Salman Rüşdi’nin aldığı kılıç darbeleri

Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rüşdi’yi 26 Eylül 1988’de yayınladığı “Şeytan Ayetleri” romanı ile daha iyi tanıdık. Yoksa onu Geceyarısı Çocukları romanı ile zaten biliyorduk.(Salman Rushdie, Satanic Verses, Viking Penguin Yayınevi, İngiltere, 26 Eylül 1988) Kitap, aslında göçmen sorunu gibi İngiltere’ye göç edenlerin başından geçenleri komik bir üslupla anlatırken Kur’an-ı Kerim’den çıkarıldığı belirtilen ayetlere de atıfta bulunuyor. Bu arada Şeytan Ayetlerinden 1858’de ilk kez bahseden İskoç tarihçi Sir William Muir olmuş.

O zaman İran’ın başında bulunan Ayetullah Humeyni, Salman için 1989’da ölüm fetvası vermeseydi, kitap kanımca bu kadar ün kazanmayacaktı. Aldığı tehditler nedeniyle Rüşdi, New York’ta “Joseph Anton” takma adı ile uzun bir süre yaşıyor. Bu arada kitabı Japoncaya çeviren Hitoshi Igarashi 1991’de bıçaklanarak öldürülüyor. Ölüm fetvası 1998’de kaldırılmasına rağmen 12 Ağustos 2020’de, Lübnanlı anne babadan olma radikal İslamı savunan ABD vatandaşı Hadi Mater (24) tarafından bıçaklanan Rüşdi, karnı, bacağı, gözü ve kolundan ağır yaralanıyor. Bu saldırı sonucu Rüşdi, sol gözünü kaybederek sol kolunu bir daha kullanamıyor ve bacağındaki derin bıçak yarası onun aksayarak yürümesine neden oluyor. Salman bu bıçaklanmadan yola çıkarak anılarını “Bıçak: Cinayet girişiminden sonra derin düşünceler” başlıklı kitabında topluyor. (Knife: Meditations after an attempted murder, Random House yayınevi, 224 sayfa, New York, 2023)

İran bugün artık fetva verecek durumda değil. Ancak bölgede yine ağırlığı hissedilen bir güç. Kendi topraklarından İsrail’e İHA ve balistik füze gönderen ilk ülke.

Uzun süre ABD’nin ambargosu altında zorluk çeken İran’a en büyük destek Rusya ve Çin’den geldi. Türkiye ile de arası iyi sayılır. Arada sırada Dışişleri Bakanları düzeyinde yapılan ziyaretlerde hangi konuların ele alındığı üstünkörü yapılan açıklamalar nedeniyle bilinmemekle birlikte tahminde bulunmak zor değil.

Bugün İran’daki protestoların teması kadın, hayat ve demokrasi üzerine. Kadın teması Eylül 2022’de Mahsa Jina Amini isimli Kürt kökenli bir kadının Ahlak Polisi tarafından dövülmesi sonucu hastanede ölmesiyle hayat ve demokrasi kavramlarını da beraberinde getirdiği için bu cinayet, giderek artan sokak protestolarına yol açtı. New York Times, Le Monde ve Financial Times gibi gazetelerde yapılan yorumlarda, bugün İran’da 100’e yakın şehirde hemen her gün sokak gösterilerinin yapıldığı ve demokrasi talep edildiği belirtilmekte. Amini’nin Kürt oluşu İran’daki Kürt azınlığın da bu protestolara katılmalarını sağladığı gelen haberler arasında.

Bu gösterilerin İran’da demokrasiyi mi getireceği yoksa yeni farklı bir otokrat idarenin mi sürdürüleceği henüz kestirilemiyor. Bu arada diyasporada yaşayan rejim muhalifi beş milyona yakın İranlının da dışarıdan protestolara destek verdiklerini kaydetmek lazım. Başbakan Musaddık’ın nasıl azledildiğini anlatan Stephen Kinzer’in İletişim Yayınlarından çıkan “Şahın Bütün Adamları” kitabında CIA’in 1953’de, İran petrolünü millileştiren Başbakan Musaddık’ı İngilizlerin yardımı ile hazırlanan bir darbe sonucu nasıl azledildiğini anlatan temel kitabı tüm bu gelişmeler ışığında tekrar okumak gerekir. SBF yıllarımda okuduğum bu kitabı geçenlerde tekrar okudum. Bilgilerimi tazeledi hatta yeni bilgiler edindim diyebilirim.

