Avrupa Medya’sında çıkan haberlere göre bugün yapılacak olan zirve öncesin AB’deki en yüksek makamlar konusunda anlaşmaya varıldı: Almanya’dan Ursula Von der Leyen Komisyon Başkanlığı görevini sürdürecek, Portekiz’den Antoniom Costa AB Konsey Başkanı olacak ve Estonya’dan Kaja Kallas AB Dışİlişkiler Yüksek Temsilciliğine oturacak.
Görülüyor ki parti siyaseti ile ulusal temsil arasındaki uyum makası gittikçe açılıyor.
Parti siyaseti, git gide daha fazla yerde Avrupa siyasetine nüfuz ediyor. … AB’de aşırı sağcı Meloni’ye yönelik diplomatik kabalık, partisinin yanı sıra AB’nin üçüncü büyük üyesi olan ülkesinin de dışlanmasıyla iyice büyüyor. Küçük düşürücü bir durum. … Meloni, örneğin İtalya’ya verilecek önemli bir Komisyon göreviyle bunu telafi etmenin yollarını arayacaktır.
Avrupa’dakisağa kayış görmezden gelinmişe benziyor.
Görev dağılımı, AB kurumlarının sandıktan sağ partilerin çıktığı gerçeği yaşanmamış gibi kaldıkları yerden işlemeye devam ettiği izlenimini doğuruyor. … İtalya Başbakanı, haklı olarak temsil ettiği fikirlerin dikkate alınmamasından yakınıyor. Meloni, son seçimlerin AB’nin ‘ağırlık merkezini’ kaydırdığını, önerilen ve sürekliliği devam ettirmesi beklenen üçlü yönetimin de ‘gerçeküstü’ olduğunu öne sürüyor. … Meloni’yi yalnızlaştırmak hata olabilir! Hem Ukrayna hem de göç meselelerinde, Avrupa’dan yana olduğunu kanıtlamıştı. AB’nin yeni yönetimi, yeni doğan güçlerin seçmenlerine anlayışla yaklaşmalı. Ulusal temsille inatlaşma faydadan çok zarar getirebilir. Aksi takdirde, Avrupa projesi daha fazla bölünebilir, yurttaşların hoşnutsuzluğu büyüyebilir, sağa kayışlar artabilir.
İtalyan medyasının yorumcularına göre Meloni’nin artık bu durumla nasıl başa çıkacağına karar vermesi gerekiyor!
Ortaya çıkan tablo, Ursula Vonder Leyen’i İtalya’ya karşı son aylara nazaran daha az ılımlı yaklaşmaya zorluyor. Çünkü Komisyon Başkanı, Meloni’ye doğru fazla büyük bir adım atarsa Avrupa Parlamentosu’nda Sosyalistlerin oylarını kaybedebileceğini biliyor. Dolayısıyla, onunla gizliden gizliye ve siyasi değil de kurumsal düzeyde müzakere etmek istiyor. … Müzakere edilecek tek husus da İtalyan komisere tahsis edilecek olan ve Meloninin sağcı partisi Fratellid’ıtalia’nın değil, İtalya’nın ağırlığının dikkate alınması gereken makam… Meloni’nin bugünden yarına bir seçim yapması gerekiyor: Yalnızlıktan kurtulmak mı yoksa yalnız kalmak mı?”
Eski Portekiz Başbakanı António Costa’nın AB Konseyi Başkanlığı görevine getirilmesinin tüm Avrupa’nın yararına olacağı kanaati oldukça yaygın. Genelde Portekizli eski başbakanın müzakere ve diplomasi becerileri göz önüne alındığında Avrupa entegrasyonu konusunda başarılı hizmetler yapacağı da şimdiden görülebilir. Avrupa önümüzdeki yıllarda genişleme ve buna bağlı sorunlarla karşı karşıya kalacak. Birliği oluşturan 27 üye dışındaki pek çok ülke, ortak bölgeyi gerçeğe dönüşmesi gereken bir hayal olarak görüyor. Bu yöndeki çalışmalar, AB Konseyi düzeyinde yürütülecek. António Costa bu sürece liderlik etmek ve “Bay Avrupa ” olmak için gereken koşulları karşılayacak düzeyde biri.
Estonya’dan Kaja Kallas, AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilciliği makamını bir usta düzeye taşıyabilecek nitelikte. Onun güçlü yönlerinden istifade etmekte fayda var. Bu koltuğa daha önce Kallas kadar medya gücüne sahip bir isim ve hatta bir başbakan oturmamıştı. Daha önemlisi ise Kaja Kallas ve müstakbel ekibinin bütün özgür dünya için yapacakları. Bilhassa da böylesine karanlık zamanlardan geçerken. Güçlü yönlerinden nasıl istifade edeceğini biliyor ve umarım zayıf yönlerinin üstesinden gelmeyi de başarır.
Evet Avrupa Birliği yeni bir anlayış arifesinde.
Barış açısından, refahın ve istikrarın sürekliliği noktasından bu yeni anlayışın başarılı olması dileğimizdir.