Güçlü ekonomi, iyi işleyen hukuk sistemiyle mümkün

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, hukukun üstünlüğünün ekonominin kalkınması için yaşamsal önemde olduğunu vurgulayarak, güçlü bir ekonomiye sahip olmak için iyi işleyen, hukukun evrensel ilkelerini temel alan bir hukuk sisteminin sağlanması gerektiğinin altını çizdi.

İZTO Temmuz ayı olağan meclis toplantısı İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz yönetiminde gerçekleştirildi. İZTO Meclis Salonu’nda yapılan toplantıya, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Mutlu Tosun da katıldı.

Toplantıda konuşan Mahmut Özgener, Türkiye ekonomisini ve hukukunu değerlendirdi. Güçlü bir adalet mekanizmasının önemine vurgu yapan Özgener, “Tüm ticari faaliyetlerde işleyen ve rekabetçi bir piyasa ekonomisinin yanı sıra güçlü bir adalet mekanizmasının işlerin sonuçlanmasında değer taşıdığını görüyoruz. Dayanıklı kurumlar ile hukukun üstünlüğünün ekonominin kalkınması için yaşamsal önemde olduğunu düşünüyoruz. Güçlü bir ekonomiye sahip olmak için iyi işleyen, hukukun evrensel ilkelerini temel alan bir hukuk sistemi, sağlanması gereken başlıca koşullardan biri. İş dünyamız ve hukuk sistemi arasındaki yakın iletişimin, demokratik fikir alışverişi ortamı ve ortak uzlaşı zeminleri oluşturmak açısından önem taşıdığını düşünüyoruz” dedi.

“Rekabet ortamında hukuki öngörülebilirlik önem taşıyor”

Tüm ülkelerin katma değerli yatırımları kendilerine çekebilmek için rekabet içerisinde olduğunu ve böyle bir ortamda hem yerli hem de yabancı yatırımcıların gözünde, iş yapma ve yatırım ortamı açısından öngörülebilirliğin çok önemli bir unsur olduğunu vurgulayan Özgener, öngörülebilirliğin en önemli bileşenlerinden birisinin de tartışmasız hukuki öngörülebilirlik olduğuna dikkat çekti. Özgener, “Bu anlamda mevzuatlar açısından öngörülebilirlik, vergi ve idari konularda yapılan değişiklikler ve hatta değiştirilen mevzuat hükümlerinin geriye yürütülmesi yatırımlara ilişkin fizibiliteleri doğrudan etkilemekte. Mevzuat değişikliklerinde iş dünyası, ilgili odalar, meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile istişare ortamının sürdürülmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Hem vatandaş, hem de iş dünyasının temsilcileri olarak adil ve etkili yargılama süreçleri hepimiz için elzem kavramlar” ifadelerini kullandı.

“Uyuşmazlıkların tek çözüm yeri mahkemeler değil”

Uyuşmazlıkların çözüm yerinin yalnızca mahkemeler olmadığını, müzakere ve arabuluculuk gibi alternatif çözüm yollarının benimsenmesi gerektiğini belirten Özgener, “Mahkemelerin bireylerin makul sürede yargılanma hakkını ihlal edici bir düzeye ulaşmış bulunan iş yükü karşısında, uyuşmazlıkların çözüm yerinin yalnızca mahkemeler olmadığının vurgulanması gerektiğini düşünüyoruz. Müzakere ve arabuluculuk gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının taraflarca benimsenmesi gerektiği kanısındayız. Odamızın TOBBUYUM iş birliğinde kurduğu Arabuluculuk Merkezi dahil olmak üzere diğer arabuluculuk merkezlerinin de zorunlu arabuluculuk başvurularını kabul edebilir hale getirecek yasal düzenlemelerin yapılmasını beklediğimizi de sizlerle paylaşmak istiyorum” diye konuştu.

“Ekonominin farklı alanlarında reformlar hızlandırılmalı”

Ülke ekonomisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Özgener, sadece para politikası ile enflasyonun düşürülmeye çalışılmasının maliyetleri artıracağını kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yüzden, ekonominin farklı alanlarındaki reformların da hızlandırılmasına ihtiyaç duyulduğuna inanıyoruz. Vergi reformu bu sürecin önemli bir ayağı. Birçok meclis konuşmamda etkin bir vergi sisteminin oluşturulması gerektiğine vurgu yaptım. Bu yapıyı oluştururken yalın, uzun yıllar güncelliğini yitirmeyecek, vergide adaleti sağlayacak, kayıp/kaçağı önleyecek, yatırım dostu, rekabeti koruyan ve yurt dışındaki rakiplerimizle eşit şartlarda mücadele etmemizi sağlayacak bir vergi düzenlemesinin yapılması önem arz ediyor. Kayıt dışı ekonominin önlenmesine katkı yapacak vergi düzenlemelerinden memnuniyet duyuyoruz. Ancak vergi reformunun tam anlamıyla hayata geçirilmesi için, sisteme katkı sağlayacak yeni vergisel düzenlemelerin de devreye girmesi gerektiğine inanıyoruz.”

“Bilişime önem verdik”

İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Mutlu Tosun da “İzmir’e atandıktan sonra Cumhuriyet Başsavcılığımızda mesafe kat ettik. Kendimizi çağın gereklerine göre ayarlamamız gerektiğini aklımızda bulundurarak özellikle dünyadaki gelişmeleri ele aldığımızda bilişim alanı özellikle önem verdik. Bilişim suçları soruşturma büromuzda savcı sayısını 2 katına çıkardık. Özellikle uluslararası suç örgütleri tarafından birçok şirketin bilgilerine erişiliyor veya yanlış bilgilerle suç işlenerek mağduriyet oluyor. Bu tarz durumlarda gecikirseniz parayı başka yerlere aktarıyorlar. Suçluların yakalanması komsunda özel savcılarımızla soruşturmaları takip ediyoruz” diye konuştu.