Kredi kartı borcu 1.5 trilyona, icra 100 milyara dayandı

İktidarın 14 Mayıs öncesindeki ekonomi politikaları nedeniyle krediye ve kredi kartlarına yönelen halk, faiz artışlarının ardından borçlarını ödeyemez hale geldi.

Batık krediler 203.4 milyar liraya kadar yükseldi. Varlık yönetim şirketlerine devredilen miktar ise faiz ve icra masrafları hariç 99 milyar liraya yaklaştı. Reel sektör cephesinde de durum iç açıcı değil. İlk çeyrekte kapanan şirket sayısı yüzde 27 artarken, tasfiye kararı alan şirket sayısı 7 bin 500’ü geçti. Mali yapısı bozulan 214 şirket de konkordato için mahkeme yolunu tuttu.

Faizlerin yıllık bileşik bazda yüzde 80’lerde seyretmesine rağmen vatandaşlar bireysel kredilerle borçlanmaya devam ediyor. Bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşların bankalara olan borçları 2024 yılı başından bu yana yüzde 13.9 arttı. 19-26 Nisan haftasında bireysel kredilerinin bakiyesi 17 milyar lira artarak 1 trilyon 689 milyar liraya çıkarken, kredi kartı borç bakiyesi ise 25.7 milyar lira artarak 1 trilyon 419 milyar liraya yükseldi.

Bireysel borç 3 trilyonu geçti

Bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının bakiyesi 19-26 Nisan haftasında 42.7 milyar lira artarak 3 trilyon 108 milyar lira oldu. Vatandaşların bankalara olan borçları 2024 yılı başından bu yana 380 milyar lira (yüzde 13.9) arttı.

Bankaların icra takibine aldıkları bireysel kredi ve kredi kartı alacakları ise 3-10 Mayıs haftasındaki 1.1 milyar lira artışla sene başından bu yana 62.2 milyar TL’ye çıktı. Söz konusu haftada bankaların toplam batık kredilerinin 203.5 milyar liraya yükselmesinin tümüyle bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen vatandaşlardan kaynaklandığı gözüküyor.

Banklar zaman zaman bu borçları düşük bir karşılıkla varlık yönetim şirketlerine devrediyor. Haziran 2023’te başlayan faiz artışları, batık kredilere yansımaya başladı. Kredi stokuna oran olarak henüz düşük bir seviyede olsa da batık krediler geçtiğimiz Aralık ayından bu yana hızla yükseliyor. Merkez Bankasının hazırladığı Finansal İstikrar Raporuna göre varlık yönetim şirketlerinin kontrolünde 41 milyar liralık batık tüketici kredisi alacağı bulunuyor. Dolayısıyla vatandaşların faizleri ve icra masrafları hariç 99 milyar liraya yakın icralık kredi borcu bulunuyor. Vatandaşın ayrıca TOKİ’ye de 59 milyar lira taksitli konut borcu bulunuyor.

Çek ve senetler karşılıksız çıkıyor

Ekonomideki olumsuzluklar şirketlere de yansıyor. Finansmana erişimdeki zorluklar eriyen işletme sermayesi ve yavaşlayan tüketici talebi, reel sektörü zorluyor. Piyasada keşide edilen çekler adet ve tutar olarak azalırken karşılıksız oranının hem çeklerde hem senette artması, işlerin yavaşladığının en önemli göstergelerinden biri sayılıyor. 1 yıl önce yüzde 1,04 olan karşılıksız çek oranı iki katına çıkarak yüzde 2,07’e ulaştı. 2023’ün ilk iki ayında toplam 1,8 milyar TL senet protesto olurken bu yılın ilk iki ayında ise toplam 4,4 milyar TL senet protesto oldu ve artış oranı yüzde 148’e yükseldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) EVDS sisteminde yayımlanan Takasbank verilerine göre, bir önceki ay karşılıksız çek adedi 8 bin 270 adet seviyesinde bulunurken, Nisan ayında bu rakam yüzde 143 artarak 20 bin 98 adede yükseldi. Karşılıksız çek tutarı bir önceki aydaki 5,13 milyar TL’den 11,26 milyar TL’ye çıktı. Toplam ibraz edilen çek adedi bir önceki aydaki 654 bin 631 adetten 1 milyon 429 bin 514 adede, tutarı ise 284,5 milyar TL’den 506,6 milyar TL’ye yükseldi. Mahsuplaşmaya tabi çek adedi 632 bin 788 adetten 1 milyon 382 bin 601 adede, tutarı 266,9 milyar TL’den 472,6 milyar TL’ye çıktı.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre, ilk çeyrekte karşılıksız çek tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 228 artarak 28 milyar TL’ye çıktı. Çeki karşılıksız çıkan keşideci sayısı da yüzde 69 artarak 7 bin 800’ü geçti. Karşılıksız işlemi yapılan çek adedi ise yüzde 61 artarak 49 bine ulaştı. Ocak-Mart döneminde karşılıksız işlemi yapılan çek tutarının ibraz edilenlere oranı da yüzde 2,1 ile zirveyi gördü.

