Reel sektörde ateş yükseliyor

Enflasyonla mücadele kapsamında ekonomide uygulanan sıkılaşma politikaları reel sektörün ateşini yükseltti.

İlk 7 ayda konkordato ilen eden şirket sayısı 800’ü aştı. İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı, temmuzda son 15 ayın en düşük seviyesine indi. İmalat PMI ise temmuzda üst üste beşinci ayda da azalarak 47,2 seviyesine indi. Sanayi üretimi haziranda keskin bir düşüş gösterdi. Yeni siparişlerde son 20 ayın, çalışan sayısında da son 21 ayın en sert daralması yaşandı. İlk 6 ayda yeni açılan her 5 şirkete karşın 1 şirket kepenk indirdi. Temmuzda karşılıksız çek adedi yüzde 150 arttı. Alım gücü düştüğü için kredi kartıyla yaşamını sürdüren vatandaşın bankalara bireysel kredi kartı alacakları da 1 trilyon 496 milyar 629 milyon liraya yükseldi.

Yüksek enflasyon kaynaklı girdi ve finansman maliyetlerindeki yüksek artışla birlikte iç ve dış talebin daralması, reel sektördeki sorunları derinleştiriyor. Ekonomide gözle görülür yavaşlama yaşandığını belirten uzmanlar, piyasadaki nakit sıkışıklığının had safhaya ulaştığına dikkat çekiyor. Uzmanların verdiği bilgiye göre, hükümetin uyguladığı dezenflasyona yönelik sıkılaştırma politikaları toplumun her kesimini olumsuz etkileyecek. Türkiye’nin bundan önceki tüm krizleri (2000, 2008, 2018) iç piyasayı canlandırmak için “alışveriş yapın”, “al sat can ver”, “cansuyu kredisi”, “kredilerde İstanbul yaklaşımı” gibi çözümlerle aştığına dikkat çeken uzmanlar,  bu defa tam tersi bir uygulamayla iç tüketimin baskılandığına dikkat çekiyor.

Son günlerde açıklanan bazı öncü göstergeler geleceğe dair endişeleri artırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan son verilere göre, sanayi üretimi Haziran ayında yıllık yüzde 4,7 azaldı. Bu düşüş yıllık bazda 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş depremi sonrasındaki en sert daralma olarak kayıtlara geçti.

Sanayi üretiminde daralma devam ederken Türkiye’nin dış ticaretinde de miktarsal düşüş gözleniyor. TÜİK’in 9 Ağustos Cuma günü açıkladığı son Dış Ticaret Endeksleri’ne göre, haziranda ihracat birim değer endeksi yüzde 0,6 azalırken, ithalat birim değer endeksi yüzde 1,4 arttı. Buna karşın miktar endekslerinde ise ihracat yüzde 8, ithalat yüzde 5,7 azalış gösterdi.

Büyüme verileri açısından öncü göstergelerden bir diğeri olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri (PMI) Endeksi’nin Temmuz 2024 verilerine göre ise, Haziran ayında 47,9 olan manşet PMI, Temmuz’da üst üste beşinci ay azalarak 47,2 seviyesine geriledi. Yeni alınan siparişlerde, Kasım 2023 ile aynı oranda olmak üzere son 20 aylık dönemin en sert düşüşü kaydedildi. Yeni siparişlerde genele yayılı yavaşlama kaydedilirken, en sert gerileme elektrikli ve elektronik ürünlerde gerçekleşti. Toplam yeni siparişlerin yavaşlamasıyla birlikte firmalar Temmuz ayında genel olarak üretimlerini azaltma yoluna gitti. Sadece giyim ve deri ürünlerinde üretim artışı görülürken en belirgin daralma elektrikli ve elektronik ürünler sektöründe ölçüldü. Benzer şekilde, temmuzda on sektör içerisinden yalnızca biri (gıda ürünleri) istihdamını artırırken çalışan sayısında en hızlı azalış ise giyim ve deri ürünleri sektöründe gerçekleşti. Endeksin 50,0 değerinin üzerinde olması 10 imalat sektöründeki iyileşmeyi, bu değerin altında olması ise yeni siparişler, fabrika çıkışları, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve satın alma stokları gibi göstergelerde bozulmaya işaret ediyor.

12 bin 175 şirket tasfiye kararı aldı

Çarklardaki durgunluğun en büyük göstergelerinden biri de Merkez Bankası tarafından açıklanan İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı verisi oldu. Temmuz 2024’te yüzde 75,9’a inen kapasite kullanım oranı son 15 ayın en düşük seviyesi olarak ölçüldü. Yılın ilk yarısında sanayicilerin yüzü ihracattan da gülmedi. Ocak-Haziran döneminde Türkiye’nin ihracatı yüzde 2 gibi sınırlı bir artış göstererek 125,4 milyar dolara çıktı. Bu dönemde 25 sektörün 12’sinde ihracat geriledi. Ne içeride ne de dışarıda işleri iyi gitmeyen reel sektörde işletmeler kepenk indirmeye devam etti. TOBB’un açıkladığı Kurulan ve Kapanan Şirket İstatistikleri’ne göre, 2024’ün ilk 6 ayında, 2023’ün ilk 6 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 17,3 azalırken, aynı dönemde kapanan şirket sayısı yüzde 25,8 arttı. Buna göre ilk 6 ayda 52 bin 676 şirket kurulurken, 11 bin 939 şirket de kepenk indirdi. Tasfiye sürecine giren şirket sayısı da ilk yarıda yüzde 2,3 artarak 12 bin 175’e dayandı.

