, “yetişkinleri” memnun edecek kararlar almaktan çekinmiyor.
Bir başka kararıyla bu sefer 18-30 yaş arasındaki gençlerin Avrupa’da serbest dolaşım hayallerinin suya düşmesine neden oldu.
Avrupa Birliği’nin, BREXIT’ten bu yana uzattığı en önemli “zeytin dalı” olarak tanımlanan “gençlere serbest dolaşım” önerisi de bu nedenle sonuçsuz ve karşılıksız kaldı.
Birleşik Krallık’ın, Avrupa Birliğinden çıkmasının oylandığı referandumda, Britanya’da 25 yaş altı gençlerin %75’i Avrupa Birliğinde kalmayı istemişti.
Bir başka deyişle, ülkede “yaşlı ve yetişkin” sayısı o kadar ağırlıklı ki, “gençlerin” çoğunluğu Brexit’e karşı olsa da, ülkenin tercihi Brexit olmuştu, Avrupa Birliğinden çıkılmıştı.
Bu ayrılık Birleşik Krallık’a “pahalıya” mal oldu, olmaya da devam ediyor. Ana prensiplerin başında “serbest dolaşımın” karşılıklı olarak kaldırıldığı biliniyorken, şimdi Avrupa Birliğinden gelen ‘serbest dolaşım” çağrısı “Brexit ruhuna ve ilkelerine uymamaktadır” denilerek reddedildi.
Bence, Rishi Sunak doğru bir karar verdi. Bu cevap, “burnu havada” Avrupa Birliğine karşı “bizimle ilgili hayaller kurmayın” demek oldu.
Öte yandan Genel Seçimlerden sonra olası bir hükümet değişikliği durumunda, konunun yeniden ele alınacağı da ihtimaller dahilinde çünkü Ana Muhalefet Partisi Labour’un Lideri Keir Starmer; iktidara geldiklerinde yeni bir referandum yapacaklarını, Avrupa Birliği ile ilgili konuyu referandum sonucuna göre ele alacaklarını söylüyor. Dolayısıyla, Starmer, Sunak’ın bu kararıyla ilgili “rengini belli etmeden” pozisyon alıyor.
Sunak, gençlerden başka göçmenleri de hedefine almış vaziyette. Ülkeye, Manş Denizini botlarla geçip iltica edenlerin Ruwanda’daki göçmen köyüne gönderilmesi ve resmi işlemleri süresince orada barınmalarının sağlanması konusu İngiliz Parlamentosunda oy çokluğu ile kabul edildi.
Plastik botlarla Britanya Adasına ayak basanlar hayatları kurtuldu sanırken kendilerini ilk uçakla Ruwanda’da bulacaklar ve iltica başvuruları kabul edilirse ömürlerini İngiltere’de değil Ruwanda’da geçirecekler ya da ülkelerine geri gönderilecekler.
Bu da dünyada benzer uygulaması olmayan bir karar ve ilk uçak yaz aylarının başında kalkacak. Kendisi de göçmen bir ailenin oğlu olan Rishi Sunak, hem göçmenlerle hem de gençlerle ilgili oldukça radikal kararlar almaktan çekinmiyor. Ülke nüfusunun çoğunluğunu oluşturan yetişkin ve yaşlı kesimin oylarını garantileyecek Muhafazakar kararlar almaktan da geri durmuyor. Öte yandan, kamuoyu anketlerinde iktidarı açık ara farkla Ana Muhalefet partisine vereceği de görülüyor.
Kısaca, öyle ya da böyle ülkenin ilk göçmen Başbakanının, görev süresinin sonuna doğru yaklaştığını görüyoruz. Emsal kararları ile puan toplamaya çalışsa da, seçmeni ikna ettiği söylenemez, olsa olsa en fazla “İyiydi, hoştu ama çabaları boştu” diyebiliriz. Durum böyle olunca da, Britanya Adasının üzerindeki sis bulutları dağılmıyor, beklediğimiz ılık güneşli bahar günleri de bir türlü gelmiyor. Birleşik Krallık’tan sevgiler.