Son günlerde çok tartışılan ziyaretler konusuna değinirken Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretine ilişkin olarak bu tür ziyaretlerde Devlet Ziyareti ve Resmi Ziyaret olarak yapılan ayrıma dikkat etmek gerekir

Devlet Ziyaretleri

Devlet ziyaretleri, bir devlet başkanı veya cumhurbaşkanının başka bir devlet başkanı veya cumhurbaşkanı tarafından yazılı olarak davet edilmesi üzerine yapılan ziyaretlerdir. Bu ziyaret öncesi ev sahibi ülke tarafından davet edilecek cumhurbaşkanına uygun olacak ziyaret tarihleri diplomatik yollardan belirlenir. Gelen heyetin tüm ağırlama masrafları ev sahibi ülke tarafından karşılanır.

Devlet ziyaretlerinin amacı ikili ilişkilerin ve iki ülke arasındaki dostluğun diğer ülkelere ve kendi kamuoylarına gösterilmesidir. Misafir devlet başkanı, ev sahibi başkan tarafından uçağın kapısında veya teamüle göre başka bir yerde resmi törenle karşılanır. Konuk Başkan gelişinde Anıtkabir’e giderek çelenk koyar ve Şeref Defterini imzalar. Daha önce Çankaya Köşkünde yapılan karşılamalar bugün Beştepe’de yapılmaktadır. Fransa eski Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’ün Ankara’ya gelişi sırasında 21 pare top atışı yapıldığını hatırlıyorum. Resmi karşılamada, önce misafir başkanın ülkesinin ulusal marşı askeri bando tarafından çalınır daha sonra ev sahibi ülkenin marşı dinlenir. Şeref Kıtası Misafir Başkan tarafından selamlanır. Konuk başkana askeri törenden sonra ev sahibi ülkenin kıdem ve önde gelme sırasına göre Bakanları tanıtılır. Daha sonra yapılan toplantıda ise hediyeler teati edilir. Akşam ise ev sahibi Cumhurbaşkanı tarafından resmi yemek verilir. Özetle ifade etmek gerekirse devlet ziyaretleri için hazırlıkların en az iki ay önceden başlaması gerekmektedir. Devlet ziyaretleri en fazla üç gün sürer.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD’ne yapacakları devlet ziyaretinin yandaş basında belirtildiği üzere 9 Mayıs’ta gerçekleştirilmesi bu bakımdan çok zor görünmüştü. ABD’nin bu tutumu ile vermek istediği mesaj büyük bir ihtimalle Rusya’dan alınan S 400’ler konusunda henüz bir adım atılmaması, HAMAS ve İran ile yakın temaslar, Türk askerinin Irak ve Suriye’deki varlıkları ve Türkiye’nin güney sınırlarında gerçekleştirmek istediği basında da yer alan askeri operasyon olabilir. Ziyaret konusundaki açıklamanın Beyaz Saray Sözcüsü veya bakan düzeyinde yapılması yerine Güvenlik Danışmanı J. Kirby tarafından yapılması da ayrıca anlamlı.

Erdoğan-Biden görüşmesinin Temmuz ayında yapılacak NATO Zirvesinde gerçekleştirilmesi ise doğal olarak devlet ziyaretinden çok ikili görüşme kapsamında değerlendirilir.

Bu arada dünyanın en çok devlet ziyaretinde bulunan lideri, 1952’de tahta geçen İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth, 263 devlet ziyareti gerçekleştirmiş. Sayın Cumhurbaşkanı ise 88 ülkeye 224 devlet ziyaretinde bulunmuş.

Resmi ziyaretler

Devlet Başkanı dışındaki başbakan, bakanlar ve diğer görevlilerin ziyaretleri resmi ziyaret kapsamındadır. Tarihler karşılıklı kararlaştırılır. Bu tür ziyaretler, nezaket veya çalışma amaçlı olarak yapılmakta ve başbakan ile dışişleri bakanı dışında yetki belgesi ile anlaşma imzalanabilmektedir. Masraflar karşılıklılık ilkesi uyarınca yapılmakta veya konuk heyetin kendisi ödemektedir.

Sonuç

Ziyaretler konusunu burada kapatırsak son zamanlarda halkın gündeminin ilk sırasında ekonomik kriz varken siyasilerimiz Anayasa değişikliği üzerinde görüşmeler yapmakta. Bunun nedeninin sürenin bir dönem daha uzatılması diyebiliriz. Anayasa’nın ilk dört maddesine dokunulmaması en büyük dileğimiz.