İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Temmuz ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Argun Gündüç yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Mihri Çelik, Yunanistan tarafından başlatılan kapıda vize uygulamasını eleştirdi. Uygulamanın Türkiye için dezavantajlı olduğunu söyleyen Çelik, döviz kurunun artışı sebebiyle oluşan pahalılık sebebiyle Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turist sayısında düşüş yaşandığını dile getirdi. Döviz kurunun maliyetinin artışı karşılayacak ölçüde artmamasının Türkiye’yi turizmde rekabetçi olmaktan uzaklaştırdığını belirten Çelik, “Ülkemizi yerli ve yabancı turist için pahalı kılıyor. Sadece turist için değil hepimiz için pahalı. Eminim devletimiz bu konuda hassas hesaplar yapıyordur ancak döviz kurunun bu seviyede kalması sadece turizm ya da günübirlik tekneciliği değil hepimizi etkiliyor. Hepimizin bugün Avrupa’nın en lüks şehirlerinden birinden daha pahalı şekilde yaşamamıza sebep oluyor” diye konuştu. “Kapıda vize uygulaması lütuf değil, tuzak” diyen Çelik, “İlk defa gidenler, merak edenler, yazın daha ucuza tatil yapayım diyen var ama kapıda vize uygulamasına 10 milyar dolar harcamışız. 40 milyar dolar deniz turizminden para kazanacağız, 2 milyon turist ağırlayacağız, yat turizmi yapacağız diyoruz. Pahalılık nedeniyle Avrupalı gelmiyor, gelmediği için hedefi tutturamıyoruz diyoruz. 20-30 milyar doları bulursak ne ala diyoruz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Daha ağustostayız devam edecek. Yurt dışına gidelim ama sınırda vize uygulamasıyla iyilik yaptık diyerek gelmesinler. Bunun ekonomik bir tuzaktan farkı yok” dedi.
“20 yaşın altında gemimiz yok”
Çelik, Türkiye’de gemi filosunun ortalama 20 yaşın üstünde olduğunu belirterek, filonun yenilenmeme sebebini sordu. Avrupa’da çok fazla gemi yatırımı olduğunu dile getiren Çelik, “Kendilerini yenilediler, sürekli yeni nesil gemileri denize indiriyorlar. Uzak Doğu ve Avrupa tersanelerinde inşa ediliyorlar. Avrupalılar, ellerindeki eski gemileri çok pahalıya satıyorlar. 1995 yapımı gemiye, 5 milyon euro para istiyorlar. Avrupalının 2’nci el filosunu bizim girişimcimiz alacak. Eğer yeni dalgadaki satın almalar, ETS üzerinden alınacak bütçe üzerinden alınacaksa kaynak israfı olur. ETS inşallah toplanır ve denizcilik sektörüne geri döner. İllaki yeni gemiye veya ileri teknolojiye dönmesi lazım. Rekabet ederken karşımızdaki bize onun elindeki enstrümanlardan daha kötü enstrümanı o fiyata satıyorsa bir gariplik var. 5 bin tonluk geminin uzak doğuda maliyeti 7-8 milyon euro, 20 yaşındaki 4 milyon euroya satılıyorsa nasıl olsa devletten alacağım diye girişimciler kaynağı buraya aktaracaklarsa bir atımlık barutumuzu çöpe atmış oluruz. İnşallah elimizdeki kaynağı doğru yere kanalize deriz” ifadelerinde bulundu. Çelik, “20 yaşın altında gemimiz yok. Yenileseydik ya, niye yenilenmedi? Hala eski gemi satılıyor” dedi.
“Kruvaziyerde işler yolunda”
Kruvaziyer turizminde pozitif gelişmeler olduğuna vurgu yapan Çelik, “Kruvaziyer turizmde Türkiye için işler yolunda. Ülkemiz limanlarına bu yılın Ocak-Haziran dönemimde 415 kruvaziyer gemiyle toplam 574 bin 509 yolcu gelmiş; geçen yıl aynı dönemde 420 gemiyle 482 bin yolcu gelmişti. 29 Temmuz itibariyle Egeport Kuşadası Limanına 249 gemi ile 344 bin yolcu gelmiş. Bugün ve yarın 7 gemi daha gelecekmiş. İzmir’e 30 gemiyle 73 bin 227 yolcu gelmiş. Ayrıca 2 bin 875 yolcu da İzmir’den iniş yapmış. İzmir İstanbul Galata Port’tan sonra en fazla yolcu ağırlayan liman listesinde 3. sıraya yükseldi. Çeşme Ulusoy Limanına 34 seferde 10 bin 101 yolcu gelmiş, 14 bin 320 yolcu gitmiş. Deniz turizminde kruvaziyer kısmında pozitif gelişmeler olması sevindirici” ifadelerini kullandı.