Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın katılımıyla İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.
Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu yönetiminde gerçekleştirilen toplantıda konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, ülke ve dünya ekonomisindeki güncel gelişmeleri değerlendirdi. Üretimin yavaşladığına dikkat çeken Yorgancılar, “85 milyon nüfusumuza eklenen sığınmacıları da dikkate aldığımızda bizim daha çok üretmemiz bir zorunluluk. Üretim modelimizde yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümde daha hızlı yol almamız da bir diğer zorunluluk iken son dönemde gerek PMI imalat sanayi yöneticileri endeksi, gerekse de sanayi üretim endeksimiz üretimdeki yavaşlamayı gözler önüne seriyor. PMI, geçen yazdan bu yana ağırlıkla 50 barajının altında seyretti. İmalat sanayi üretim endeksinin bugün geldiği seviye, deprem felaketi yaşadığımız döneme yaklaşmış durumda. Bakın Nisan’da PMI 49,3 iken toplam sanayi üretim endeksi yüzde 4,9, imalat sanayi yüzde 5,3 geriliyor. Benzer şekilde ihracat da marttan nisana yüzde 15 geriliyor. Ramazan Bayramı etkisi de olsa, bu seviyedeki bir gerileme dikkatle takip edilmelidir. Geçen yıl bayram dönemlerinde böyle bir olumsuzluk yok. Normalleşme kapsamında doğru politikalar uygulanıyor, enflasyonla mücadele ediliyor olsa da, ekonominin can damarı sanayi ve piyasalarda her şeyin yolunda olmadığını, yeni vergiler ve eylülde beklenen olası zamlarla bu durumun keskinleşeceğini dikkatlerinize sunmak istiyorum” dedi.
“Finansmana erişim daha da zor olacak”
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan taslak vergi paketine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yorgancılar, “Ne yazık ki, tasarruf paketi yetersiz kalınca, artan bütçe açığını kapayabilmek adına yeni vergi ve mevcut vergi oranlarının artırılması, istisnaların azaltılması çare olarak görülmektedir. Oysa ki, kamuda daha somut tasarruf yöntemine başvurulsaydı bu açı reçeteye belki de gerek kalmayacaktı. Gerek bizler, gerekse çalışanlar zaten fazlasıyla vergiye tabi ve kuruşu kuruşuna devlete yükümlülüğünü yerine getiriyoruz. Yüzde 40’a yakın gelir vergisi, yüzde 25-30 kurumlar vergisi, yüzde 20 KDV ve 3 haneli ÖTV ödüyoruz. 2024 bütçesi yaklaşık ₺1,4 trilyondan fazla faiz dışı açıkla kapanıyor, bu da kamunun borcunun 2024 yılında artmaya devam edeceğini, reel sektör açısından ise finansmana erişimin daha da zor olacağını gösteriyor” ifadelerine yer verdi.
“Vergi paketi, tüm tarafların desteğini almalı”
Çok uluslu şirketler için OECD’de uygulanan modelin, sadece Türkiye’deki faaliyetlerine yönelik olacağı için teknik bir düzenleme olduğunu dile getiren Yorgancılar, “Ancak, yerli şirketler için doğru bir adım olmadığı inancındayım. Asgari vergi götürü vergileme benzeri bir uygulamadır, genelde küçük mükellefler için söz konusudur. Ticari hayatta zarar da edilebilir. Dış ticaret sermaye şirketleri ile büyük cirolar yapan dış ticaret şirketlerinin çok küçük marjlarla satış yaptıkları ve karlılığın her sektörde standart olmadığı doğru değerlendirilmelidir. Elbette ki, kayıt dışı olan her şey kayıt altına alınmalı, vergide adalet sağlanmalı. Böylesine kapsamlı bir vergi paketi, tüm tarafların desteğini almak zorundadır. Aksi halde, başarılı olma ihtimali düşük olduğu gibi enflasyonla mücadelemize de zarar verebilecek maddeler barındırmaktadır. Uygulanması halinde; yeni yatırımları da vatandaşı da olumsuz etkileyecek, tarımsal faaliyeti daha da çıkmaza sokacak, serbest bölgelerden ar-ge ve teknokente kadar bazı istisnaları azaltan hususların yeniden değerlendirilmesini ve Meclisten bu hali ile geçmemesini, ümit ediyoruz” diye konuştu.
“Devlet istihdam sayısını azaltmalı”
Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu, “Tasarruf Tedbirleri genelgesi yayınlanmasına rağmen devlet hiçbir şekilde uymuyor. Kamu ihaleleri, Diyanet’in harcamaları (5 ayda 38 milyar TL), Temsil ağırlama-(Mayısta 7 kat artmış), araç giderleri vb. geçen yıla göre artışlar yüzde 100’ün çok üstünde devam ederken, Bakanlık ekstra vergiyi dar gelirlilerde ve üreten kesimde aramayı bırakması lazım. 2000’li yıllarda devlet personeli yaklaşık 1.750 milyon kişi iken bugün yaklaşık 5 bin 250 milyon kişiye milletvekili sayısı uzun yıllar 450, iken önce 550, sonra 600 kişiye çıkmıştır. 2018 yılında Başkanlık sistemine geçilince, gerekli olduğu için Başkan’a bağlı binlerce çalışan ve danışman istihdam edildi ama TBMM Milletvekili sayısının azaltılması gerekmez mi acaba? Yüzölçümü ile ülke aynı ülke, devlet aynı devlet iken ilave alınan 4 milyon kişi neden alındı izaha muhtaçtır. Özetle devletimizin istidam sayısının küçülmesi lazım, kayıt dışının yok edilmesi lazım ki ülkede her kesim rahatlasın” dedi.