CHP MYK’nın gündeminde 4-9 Eylül günlerinde yapılacak olan tüzük kurultayı vardı. CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, MYK toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yücel, şunları söyledi:
“AKP’de 31 Mart seçimlerinin hazımsızlığı hala devam ediyor. Neymiş, Hazine ve Maliye Bakanlığı, belediyelerin borçlarını kaynağında kesecekmiş. Bu düpedüz, kendi siyasi başarısızlıklarını vatandaşa fatura etmeye çalışmak, kendi siyasi çöküşlerinin bedelini halka ödetme çabasıdır. AKP’nin siyaset anlayışının merkezinde halkın olmadığını bildiğimiz için bu girişim bizim için sürpriz olmadı. Akıllarınca CHP’li belediyelerin gözünü korkutacaklar, akıllarınca belediyelerimizin vatandaşa hizmet vermesini engelleyecekler. Siz bu tarz hamlelerle CHP’li belediyelerin halka hizmet etmesini engelleyebileceğinizi mi zannediyorsunuz? Biz bu filmi daha önce gördük. 2019’da İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri uzun bir aradan sonra CHP’ye geçti ve AKP’nin ayak oyunları başladı.
Pandemi döneminde CHP’li belediyelerin dayanışma için açtıkları hesaplara bloke mi koymadılar, belediyelerin maske ve hijyen paketi dağıtmasını mı engellemediler, yoksa ekmek üretilmesini, aşevlerinde yemek dağıtılmasını mı engellemediler? Küresel salgından bile siyasi rant devşirmeye çalışan AKP iktidarı, üç tane maskeyi bile dağıtamazken CHP’li belediyeler vatandaşın zor gününde onların yanında oldu. Vatandaşın, esnafın her türlü sorununa çözüm ve çare üretti. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden tam bir buçuk ay sonra, 17 Mayıs 2024 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle tasarruf tedbirleri yürürlüğe girdi. Yerel yönetimlerin bazı yatırımları sınırlandı, bazı yatırımları ise izne tabii tutuldu. Sanki daha önce bu ülkede ekonomik kriz yokmuş gibi, kamuda tasarruf tedbirleri almak, AKP’nin aklına CHP’nin yerel seçim başarısından sonra geldi.
Birçok hizmet, vatandaşlarımızın daha mutlu, huzurlu ve refah içinde yaşaması için belediyelerimiz tarafından sunuluyor. Şunu herkes biliyor ve görüyor: Erdoğan’ın talimatının nihai amacı, belediyelerden borç tahsil etmek değil. Erdoğan’ın tek derdi var. Milletin oy verdiği, pek çok yerde açık farkla kazanan, icraatlarıyla kalplerde yer edinen CHP’li belediye başkanlarını ekonomik açıdan iş yapamaz hale getirmek. AKP iktidarı, bir yandan CHP’li belediyelerin elini kolunu bağlamak, halka hizmet etmelerini engellemek için her türlü şeytanlığı ve cambazlığı yapadursun, diğer yandan da çok uzun süredir milletin alacaklarını tahsil etmek yerine, bazı borçları silmeyi marifet sayıyor.
Kamu ihalelileriyle ihya edilen milyar dolarlık ciroları olan şirketler tek bir delikli kuruş vergi ödemezken vatandaş, her güne ‘Acaba bugüne hangi vergi geldi? Acaba bugün hangi vergi arttı’ diye uyanıyor. Doğayı talan edene, kırmızı halılar serip vergi indirimi, istisnası ve muafiyeti sağlayan AKP, dar ve orta gelirli vatandaşı dolaylı vergilere boğmakta hiç sakınca görmüyor. Vergide adalet nutukları arasında, kazanan yine AKP iktidarlarının palazlandırdığı bildik şirketler oluyor. Bakın, 2023 yılında devletten Kamu İhale Kanunu’nun 21/b maddesine göre en çok ihale alan 20 şirketten sekizi hiç vergi ödememiş. Diğerleri de çok cüzi vergiler ödemiş. Hepsi de çok tanıdık şirketler. Aralarında Limak da var Cengiz Holding de var Kolin de var Rönesans da var. AKP iktidarında onlar hep kazandı, vatandaş hep kaybetti. 22 yılın sonunda gelir dağılımında da vergide de adaleti sağlayamayan AKP iktidarı yüzünden halk hiçbir zaman kazanan tarafta ne yazık ki olamadı. Her paraya sıkıştığında zamlara sarılan, her paraya sıkıştığında vergi sopasını sallayan AKP iktidarı, ilk sandıkta gideceğinin o kadar farkında ki son dünyalıklarını yaparcasına vatandaşı sömürmeye devam ediyor. Bu sömürü ilk sandıkta, CHP iktidarında son bulacak.