Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Mesut Öksüz Antalya’da çok önemli bir etkinlik gerçekleştirdi. Almanya, Japonya, Hindistan, Güney Amerika, Birleşik Krallık gibi dünyanın dört bir yanından züccaciye sektörünün önemli alıcıları Antalya’ya geldi.
Türkiye’nin önemli markaları bunlar buluştu. 5 binin üzerinde iş görüşmesi yapıldı. Ve organizasyonda 2 milyar dolarlık ticaret hacmi oluştu. ZÜCDER Başkanı Mesut Öksüz heyecan verici gelişmeyi şu sözlerle değerlendirdi:
– Biz bunu yılda iki defa yapıyoruz. Yüz yüze görüşme çok iyi oluyor. Çok verim alıyoruz. Rakiplerimize rağmen özellikle mutfakta büyümeye devam ediyoruz. Dünyadaki her ev girmeyi hedefliyoruz. Artık dünya mutfaklarında Türkler var. Markalarımız var. Antalya’ya getirdiğimiz firmaları dünyadan tek tek cımbızla çeker gibi seçiyoruz. 1 milyar dolarlık yıllık ithalat yapan firmayı bile Antalya’da ağırladık. Kriter olarak bir firmanın minimum 10 milyon doların üzerinde bir ithalat yapıyor olması ya da 10’un üzerinde perakende mağazası olması şart. 12 milyar dolarlık büyüklüğü bulunan züccaciye sektörü, en çok dış ticaret fazlası veren 5 sektör olmanın yanı sıra en çok markalaşan 2 sektörden de biri. İhracat sıralamasında dünyanın ilk 10 ihracatçısı konumunda olan sektör, iç pazarda da markalaşarak büyümeye devam ediyor. Bu arada Çin’in pandemiden sonra sektöre hızlı bir geri dönüş yaptığını hatırlatmak isterim. Sektörümüzün dünyadaki ticaret hacmi, 300 milyar dolar ve bunun 152 milyar dolarını tek başına Çin sağlıyor. Ancak Çin büyük bir güç diye kendimizi geri çekecek halimiz yok. Fuarlarımız artık dünyada, Çin Guanzo’daki ve Frankfurt’taki Ambiante fuarlarından sonra bizim Züchex fuarımız dünyada kabul ediliyor. Yüzde 2 payla dünyada 8. sıradayız. Bizim ilk 5 yılda 5. sıraya gelme gibi bir hedefimiz var.
Peki Züccaciyeciler Derneği’nin bu önemli buluşmasını katılımcılar nasıl değerlendirdi… Bu önemliydi. Bu konudaki değerlendirmeler ilginçti.
Termosan Çelik Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa’nın ilk ve tek çelik termos üreticisi olarak çok ilgi gördüğünü vurguladı ve iki gün boyunca yoğun görüşme trafiği yaşadıklarına dikkat çekti.
Beykoz Cam’ın kurucusu Yılmaz Güzeci yeni tasarımların adeta yok sattığı anlattı. Yine Irak Plastik öyle ürünlerle katılmıştı ki etkinliğe “almayan kaybeder” dedirtiyordu. Mars Plastik ise süzgeç ve buzlukta gelinen son noktayı ortaya koyan ürünleri ile etkinliğin yıldızları arasındaydı. Ege Elektrik’ten Serkan Gaga adeta şov yaptı. Özellikle mini klimasıyla etkinliği en inovatif katılımcıları arasında yer aldı. Her dakikası iş görüşmesi ile geçen Mumsan ise başarıyı “ürünlerimize sevgimizi katıyoruz” diye açıklıyordu. En ilginç değerlendirmeyi ise Taç Porselen ve Mutfak Eşyaları Yönetim Kurulu Başkanı Esra Kuştemir şu sözlerle yapıyordu:
“En iyi olduğumuz alan tencere tava… Çok ilgi gördü. Tencere yetiştiremedik.” Keramika, Cem, Kumtel gibi sektörün önde gelen markaları saniyeyi bile boş geçirmeden görüşmeler yapıyordu. Etkinlik çok iyi geçmişti. Konuya ilişkin en etkili değerlendirmeyi ise Softchef markasından Gökhan Can şu sözlerle yapıyordu:
“Biz dünyadaki her etkinliğe katılıyoruz. Bu defa başka oldu. Ambiante’de bile bu verimi alamadık. Bire bir görüşmeler çok iyi oluyor. Kısa zamanda çok önemli işler yapıyoruz. Bu tür etkinliklere daha fazla önem vermeliyiz.”
Evet Mesut Öksüz’ün ifade ettiği gibi artık bir şekilde küçük ev eşyalarında sözümüz geçiyor. Çin’e ve her şeye rağmen sektör bir yolunu bulup ayakta kalıyor.
Ve mutfakta Türkler var dedirtiyor…
Geleceğin menüleri’nde de varız
Peki, Türkler sadece mutfağın eşya kısmında mı var… Unilever Ev Dışı Tüketim’in yani UFS’nin Türkiye, Orta Asya ve Kafkasya Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz ile UFS Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Bölgesi Pazarlama Lideri Didem Molay Sevin’in yaptığı çalışmalar işin lezet kısmında da olacağımızı gösteriyor.
Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden biri olan Unilever’de önemli bir görevi temsil eden bu ikili gastronomi sektörünün yakından izlemesi gereken bir çalışmayı başlattılar ve çok önemli bir noktaya getirdiler.
Artık geleceğin menüleri onlardan soruluyor. Çok önemsenen sıfır atığı hedefleyen Düşük Atıklı Menüler konsepti bu çalışma içinde yer alıyor. Mesela portakal kabuğunu atıktan çıkarıp şurup haline getirmek ilk adımlardan biri. Bir başkası sebze kabuklarıyla yapılmış acı sos tamda düşük atık konsepti ile örtüşüyor. Daha da ileri gidilip kahve telvesiyle yapılmış balzamik sirkesi ile atığı sıfırlamışlar. Geleceğin menülerinde çok iş var. Önümüzdeki dönemde çok konuşulacak. Türkler mutfağın menü bölümünde de listede olacak.