Siyasette “normalleşme” devam etmeli

Yerel seçimlerin ardından, Türk siyasetin de iktidar açısından “yumuşama”, muhalefet açısından ise “normalleşme” beklentisi zaman içinde tekrar sert tartışmalara dönüştü. Oysa olup biteni,”normalleşme” veya “yumuşama” diye adlandırmak doğru bir yaklaşım olmaz.

Çünkü…

Merhum Demirel”in meşhur bir sözü vardır. “Devlette küslük olmaz.” Olmaz çünkü devlet kimsenin kişisel malı değildir. Kamu erkini kullananlar, kişisel duygu ve düşüncelerine bu erki kullanırken alet edemezler.

Bu sebeplerle, 31 Mart seçimlerinden birinci parti olarak çıkan CHP ve Genel Başkanı Sayın Özgür Özel”in, Cumhurbaşkanını ziyareti ve ülke sorunlarını konuşması, kullandıkları kamu erki açısından doğru bir yaklaşımdır. Geçmişte bunun pek çok örneği vardır.

Susurluk olayı patlak verdiğinde dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, derhal bütün parti genel başkanlarını, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller’i Çankaya Köşkünde toplayarak konuyu enine boyuna görüşmüş ve ortak bir deklarasyon yayınlamıştır. Bu ortak deklarasyondan sonra TBMM de “Susurluk Araştırma Komisyonu” kurulmuş ki bende bu komisyonun üyesiydim. Komisyon yaptığı araştırmalar sonunda hazırladığı bir raporu TBMM başkanlığına sunmuştur.

Erken seçim kararları alınırken de liderler genel olarak Cumhurbaşkanı ile görüşürlerdi. Anayasaya göre Cumhurbaşkanlığı makamı, aynı zamanda Devlet kurumları arasında gerekli uyumu sağlamakla da görevli bir makamdır.

Bunun gibi, bilhassa dış sorunlarla ilgili olarak zaman zaman Başbakan ve zaman zaman da Cumhurbaşkanı ile parti genel başkanları bir araya gelerek çeşitli konuları ayrıntılı bir biçimde görüşürlerdi.

Kamuoyu, bu görüşmelerin çoğunun Çankaya Köşkünde yapılması sebebiyle, “Çankaya’ya çıkmak” diye bir deyim, siyasi hayatımızda yer almıştır ve çokça kullanılmıştır.

Yine, bazen başbakan, parti genel başkanlarına bilgi verir ve çoğu kerede bakanlar genel başkanları ziyaret ederek kendilerini bilgilendirirlerdi.

Türkiye’de bu gelenek son 22 yıldır fazla yaşatılmadı. “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” adı altında yapılan değişiklikten sonra, bu doğru ve güzel gelenek terk edilmiştir ve bu doğru davranış ve gelenekten eser kalmamıştır. Bu sebeple, son ziyaretlerin çok tabii karşılanması gerekirken, ”normalleşme veya yumuşama” tarzında nitelenir olmuştur.

Devlet insanları, fikirlerini basın yoluyla elbette açıklayabilirler. Buna mani bir hal yoktur. Böylece kamuoyu aydınlatılmış olur. Bu doğal bir davranıştır.

Ancak bu insanlar, yani devlet insanları, fikirlerini bir de yüz yüze, doğrudan birbirlerine söylemek durumundalar. Bu yolla birçok konu daha da bir açıklık kazanır. Bu davranışları gören, yani liderlerinin yüz yüze konuştuğunu gören taraftarlar da gerginliklerden uzak dururlar. Modern demokrasilerin hüküm sürdüğü Batılı ülkeler, bu yolu, yani yüz yüze görüşme, konuşma yolunu asla ihmal etmezler.

CHP Genel Başkanının başlattığı bu doğru ve demokratik yol, kesintisiz devam etmelidir. Ülkede mevcut gergin havanın demokratik bir ortama ve birliğe beraberliğe dönüşebilmesi için bu şarttır.