Urla Belediyesi pilot

Urla’nın yeni başkanı rekor oy ile seçildi. Bunun getirdiği bir sorumluluk da var. Ufak tefek değişimleri vatandaş olarak izleyebiliyorum. Asfaltta yamalar.  Gelinkaya plajında da sabah 7’de temizlik çalışmaları. Ama yetmiyor, olmuyor. Olacağı da yok. Her yer izmarit dolu. O izmaritleri tek tek toplamaya hiçbir belediyenin gücü yetmez! Belediye başkanının iğne yapma görevi de vardır. İlk başta acıtır ama insanlar faydasını görünce takdir ederler.  Hayal bu ya, Urla da ülkeye öncülük yapmış olur. İğne sadece çuvaldızı sokmak gibi olmaz, aşı gibi yapılırsa yepyeni bir alışkanlık oluşur. Ve yeni nesiller biz ihtiyarların alışkanlıkları olmadan yetişebilirler.

 

Biraz bakmak gerek, temiz tutan ülkelerde temizlik imandan mı geliyor? Onlar üstün ırktan oldukları için mi sokaklar daha temiz?  Hayır ceza kestikleri ve uyguladıkları için.  Ülkeye göre birkaç yüz euro ceza. Veya hatta Texas’ta olduğu gibi otoyolda izmarit atana 2000 (iki bin) USD (Bugünkü kur ile yaklaşık 70 bin TL) ceza! Haydi diyelim bizde 4 bin TL veya çeyrek altın ceza kesersin olur biter. Bunu da halkla ilişkiler etkinliği olarak birkaç kez basın önünde yaparsın ve bir milletvekilinden, bir bakandan bu cezayı kesersin. Hem o bakana veya milletvekiline de faydası olur, ismi yaygın bir şekilde tanınır. Kuzu kuzu öder.  Zabıtaya özgüven gelir. Bu kadar kamera olan yerde hatta   çevre kirlenmesini videoya çekene ve zabıtaya gönderene de keseceğin 4 bin TL’nin veya bu enflasyonda çeyrek altının yarısını, ödül olarak ödersin. Tabii iftiraya açık olmamalı. Videoya çekersen ödülü al. Basit, net.  Bu da gammazlık değil topluma hizmet olduğu için verilir.  Başka yolu yok. Alışkanlık yaratmak gerek.  Birkaç on yıl bunu takip etmek gerekir, ondan sonra insanlar atmazlar.

 

Doğru oturalım doğru konuşalım. Kendi kendimizi de aldatmayalım. Hangi sigara içen kış vakti arabası kokmasın diye izmariti arabasından yola atmıyor?  Yaz vakti haydi yangın korkusundan ama kışın? Kül tablasında pislik ve koku yapacak diye basitçe pencereden dışarı?

Tabela vergisi diğer basit bir konu. Belirli duvarları reklam panosu yeri olarak belirle. Oraya da isteyen bedava reklamını muayyen boyutta olmak üzere afişlerini bedava assın. Duyuruları yapsın.  Örneğin Almanya’da bunu yaklaşık 1,5 metre çapında silindirler ile sütun şeklinde yapmışlardır.  Yok ayrı çerçeve ile başka yerlere, yola reklam asarsan da okkalı ücreti vardır.  Hekim muayenehane mi açtı? Mobilya mağazası mı açıldı? Lokanta mı?  Okul mu?  Kapısına 50 x 75 cm’lik tabela asması bedavadır. Bunun üstünde tabela isteyen yıllık okkalı ücret öder.

Tabii bu işleri yapmak için önce Belediye kendi tabelalarını zapturapta almak zorunda. Urla meydanda görülen devasa İzmir Büyükşehir belediyesi ek hizmet binası tabelası yok olur. Kapısına 50 x 75 cm bir tabela asılır.  Belediye başkanları kendi isimlerini devasa pankartlara yazamazlar vs. Çünkü özel günlerde asılan pankartların da tarifesi ve ücreti vardır.

 

Sokak kedi ve köpekleri hakkında yeter yazdım, artık yazmıyorum.  Ama ağaçların sahipleri olur. Her bir ağacın altına örneğin beş yılda bir 20 bin TL belediyeye hibe edenin bir yakınının ismi 10cm ye 15 cm’lik bir levha ile yazılır. Yolların kenarlarının temiz tutulması da bağışlar ile olur, her 200 metrelik yola temizlik için Belediye’ye yıllık bir bağış yapan firmanın ismi 50×75 cm’lik 2 tabela ile yolun iki tarafına yazılır. Bağışlar ile birkaç görevlinin maaşı çıkar. Bilgisayarda kimin tabelasının nerede olduğu takip edilir. Ücret ödemeyen de okkalı ceza öder.