EGİKAD üyelerinin yaz dönemi olmasına rağmen büyük ilgi gösterdiği yemekli toplantıda Ege Finans Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Coşkun Küçüközmen de iş kadınlarına dünya ekonomisinin işleyişi ve son gelişmeler ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Küçüközmen iş kadınlarına iş hayatında başarı için dünyadaki ekonomik gelişmeleri iyi okumaları gerektiği tavsiyesinde bulunurken, İzmir’in sahip olduğu potansiyelin harekete geçirilmesi ile Türkiye’nin dış borcunu tek başına ödeyebilecek bir şehir olduğuna dikkat çekti.
Derneğe yeni üye olan isimlerin de kendilerini tanıttığı toplantının açılışında konuşan EGİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Şahika Aşkıner, yaz dönemi toplantısı olmasına rağmen üyelerinin ilgisinden oldukça memnun olduğunu söyledi. Toplantıda ekonomi konusundaki engin birikimiyle sunum yapacak olan Prof. Coşkun Küçüközmen’e çok teşekkür ettiklerini belirten EGİKAD Başkanı Aşkıner, “Ekonomide yaşanan gelişmeler hepimizin hayatını yakından etkiliyor. Dünya ekonomisinde bir resesyon var. Türkiye’de de uygulanan bir ekonomik programı var. Ekonomi programı ile enflasyonun düşürülmesi için sıkı para politikası uygulanıyor. Bu program iş insanlarını, ihracatçılar başta olmak üzere, hepimizi etkiliyor. Döviz kurunun belirli bir düzeyde tutulması Türkiye ihracatını olumsuz etkiliyor. Ancak kurdan fayda bekleyen bir iş modeli yerine daha farklı iş modelleri üzerinde bir an önce çalışmaya başlamak gerek. Tüketimin kısılarak enflasyonun düşürülmesi için atılan adımların faturasını hepimiz ödüyoruz. Ekonomide yaşanan bu sıkıntılar umarım uygulanan bu ekonomik program ile yoluna girer. Türkiye’nin toplumsal refahı da sağlayarak büyümesi gerekiyor. Bizi yönetenlerden de bunu gerçekleştirecek politikalarını uygulamasını bekliyoruz” dedi
“Kurumsal zafiyet gösterilmemeli”
İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Coşkun Küçüközmen ise yaptığı sunumda Dünya ekonomisinin son durumu ve gelişmeleri EGİKAD üyelerine aktardı. Kurumsal zafiyet bir anlamda devletlerin kilitlenmesi olduğunu söyleyen Küçüközmen, “Kurumların zafiyet göstermemesi gerekiyor. Bir plan ve program çerçevesinde, bilimsel verilerle yol almalı, duygudan arındırılmış bir yol haritası çizmeli. Bu yapılmadığı, siyasi veya başka saiklerle bir gün başka öbür gün başka kararlar alan kurumların zafiyet içine düşmesi kaçınılmaz” dedi.
“İzmir tek başına Türkiye’nin dış borcunu ödeyebilir”
Türkiye’nin kısa vadeli borç miktarının 235 milyar Dolar olduğunun altını çizen Küçüközmen, “Sürekli yeni faiz anlaşmaları yaparak bu borcu öteliyoruz. Bu borçtan kurtulmanın yolu katma değerli üretimdir, ihracatımızın kilogram başına ortalamasının yükselmesi gerekiyor. Borçla, yeni yapılandırmayla bu borç ödenemez” dedi.
İzmir’in büyük bir potansiyel barındırdığını da vurgulayan Küçüközmen, “Sadece İzmir potansiyelini tam anlamıyla kullandığında Türkiye’nin dış borcunu ödeyebilecek vaziyette. Bu kentin tarihini, coğrafyasını, limanını, turizm potansiyelini iyi değerlendiremiyoruz. İzmir’i maalesef çok hor kullanıyoruz, İzmir ülkenin göz bebeğidir, kuruluşun ve kurtuluşun şehridir” diye konuştu.