Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin, 31 Temmuz 2024’de, İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın yemin töreni sonrasında üstelik de Devrim Muhafızlarınca korunan bir konukevinde bombalı düzenekle öldürülmesinin ardından Orta Doğu’da kartlar yeniden dağıtılmakta.
Bu suikast öncesi İsrail Başbakanı Netanyahu’nun bir türlü anlam verilemeyen ABD ziyaretinin amacı ortaya çıktı sayılır. Bu tür suikastlarda CIA, MI6 ve Mossad gibi deneyimli istihbarat örgütlerinin işbirliği yaptıkları artık bir gerçek. Bir zamanlar İngiliz iç istihbaratında görevli ve aynı zamanda MI5 Başkan Yardımcısı olan Peter Wright, Casus Avcısı (Spy Catcher, Stoddart Yayınevi, Londra, 1987) kitabında Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi sırasında Lefkoşa’daki Türk Büyükelçiliğini bir elektrik direğinden nasıl dinlediklerini açıklar. Kitabın İngiltere’de yasaklanmasının nedeni, Wright’ın bu tür operasyonları açıkça yazması ihanet olarak görüldüğünden.
İsmail Haniye’nin yerine getirilen Yahya Sinvar ise sertlik yanlısı olarak bilinmekte ve 7 Ekimde İsrail’e saldırının baş mimarı olarak görülmekte. Hayatının 23 yılını İsrail hapishanelerinde geçiren Sinvar da suikasta uğrayabilir. Böylece Hamas’ın yönetici kadrosu Mossad, CIA ve MI6 tarafından tamamen ortadan kaldırılabilir diye bir varsayımda bulunabilirim. Dua edelim ki İsmail Haniye’ye Türkiye’de iken bir suikast düzenlenmedi. Bu konunun da yabancı istihbaratçılar tarafından gözden geçirildiğine ele alındığına şüphe yok.
Orta Doğu bu kadar karışıkken Türkiye’nin Orta Doğu girdabına girmemesi en büyük dileğimiz. Esad ve Sisi’yi katil olarak tanımlayarak İsrail ve bu ülkelerdeki büyükelçileri geri çekmenin zararları ve ilişkilerin sonradan tamir edilememesinin zorlukları ortada. Ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Mısır Dışişleri Bakanı ile görüşmesi sonrasında yaptığı “İsrail’in tasmasını sahipleri tutmalı” beyanı Türk diplomasi tarihinde örneği olmayan bir açıklama niteliğinde. Tasma sözü The New York Times’da yer alan bir karikatürde, Netanyahu’nun boynunda tasma ile resmedilmesiyle ortaya çıkan bir kavram. Atatürk bile Ulusal Kurtuluş savaşında düşmanlara karşı böyle hakaretamiz cümleler kurmamıştı. Bu şekilde yapılan hakaretlerden sonra ilişkileri onarmak, iyileştirmek çok zor. Tarih bunun örnekleri ile dolu.40.000’e yakın Filistinlinin öldürüldüğü bir saldırıda Filistin halkının haklarını ve kurulacak yeni bir Filistin devletini savunmamız gerekir. Güney Afrika’nın İsrail aleyhine Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanında açtığı davaya da biran önce Türkiye’nin müdahil olması gerekiyor. Artık günü kurtarmaya yönelik sığ dış politikadan soğukkanlı, itidalin ön aldığı bir dış politikaya hızla yönelmek gerekiyor.
ABD Başkanlık seçim yarışında Demokratların yeni adayı Hint asıllı Kamala Harris’in son anketlerde, üç puanla Trump’ın önüne geçtiği “The Economist” dergisinin 7 Ağustos tarihli sayısında kayıtlı. ABD’nin Yunanistan’da üsler kurduğu ve Yunanistan’ı silahlandırdığı bu dönemde ABD ile ilişkilere yönelik yeni bir dış politika stratejisi oluşturmak gerekli. Milyonlarca Dolar ödeyerek programına katıldığımız F35 ve F16’lardan hakkımızı almamız itibarımız açısından da önemli. Bunun için Rusya’dan satın alınan S 400’lerin ne yapılacağı konusunda da Batıya güvence vermek gerekir. Yine 7 Ağustos 2024 tarihli The New York Times ve Financial Times gazetelerinde yer alan haberlerde, ABD’nin Türkiye’ye bildirimde bulunarak Rusya’ya Türkiye üzerinden ABD menşeli bilgisayar donanımı (hardware) satıldığı takdirde, bunun yaptırımının olacağı belirtilmekte. ABD yetkilileri tarafından Türkiye’den giden ABD menşeli donanımın Rusya’da roket ve dron yapımında kullanıldığı ifade edilmekte.
