İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın Çankaya Otoparkını yıkmayıp güçlendirmeye karar vermesini sevinçle karşıladım. Bu kararı yalnızca Kemeraltı için değil inşaat mühendisi olarak mesleki açıdan da olumlu buldum.
GÖZLEM okurları anımsayacaktır. İBB eski Başkanı Tunç Soyer Konak’taki Atatürk Meydanında bulunan Büyükşehir Belediyesi binasını yıkmaya karar verdiğinde “Yıkmak Kolay Yapmak Zor” diye yazmıştım. Binanın statik müellifi İnş. Yük. Mühendisi Uğur Belger ve zamanın Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman ile birlikte kendisiyle görüşmüş, bu yarışma kazanmış yapının yıkılmayıp güçlendirilmesini istemiştik. Ne var ki bilimsel açıdan tartışmaya açık bir rapora dayanarak bina yıkıldı. Şimdiki durumu ortada. Bu nedenle Başkan Tugay’ın Büyükşehir Belediyesi binasının eski yerine yapılması kararını olumlu buluyorum.
Türkiye gibi kaynakları sınırlı olan ülkelerde yapıları güçlendirme seçeneği değerlendirilmeden bunların yıkılmasının tercih edilmesine karşı senelerdir etkin bir mücadele yürüten Devlet ve Kültür-Turizm Bakanlarımızdan Sayın Tınaz Titiz konuya uygarlık düzeyinin sınanması açısından yaklaşıyor:
“4Y (Yıkıp Yeniden Yapma Yöntemi), yalnızca yapıların depreme daha dayanıklı hale getirilmesi bağlamında değil, birçok alanda medeni ve medeni olmayan toplumları ayırt edebilecek bir yaklaşım olarak beliriyor.
Örneğin, belirli bölümleri yıpranan giyeceklerin atılıp yenisinin alınması, her yeni bakanın eğitim sistemini yeni baştan kurmak için eskisini yıkması, rejimin aksayan yönleri bahane edilerek yıkılıp yenisinin yapılmaya çalışılması ya da anayasaların her defasında yeniden yapılmaya çalışılması, çeşitli alan ve ölçeklerde birkaç örnekten ibarettir…
…4Y virüsünün toplumumuza son darbelerinden ikisi, beklenen İstanbul depremine karşı, tüm yerel yönetimleri işe katacak yaygın bir güçlendirme kampanyası yerine, yeni oluşturulan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ile belediyeleri dışlayarak toptan bir dönüşüm (yıkıp yenileme) girişimi; diğeri ise, T.C. Anayasası’nın maddeleri arasındaki bir uyumsuzluğu giderici önlem alarak anayasal birikimi zenginleştirmek yerine, eskisinin omurgasını çöpe atıp yenisini yapma hazırlığıdır…”
Tarihçe
Yapının korunmasına Kemeraltı’ndaki otopark sorunu açısından yaklaşırsak 35 yıl önceye gitmek gerekiyor. Buraya çok katlı bir otopark yapılması Sayın Burhan Özfatura’nın ilk döneminde kararlaştırıldı. Yapının inşaatına 1986 yılında başlandı, kullanımına 1991 yılında geçildi. Agora kazıları şimdiki kadar ilerlememişti. Çorbacı İsmet, Sevilen şaraplarının depoları ve ‘tektekçi’ler, kahvehaneler vardı çevresinde. Otopark, ‘çalgıcılar dergahı’nın yerine yapıldı. Aralarında benim de bulunduğum Teknik Meslek Odaları temsilcileri bu seçime ve inşaatın tarihi kalıntıları dikkate almadan (kazıları geceleri yaparak) özensiz bir şekilde yürütülmesine karşı çıkmıştı. Temellerden çıkarılıp İnciraltı’na atılan kolon parçalarının oraya kent ormanı için ağaçlar dikilirken şaşkınlıkla karşılandığını anımsıyorum. Bitpazarındaki ünlü ‘Uğur Lokantası’nın kurucusu merhum Adil Müftüoğlu, Kemeraltı ile ilgili APİKAM’da yapılan bir söyleşide, zamanında çevre esnafının yapıma karşı çıkmamasının büyük bir hata olduğunun daha sonra anlaşıldığını belirtmişti.
İBB’nin mülkiyetini TC Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yarı yarıya paylaştığı Otoparka günde 4 bine yakın aracın park ettiği belirtiliyor. Keşke tarihi çevreye saygı gösterilip başka bir yere yapılsaydı. Ancak tüm itirazlara karşın yapılmış artık. Agora’nın devamı olan kalıntılar başka bir yere taşınmış. İnciraltı’ndan getirilen o parçalar Agora kazı alanında Prof. Dr. Akın Ersoy tarafından korunuyor bildiğim kadarıyla…
Yeni otoparklardan para kazanmak için yer arayanların, bunun için tarihi binaları yakıp yıkmaktan çekinmeyenlerin işine gelecektir yıkım kararı. Bunu da akıldan çıkarmayalım.
Güçlendirme Seçeneği
İşin teknik yönüne gelince… İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinin geçen yıl Ekim ayı sonunda düzenlediği ‘Yapılarda Güçlendirme Sempozyumu’nda dünyanın çeşitli ülkelerinde ve ülkemizde zemin bozuklukları dahil çok etkileyici güçlendirme örneklerini izleme olanağı bulduk. Hesaba katılması gereken diğer bir nokta da yönetmeliklerde verilen hareketli yüklerin o güne oranla çok daha az olduğudur. Bunu Konak’taki katlı otopark güçlendirilirken deneyimlemiştik. Ayrıca güçlendirme işlemlerinin boş bir yapıda yapılıyor olması da işleri kolaylaştıracak, maliyeti düşürecektir.
Yazıyı bitirmeden Aziz Kocaoğlu döneminde bu otopark ile ilgili, alt katlara Agora ile ilgili bir müze, satış yeri, Agora’yı yansıtacak cephe düzenlemeleri, en üst katta teras gibi yapıyı tarihi çevreyle daha fazla bütünleştirecek önerilerin geliştirildiğini de belirteyim.
Bütün bu nedenlerle Başkan Cemil Tugay’ın güçlendirme seçeneğini tercih etmesini, bu konuda Bakanlık yetkilileriyle uzlaşmasını doğru buluyorum.