Taslağın derslerin kapsamı, eğitimde fırsat eşitliği gibi önemli konularda daha şeffaf ve kamuoyunu aydınlatıcı bir şekilde düzenlenmesi gerektiğinin belirtildiği açıklamada, 10 yıllık çalışmanın ürünü olan bu müfredatın bir haftada incelenip analiz edilmesinin mümkün olmadığı ifade edildi. Açıklamada müfredattaki değişimin toplumsal yarara dönüşebilmesinin, bu değişimin toplumsal uzlaşma temelinde, katılımcı bir zeminde gerçekleşmesiyle mümkün olacağına dikkat çekildi. Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu olarak, çocuklarımızı ve gençlerimizi
geleceğin dünyasına hazırlamak, ülkemizde küresel gelişmeler doğrultusunda ‘insan-çevre’
odaklı, ‘yeşil ve dijital’ bir ekosistem inşa edebilmek için yeni ve kapsamlı bir eğitim
reformuna ihtiyaç duyulduğunu savunuyoruz. Bu yaklaşımla Cumhuriyetimizin ikinci
yüzyılında ana rotamızı eğitim olarak belirledik ve geçtiğimiz aylarda hazırladığımız politika
notu ile de ülkemizin içinde bulunduğu orta eğitim tuzağından çıkışa yönelik önerilerimizi paylaştık.
Eğitimi önceliklendiren, özellikle Anadolu’daki iş insanlarının nitelikli insan kaynağı alanında
yaşadıkları zorlukları yakından gören bir iş dünyası örgütü olarak, müfredatta değişiklik
çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Bu kapsamda geçtiğimiz hafta askıya çıkarılan
‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adını taşıyan yeni müfredata ilişkin düşüncelerimizi
kamuoyuyla paylaşmayı da bir görev olarak kabul ediyoruz.
Öncelikle Milli Eğitim Bakanımızın ’10 yıllık çalışmanın ürünü’ olarak tanımladığı taslağın
yalnızca bir hafta gibi son derece kısa bir süre askıda kalması, bilgiye erişim sağlamakta
ancak bu bilginin analiz edilmesine olanak tanımamaktadır. Müfredatın ana hedeflerinden
biriyle çelişen bu durumun ortadan kaldırılması için bu sürenin uzatılmasını talep ediyoruz.
Bununla birlikte müfredattaki değişimin toplumsal yarara dönüşebilmesi, bu değişimin
toplumsal uzlaşma temelinde, katılımcı bir zeminde gerçekleşmesiyle mümkündür. Bu
kapsamda uzatılan süre içerisinde Bakanlığımız ile eğitim ve iş dünyasının bir araya
gelmesi, istişare ve uzlaşmanın sağlanması sistemin başarısına önemli katkılar
sağlayacaktır.
Eğitim yalnızca bilgiyi değil, aynı zamanda toplumu, çevreyi, dünyayı yorumlama anlayışını
ve değerleri de şekillendirir. Bu noktada taslakta zorunlu dersler dışında yer alan derslerin
nasıl ele alınacağı konusuna yer verilmemesi bazı soru işaretlerini de beraberinde
getirmektedir. Taslakta, ülkemizde yıllardır aşılamayan yabancı dil öğrenmede yaşanan
zorlukların giderilmesine ve güzel sanatlar, spor gibi yalnızca okul sıralarında değil hayat
boyu devam eden alanlara yönelik bir çalışma açıklanmamıştır. Bunun yanı sıra
müfredattan çıkarılan ya da kapsamı değiştirilen konuların çocuklarımızın ve gençlerimizin
eğitimini nasıl etkileyeceğine yönelik belirsizliklerin giderilmesi için tüm derslerle ilgili
süreçler şeffaf bir şekilde açıklanmalıdır.
Öte yandan eğitimde yapılan değişikliklerin sadece müfredatla sınırlı kalmaması gerektiğine
inanıyoruz. Eğitime erişim hakkı ve fırsat eşitliği için okullardaki fiziki altyapının
iyileştirilmesi, kültür-sanat alanlarından laboratuvarlara, kütüphaneden teknoloji sınıflarına
kadar eksikliklerin tamamlanması, öğretmenlerin yaşadıkları zorlukların giderilmesi gibi
temel konuların da ele alınması, dolayısıyla eğitimde yapılacak değişikliklerin geniş
kapsamlı bir şekilde eğitim sisteminin diğer alanlarıyla birlikte değerlendirilmesi önemlidir.
Çağın gerektirdiği becerilere ve yetkinliklere sahip nesiller yetiştirmek için Cumhuriyet
değerlerinden ve bilimsellik ilkelerinden ödün verilmeyen, evrensel bir yaklaşım barındıran
müfredata ve sisteme ihtiyaç vardır. Bu sebeple TÜRKONFED olarak, çocuklarımız,
gençlerimiz ve ülkemizin geleceği için hayati öneme sahip olan bu konunun tüm tarafların
katılımıyla daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiğini önemle tavsiye ve talep
ediyoruz.”