Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te yaşayan, medya sektöründe bilişimci olarak çalışan Yrysbek Toktorov’u böbrek nakline götüren süreç şöyle gelişti: İfadesine göre Toktorov 16 yaşındayken idrarından kan gelmesi üzerine doktora gitti, doktorlarının uyarmasına karşın başladığı ilaç tedavisini bile doğru dürüst sürdürmedi. 1.5 yıl önce nefes darlığı, tansiyon yüksekliği şikayetiyle gittiği doktorda hastalığının sinsi ilerlediğini öğrenen Kırgız genç, geçtiğimiz Şubat ayında da iyice kötüleşti. Bacaklarına kramplar giren, yemeden içmeden kesilen Toktorov’un kreatini 1400’e yükselmesi üzerine diyaliz tedavisine başlandı. Diyaliz tedavisi sürerken Toktorov için nakil kararı alındı. Kırgizistan Acil Durum Bakanlığı basın bölümünde çalışan baba Toktorov, oğlunu makineli yaşamdan kurtarmak, doktorlarının önerdiği tedaviyi yaptırabilmek için yoğun bir çaba içine girdi. Nitekim bu araştırmaların sonucu onları Türkiye’ye İzmir’deki Acıbadem Kent Hastanesi’ne getirdi. Yapılan tetkikler sonucunda anne Şayırgul Berdibaeva’nın oğluna uygun verici olduğu belirlendi. Nakil için gerekli hazırlıklar tamamlandı ve Kırgız anne ve oğlu geçtiğimiz 11 Mayıs’ta Üroloji uzmanları Dr. Işık Özgü, Dr. Uğur Saraçoğlu, Dr. Gökhan Ekin ve Nefroloji uzmanları Prof. Dr. Hüseyin Töz ve Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok’tan oluşan böbrek nakli ekibi tarafından ameliyata aldı. Uzm. Dr. Özgü, “Ameliyat öncesi ve sonrası her şey yolunda gitti. Anne ve oğlunu sağlıkla taburcu ettik.” dedi. Annesinden böbrek nakledilen Kırgız genç diyalizden kurtulmanın sevincini yaşadığını belirterek, “Güreş yapan sporcu bir gençtim. Gencim, bana bir şey olmaz, diyerek tedavilerimi, kontrollerimi hep aksatmıştım. Yani sağlığımı boş vermiş, ihmal etmiştim. Şimdi çok iyiyim, diyalizden kurtuldum. Başta anneme, doktorlarıma, bize her türlü desteği veren dostlarımıza çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
HAYATIMIN FİLMİNİ ÇEKTİM
Öte yandan Kırgizistan Acil Durum Bakanlığı basın bölümünde çalışan baba Toktorov, oğlunun Türkiye’de nakil olabilmesi için Bakan’ın, bakanlıktaki arkadaşlarının çok destek verdiğini belirterek şöyle konuştu:
“Görev yaptığım Bakanlık ülkemizde ya da dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen doğal afetlerde yardıma koşuyor. Ben de bu ekibin bir parçasıyım, bu yardım çalışmalarının görüntülerini çekip, bunların yayımlanmasını sağlıyorum. 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde de ekiplerimiz Türkiye’deydi. Genç ekip gelmişti yardıma. Ekibimizin deprem yardımlarını da görüntüledim. Oğluma nakil kararı verildikten sonra yaşadığım üzüntüyü, çaresizliği anlatamam. Çok zor, umutsuz günlerdi. Bakanlıktaki arkadaşlarım, dostlarım olmasa, onlardan maddi manevi destek görmeseydim oğlumun bu operasyonunu yaptıramazdım. Bu mutlu sonu gösterebilmek için oğlumun ameliyata girişten taburcu oluşuna kadar gün ve gün görüntülerini çektim, doktorlarıyla röportaj yaptım. Yani hayatımın filmini çektim. Bunları da hem Bakanlıkta hem de sosyal medyada yayımlayarak onlara olan minnetimi, teşekkürlerimi ileteceğim. Bir teşekkürüm de doktorlarımıza, elleri dert görmesin. Şifayla ülkemize dönüyoruz. “