Lojistikte dijitalleşme yolunda adımlar hızlanmalı

Deniz taşımacılığı süreçlerinin izlenmesi ve yönetilmesi için çeşitli dijital çözümler sunan ShipsGo’nun kurucularından Prof. Dr. Okan Tuna, Türkiye’nin lojistik sektöründe dijitalleşme yolunda önemli adımlar attığını ancak bu sürecin hızlandırılması gerektiğini belirtti.

Lojistik şirketlerinin dijital dönüşüme yatırım yapmasının, uzun vadede başarılarını sürdürülebilir kılmaları açısından hayati önem taşıdığını kaydeden Tuna, dijitalleşmenin, lojistik sektöründe rekabetin ve müşteri beklentilerinin yoğun olduğu bir ortamda, şirketlere kritik avantajlar sunduğunu vurguladı. Tuna, “Dijital dönüşümün, lojistik şirketlerine rekabet avantajı sağlar. Operasyonel verimliliği artırır ve maliyeti azaltır. Taşımacılık ve envanter yönetimi gerçek zamanlı olarak izlenebilir. Müşterilere gönderi durumu hakkında anlık bilgi sunarak ve teslimat sürelerini kısaltarak müşteri memnuniyetini artırır. Büyük veri analitiği ve yapay zeka, lojistik şirketlerinin talep tahmini, stok yönetimi ve rota optimizasyonu gibi alanlarda daha bilinçli kararlar almasını sağlar. Dijital teknolojiler, lojistik şirketlerinin çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur. Ayrıca, dijital dönüşüm sayesinde şirketler, sürdürülebilirlik raporlaması ve karbon yönetimi konusunda daha etkin stratejiler geliştirebilir. ERP ve diğer iş sistemleriyle entegrasyonu kolaylaştırır. Bu entegrasyonlar, tedarik zinciri boyunca bilgi akışını hızlandırır ve işbirliğini artırır. Lojistik şirketlerine yenilikçi çözümler geliştirme ve piyasa değişikliklerine hızlı adapte olma kabiliyeti kazandırır” bilgisini verdi.

“İşletmelere dijital destek verilmeli”

Türkiye’nin lojistikte dijitalleşme tablosunun, son yıllarda hızla gelişen bir eğilim göstermekte olduğunu ancak bu süreçte eksikliklerin de bulunduğunu belirten Tuna, atılması gereken adımları şöyle açıkladı:

“Dijitalleşmenin yaygınlaşması için teknolojik altyapının güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik teşvikler ve destek programları oluşturulmalıdır. Ayrıca, 5G ve diğer ileri iletişim teknolojilerinin yaygınlaştırılması, lojistik süreçlerin dijitalleşmesini hızlandıracaktır. Dijitalleşme sürecinde en kritik unsurlardan biri, bu teknolojileri etkin bir şekilde kullanabilecek insan kaynağının yetiştirilmesidir. Üniversiteler ve meslek yüksekokulları, lojistik ve bilişim teknolojileri alanında uzmanlaşmış programlar sunmalıdır. Ayrıca, sektörde çalışan mevcut personelin dijital becerilerinin geliştirilmesi için sürekli eğitim programları düzenlenmelidir. Lojistik şirketlerinin büyük veri analitiği ve yapay zeka teknolojilerini benimsemeleri teşvik edilmelidir. Bu kapsamda, veri analitiği projelerine yönelik finansal destekler ve vergi indirimleri gibi teşvikler sağlanabilir. Ayrıca, sektördeki firmaların veri analitiği kapasitelerini artırmaları için işbirlikleri ve ortak projeler teşvik edilmelidir. E-ticaretin lojistik sektörüne getirdiği talepleri karşılamak için özel stratejiler geliştirilmelidir. Hızlı ve etkin teslimat çözümleri, müşteri memnuniyetini artıracak yenilikçi uygulamalar ve entegre takip sistemleri, lojistik firmalarının dijitalleşme yolunda atması gereken adımlar arasında yer almalıdır. Dijitalleşme süreci, aynı zamanda sürdürülebilir lojistik uygulamalarının yaygınlaştırılması için bir fırsat sunmaktadır. Karbon ayak izinin azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması için dijital çözümler geliştirilmelidir. Türkiye’nin bu alandaki potansiyeli, lojistik sektörünün çevresel performansını artırmak için kullanılabilir.”

“Rekabet gücü dijitalleşmeyle artacak”

Tuna sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin lojistik sektöründe dijitalleşme yolunda önemli adımlar attığını ancak bu sürecin hızlandırılması gerektiğini görmekteyiz. Teknolojik altyapının geliştirilmesi, insan kaynağının eğitilmesi, veri analitiği ve yapay zekâ yatırımlarının artırılması ve sürdürülebilirlik odaklı dijital çözümlerin benimsenmesi, lojistik sektörünün dijital dönüşümünü tamamlaması için kritik öneme sahiptir. Bu adımların atılması, Türkiye’nin lojistik sektöründe rekabet gücünü artıracak ve uluslararası arenada daha güçlü bir konuma gelmesini sağlayacaktır.”

SHİPSGO, TEKNOLOJİNİN GÜCÜYLE SEKTÖRDE FARK YARATMAYI HEDEFLİYOR

Lojistik süreçlerin dijitalleşmesi ve daha verimli yönetilmesi amacıyla Merdan Erdoğan, Okan Tuna ve Gökhan Şentürk tarafından kurulan ShipsGo, teknolojinin gücünü kullanarak sektörde fark yaratmayı hedefliyor. Deniz taşımacılığı süreçlerinin izlenmesi ve yönetilmesi için çeşitli dijital çözümler sunan ShipsGo, dünya genelindeki konteynerlerin gerçek zamanlı olarak izlenmesini sağlayan yenilikçi bir platform sunuyor. Bu hizmet sayesinde, konteynerlerin nerede olduğu, hangi limanda bulunduğu ve tahmini varış süreleri gibi kritik bilgiler kullanıcılarla paylaşılıyor. ShipsGo, lojistik süreçlerinin daha verimli yönetilmesi için büyük veri analitiği ve raporlama hizmetleri sunuyor. Kullanıcılar, taşıma süreçlerine ilişkin detaylı raporlar alarak operasyonlarını optimize edebiliyorlar. Çevresel sürdürülebilirlik konusunda da önemli adımlar atan şirket, taşıma süreçlerinde oluşan karbon emisyonlarını hesaplayan ve bu verileri raporlayan bir sistemle, kullanıcılar çevresel etkilerini daha iyi yönetebilir ve sürdürülebilir lojistik stratejileri geliştirebiliyorlar. ShipsGo’nun temel hedefleri arasında, lojistik sektöründe dijitalleşmeyi teşvik ederek, daha verimli ve izlenebilir taşıma süreçleri oluşturmak, kullanıcılarına hızlı, doğru ve güvenilir bilgi sunarak müşteri memnuniyetini artırmak, çevresel sürdürülebilirliği destekleyen çözümler geliştirerek, lojistik sektörünün karbon ayak izini azaltmak, hizmetlerini dünya genelinde daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaştırarak, küresel lojistik ağlarını daha etkin bir şekilde yönetmek yer alıyor.