Şirketler kapanıyor

Bu yıl Ocak-Mart döneminde yeni kurulan şirket ve gerçek kişi ticari işletmelerin sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,4 oranında azalarak 41 bin 453’ten 33 bin 753’e gerilerken, kapanan şirket sayısı ise yüzde 10,4 oranında artarak 16 bin 321’den 18 bin 15’e çıktı.

Bu dönemde tasfiye kararı alan şirket sayısında da önemli artışlar var. TOBB verilerine göre, Ocak-Mart döneminde tasfiye kararı alan şirket sayısı geçen yılın aynı dönemindeki 6 bin 54 seviyesinden yüzde 24 artışla 7 bin 521’e çıktı. Mart ayında tasfiye kararı alan şirket sayısı ise geçen yılın aynı ayındaki 1761 seviyesinden yüzde 7 artarak 1885’e çıktı. 2023’ün tamamında 28 bin 691 şirket tasfiye kararı almıştı.

Mali yapısı hasar alan firmaların konkordato taleplerinde de artış kaydedildi. Konkordatotakip.com’un derlediği bilgilere göre, geçen yılın tamamında 519 konkordato başvurusu yapılırken, bu yılın ilk çeyreğinde geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı 214’ü buldu. Ocak’ta 93, Şubat’ta 63, Mart’ta ise 63 adet başvuru yapıldı. İlk çeyrekte konkordato kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı 107 olurken, bu dönemde 114 dosya için konkordatonun reddi kararı verildi. Konkordatoya başvuran ancak başarılı olamayan 23 firma için ilk çeyrekte iflas kararı verilirken, tasdik kararı verilen dosya sayısı ise 34 oldu.

Türkiye’de ilk defa 2018 yılında uygulanmaya başlayan konkordato işlemlerinde en fazla başvuru inşaat sektöründen gelirken, bu yılın ilk çeyreğinde tekstil sektörünün öne çıktığı görüldü. Yılın ilk 3 ayında tekstilde 14, halıda 4, iplik imalatında 2, giyimde 1, deride de 1 şirket olmak üzere sektörün genelinde 22 şirket konkordatoya başvurdu. Ocak-Nisan döneminde Sateks, Erciyes Tekstil, Tirebolu 42, Ted Kağıtçılık, GKN Kargo, Oskar Holding, Yıldız Kimya, Hünnap İlaç, Özsoy İnşaat, CNC Tekstil, Durtaş Tekstil, Hazar Tekstil, MSA Tekstil, Emek Kumaş ve Tellioğlu Grup dikkat çeken konkordatolar oldu.

DEVLET DE VERGİLERİ ARTIRDI

Vatandaşlar ve şirketler borçlarını çevirmenin telaşını yaşarken, iş dünyasından birbiri ardına konkordato ve iflas haberleri gelirken devlet de açıklarına çare olarak vergilere yüklenmeyi seçti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçen yıl Kurumlar Vergisi’ni yüzde 20’den yüzde 25’e çıkardıklarını, finans sektöründeki kurumlar vergisini de yüzde 30’a çıkardıklarını bildirirken, “Vergide adaleti sağlamaya yönelik çok ciddi çaba içerisindeyiz” dedi.

OECD’nin asgari kurumlar vergisine geçtiğini hatırlatan Şimşek, Türkiye’de de çok uluslu şirketler için aynı uygulamayı getireceklerini söyledi ve “Ne teşvik alırsanız alın, ne kadar istisna olursa olsun yüzde 15’in altında olmuyor. Herkes bu yükü kaldırabileceği oranda taşımak durumunda. Bizim şu anda bize yetecek düzeyde veya dışarı satacak düzeyde yeraltı kaynaklarımız yok. Bulduklarımız henüz sınırlı. Ülke olarak ekmeğimizi taştan çıkaracağız. Üreteceğiz ve daha adil vergi sistemi ile yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.