Ekonomik krizin ve indirilemeyen enflasyon baskısıyla geçim sıkıntısının artık açıkça dile getirildiği Türkiye’de, dış politika konularında dikkatli adımlar atılmasının zamanı geldi de geçiyor bile. Evet ekonomik kriz tüm dünyada hüküm sürmekte ancak Türkiye’de kapatılan fabrikalar nedeniyle işsizliğin artması, asgari ücret zamlarının yetersiz kalması, getirilmekte olan ağır vergi yükü nedeniyle dış politikada atılacak adımların dikkatli seçilmesi, ilişkileri zedeleyecek açıklamalardan en kısa sürede vazgeçilmesi alınması gerekli ilk önlemlerden olmalı.
Türkiye kendi iç işleri ile meşgulken Güney Doğu Asya ilginç gelişmelere sahne olmakta. Bangladeş’de 15 yıldır ülkeyi yöneten “Demir Leydi” lakaplı Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina Vecid, ülke çapındaki öğrenci hareketi sonrasında Bangladeş’den Hindistan’a kaçtı. 100.000 kişinin öldüğü ayaklanmada, işbaşına Nobel Barış ödülü sahibi Muhammet Yunus getirildi. Bölge ülkeleri ve Batı tarafından takip edilen bu ülkedeki gelişmeler Türkiye’ye uluslararası platformlarda destek veren bir ülke olması nedeniyle önemli.
Orta Doğu ve Güney Doğu Asya’dan çıkıp 2024 Olimpiyatları nedeniyle Paris’in kalabalık sokaklarında gezinirsek Türk olduğunuzu anlayan herkesin ilk sorusu “Havalı tabanca atıcısı Yusuf Dikeç’in tetikçi (hitman)” olup olmadığıdır.
ABD’nin bol altın madalyalı başarılı sporcusu Simone Biles’ı izlemeye gelenler arasında Tom Cruise, Lady Gaga gibi çok sayıda ünlü ekranlara yansıdı. Filenin Sultanlarının ÇHC karşısındaki inanılmaz zaferini ise İstanbul, Ankara Belediye Başkanları ile CHP Başkanı Özgür Özel izlemeye gelmişlerdi. Gençlik ve Spor Bakanını da unutmamak gerekir. Yeni dallarda madalya kazanan sporcularımızı da resmi makamların kutlamalarını beklerdik ama henüz bir ses çıkmadı.
Türkiye’nin en büyük tanıtımını kim yaptı dersiniz? Yusuf Dikeç. Adına çıkarılan sanal para dünya borsalarında hızla yükseldi. X’den takip ettiği Dikeç’e mesaj gönderen Elon Musk, İstanbul’u ziyaret etmek istediğini ifade etti. Filenin Sultanları kalpleri kazandıktan sonra başarılarını hızla devam ettiriyorlar. İbrahim Çolak’ın, Çolak adıyla anılacak halkada yaptığı hareketi 2017’de dünya tarihine geçti. Okçu Mete Gazoz artık uluslararası spor camiasının tanınmış bir ismi.
Yüzmede, boksta ve güreşte kadın erkek sporcularımız destan yazmaya devam ediyorlar.
Onlar birer spor elçisi olarak Türkiye’nin tanıtımını çok başarılı bir şekilde yapıyorlar. Gençler isterlerse neler yapabileceklerini gösteriyorlar. Onlar Türkiye’nin geleceği. Alanlarında başarılı gençlerimizin hep yanındayız.