31 Mart yerel seçimlerinde Balçova Belediye Başkanı seçilen Onur Yiğit, Gözlem Gazetesi Yayın Kurulu toplantısına konuk oldu. İlçeye ilişkin projelerini anlatan Yiğit, İzmir’in en değerli bölgelerinden birinin İnciraltı olduğunu belirtti. 5 milyon 300 bin metrekare olan bu değerli araziyi yapılaşmaya açarken ranta kurban etmeyeceklerini vurgulayan Onur Yiğit, bu bölgede yeşile zarar vermeyen, şehrin siluetini bozmayan bir yapıya izin vereceklerini kaydetti. Yiğit, ABD’nin New York eyaletinde yer alan Central Park ve İngiltere’nin başkenti Londra’da yer alan Hyde Park gibi parkların olduğu ve şehrin de bu parkların yanında kümeleneceği bir Balçova hayal ettiğini dile getirdi.
Balçova’nın genç belediye başkanı görev süresi boyunca hayata geçirmeyi planladığı projelerini anlattı. Çoğulcu bir yönetim anlayışıyla çalışacağını kaydeden Onur Yiğit, avantajları kadar dezavantajları olan bir ilçeye başkan olduğuna dikkat çekti. Balçova’da, ‘iğne deliği kadar’ boş arsa kalmadığını söyleyen Yiğit, “Balçova her tarafından sıkışmış bir ilçe. Batı tarafında Narlıdere, doğusunda Karabağlar ve Konak, kuzeyinde ise İzmir Körfezi sınırları ile sıkışmış bir ilçe. Yani genişleme alanı çok yok.” dedi.
Genişleme alanı sınırlı olan Balçova’nın Türkiye’deki metropollerin arasında en büyük arazi yüz dönümüne sahip olduğunu söyleyen Onur Yiğit, şunları söyledi:
İnciraltı ve Bahçelerarası’nda 5 milyon 300 bin metrekare mücevher gibi bir arazi var. Bir bölümü de Çamlıkule dediğimiz, aşağıya kadar uzanan bir bölge. Bunun haricinde 330 dönümde şu anda imar çalışması bitmiş bir alan var. Aslında bu bahsettiğimiz tüm boş alanların hepsinde imar çalışması başlamış durumda. Meclisten geçmiş, 18 uygulamalarını bekliyor. Bahçelerarası ve İnciraltı planları Bakanlık tarafından yapılmış. 18 çalışmasına başlandı. 5 yıllık perspektifte çalışmalarımızı, buralardaki yatırımlardan alacağımız vergiler ve katma değerlerle yapacağız; başka türlü bir şans da gözükmüyor. Ama şu anda yapılan planlar maalesef çok kötü. Bakanlık çok kötü planlar yapmış. Şehre ihanet diyeceğimiz planlar yapmış. Birilerini kollayıcı planlar yapmış. Bakanlıktan ısrarlı bir şekilde randevu istiyorum. Girip, bu planların şehre ihanet olduğunu anlatacağım. Başka türlü olmaz.”
“Hayalim yeşil bir Balçova”
Hayalindeki Balçova’yı anlatan Yiğit, “Benim hayalimdeki Balçova’da dev regülasyon alanları olacak. Yani şehrin içerisinden yürüyerek o yeşil koridorun içerisinden kent ormanına, sahile kadar çıkılabilecek. ABD’nin New York eyaletinde yer alan Central Park ve İngiltere’nin başkenti Londra’da yer alan Hyde Park gibi parkların olduğu ve şehrin de bu parkların yanında kümeleneceği bir Balçova hayal ediyorum. Yoksa yatay anlamda bina bina, mevcut Balçova planı gibi plan yapılmış. Çok kötü bir plan. Bunun geçmemesi için mücadele ediyorum” diye konuştu.
“Sağlık turizminin üssü olmalı”
Balçova’nın sağlık turizminin üssü olmaya çok yakın bir ilçe olduğunu belirten Yiğit, “Balçova gerçekten sağlık turizmi üssü olmak üzere. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin karşısında çok ciddi boş alanlar var. Termal alanlar var. Otel yapılacak alanlar var. Sağlık turizmi alanında birçok projem var. Balçova’da küresel olarak sağlık turizmini canlandıracak işlere imza atacağız.” dedi.
“Yaşlı sağlığı ve hastalıkları” ile ilgilenen iç hastalıklarının yan dalı olan bir branş olan geriatrinin, sağlık turizmi için öneminin altını çizen Yiğit, “Ülkemiz artık çok genç değil, yaşlanıyoruz, Avrupa nüfusu çok yaşlandı. Ülkenin geriatri ile ilgili çok ciddi yatırımlara ihtiyacı var. Hem bizim ülkemizin hem de yurtdışından gelecek hastalar için böyle yatırımların önünü açacağız, hastanelerin önünü açacağız” diye konuştu.
Sağlık sektöründe uzun yıllardır çalıştığını, yüksek lisansını da sağlık işletmeciliği üzerine yaptığını hatırlatan Yiğit, Medifema Hastanesi’nin sahibi olmalarının yanı sıra birçok tıp merkezinin kuruluşunu yaptıklarını ve Balçova Fizik Tedavi Merkezi’nin de sahibi olduklarını; bu sebeple sağlık turizmi alanında deneyim sahibi olduğunu belirtti.
“İyi bilenlerle çalışırım”
Türkiye’deki siyasetçilerin her şeyi bildiklerini iddia ettiklerini, bu sebeple yeni fikirlere, görüşlere kapalı olduklarını dile getiren Yiğit, “Türkiye’deki siyasilerin kronik bir hastalığı var. Türkiye’de siyasiler her şeyi çok iyi biliyorlar hepsi çok iyi avukat, mühendis, gazeteci. Ben her şeyi çok iyi bilmiyorum fakat çok iyi bilenlerle çalışırım. Onlardan bir şey kapmaya, bir şeyler öğrenmeye çalışırım. En fazla benim yapabileceğim, çok iyi yapanları koordine etmeye, denetlemeye çalışmak. Önerilere her zaman açık olmak” şeklinde konuştu.