CHP Sözcüsü Deniz Yücel, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Yücel’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Geçtiğimiz hafta, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 104’üncü kuruluş yıldönümünü büyük bir coşku ile kutladık. 23 Nisan’da Mecliste özel oturum yapıldı. Bu anlamlı günde, Anıtkabir’de yapılan törene giden tek lider Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’di. Peki AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da Meclis’te düzenlenen Anıtkabir’e gitmek yerine nereye gitti? Bir tarikat mensubunun cenaze törenine katıldı. Sayın Erdoğan’ın önceliğinin, ulusal egemenliğin simgesi yüce Meclis olmadığını bir kez daha gördük. İşte tam da bu nedenle; ülkede hangi taşı kaldırsanız altından tarikatlar ve cemaatler çıkıyor. Tam da bu nedenle, AKP iktidarında aklın, bilimin, fennin yerine, çoğu kez şeyhlerin, şıhların safsataları konuşuluyor. Cemaat ve tarikatların hayatın her alanındaki etkisi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ‘değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ nitelikteki ‘laik devlet’ özelliği ile asla bağdaşmıyor.
Biz Taksim’den vazgeçmiyoruz…Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, İçişleri Bakanını arayarak, Taksim kararının gözden geçirilmesini istedi. “Biz parti olarak teminat veriyoruz, sorunsuz geçecek” dedi. Peki biz bu güvenceyi verirken; yurt içindeki güvenlik teşkilatının en üstündeki isim bu güvenceyi neden veremiyor? AKP iktidarının bir zamanlar “Taksim’i 1 Mayıs kutlamalarına biz açtık” diyerek övündüğü “Taksim Meydanı alerjisi” görüyoruz ki devam ediyor. Taksim Meydanı, AKP iktidarı için bir travma…Ne zaman Taksim Meydanı’nda bir topluluk, toplantı ve gösteri hakkını kullansa, bunu kendi bütünlüklerine bir saldırı olarak görüyorlar. Taksim Meydanı’nda toplanan herkes, sanırsınız ki AKP iktidarını devirmeye yeminli…Oysa Taksim Meydanı, hak arayan herkesin istediğinde çıkıp hakkını aradığı bir yer ve AKP de; hak arayanların can güvenliğini sağlamak zorunda olan iktidardır.
Ama nasıl? Polisle, Jandarma’yla, TOMA’yla, tazyikli suyla demokratik hakkını kullananlara kuvvet kullanarak değil; toplantı ve gösteri hakkını kullanan topluluklara, Taksim Meydanı’nı elverişli hale getirerek…31 Mart yerel seçimlerinin birinci partisi olarak açık çağrımızdır: Sayın Genel Başkanımızın da dediği gibi, “Emekçilerin elini havada bırakmayın.” Taksim Meydanı’nı 1 Mayıs’a açmaktan korkmayın!”