Konkordato kabusu bitmiyor

İşlerdeki kötü gidişatın en kritik verisi ise konkordatolardan geldi. Temmuz ayında konkordato geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı 183 olurken, bu sayı 2018-2019 konkordato fırtınası döneminden sonraki en yüksek aylık seviye olarak dikkat çekti. Yılın 7 ayında konkordato geçici mühlet kararı verilen toplam dosya sayısı 788’e çıkarken, kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı 311 oldu. Bu dönemde 334 dosya için konkordatonun reddi kararı verilirken, ocak-temmuz aralığında 55 firma için iflas kararı alındı. İş dünyası örgütleri suiistimallerin ve mağduriyetlerin önüne geçmek için Ankara’da yoğun temaslarda bulunurken, Adalet Bakanlığı’nın da konkordato başvurularının zorlaştırılması için çalışma yaptığı gelen bilgiler arasında.

Kredi ve kart borçları ödenemiyor

Faiz oranlarında yaşanan yüksek seyir ve yüksek enflasyon, vatandaşları da şirketleri de olumsuz etkiledi. Ekonomi gazetesinin haberine göre çok sayıda işletmenin çalışan ücretlerini ve enerji faturalarını dahi ödemekte zorlandığını yazdı. Habere göre, hammadde alımlarında aylık vade yüzde 5 – 7 arasında bir seviyeye yükseldi.

Süreçten etkilenen vatandaşlar da kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemez duruma düştü. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) 19 Temmuz haftasına ait verilere göre bankaların vadesinde tahsil edemediği için icra takibine aldığı batık krediler, bir haftada 13 milyar 323 milyon lira artarak 238 milyar 385 milyon TL’ye ulaştı. Bu artışın 3 milyar 658 milyon lirası bireysel kredi ve kredi kartları borçlarından oluştu. Kredi kartlarında ödenmeyen borçlar bir yılda yüzde 245, ihtiyaç kredisinde de yüzde 59,9 oranında arttı.

Batık kredilerin kredi stokuna oranı henüz düşük bir seviyede sayılsa da özellikle geçen yılın aralık ayından başlayan hızlı yükseliş sürüyor. Batık krediler geçen yılın aralık ayının son haftasına göre yüzde 24,5 oranında artarken son bir yılda yaşanan artış yaklaşık yüzde 40’ı buldu.

Yurttaşın zamanında ödeyemediği için bankalar tarafından icra takibine alınan bireysel kredi ve kredi kartı borçlarında yılbaşından bu yana 30 milyar 514 milyon liralık artış yaşandı. Aralık ayının son haftasından bu yana yüzde 68 oranında artan bireysel kredi ve kredi kartı kaynaklı takipteki alacaklar, 75 milyar 349 milyon TL’ye ulaştı. Türkiye Bankalar Birliği(TBB), 2024 yılı Haziran ayında 891 bin kişi kredi kartı borçları nedeniyle yasal takibe alındı.

İşsizlik son 15 ayın zirvesinde

TÜİK verilerine göre işsizlik Haziran ayında bir önceki aya göre binde 7 oranında artarak yüzde 9,2 olarak ölçüldü. En son 2023 Nisan ayında yüzde 10,2’yi gören oran, son 15 ayın en yüksek işsizliği olarak kayıtlara geçti.

Veriye göre haziranda işsiz sayısının 234 bin arttı. Ülkede toplam işsiz sayısı 3 milyon 305, istihdam edilen sayısı ise 32 milyon 522 bin olarak açıklandı. Genç nüfustaki işsizlik yüzde 17,6 ölçülürken geniş tanımlı işsizlik yüzde 29,2’ye yükseldi. Toplam istihdam ise bir önceki aya göre, 231 bini kadın olmak üzere 341 bin azaldı. Mayıs ayında yüzde 14,8 olan genç nüfustaki işsizlik ise Haziran ayında yüzde 17,6 hesaplandı.

**********

Eğilmez: Ekonomi stagflasyona gidiyor; sonraki adım slumpflasyon!

İktisatçı Mahfi Eğilmez, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik ve durgunluğun aynı anda yaşandığı ‘stagflasyona’ doğru gittiğini söyledi. Eğilmez, X hesabından yaptığı paylaşımda “Sanayi üretimi düşüyor, işsizlik yükseliyor. Ekonomi stagflasyona gidiyor.” ifadelerini kullandı.

Bir takipçisinin, söz konusu paylaşımının altına, “Hocam faizi artırdılar, sıkılaşmaya devam ediyoruz önce ki yıllarda bunları istiyordunuz şu an problem nedir ki hala bu beladan kurtulamıyoruz?” sorusu üzerine ise Mahfi Eğilmez, şunları yazdı: “Eksik söylüyorsunuz. Ben enflasyonu çözebilmek için faizin gerekli olduğunu ama tek başına yeterli olamayacağını söyledim hep ve dedim ki faizin yanında başta hukukun üstünlüğü, demokrasiye dönülmesi ve bilimsel yaklaşımlara dayanılması olmak üzere yapısal reformlar gerekli.”

“Slumpflasyon riskini masada görüyor musunuz değerli hocam? Ekonomi enflasyonu yaşarken küçülebilir mi?” sorusuna ise şu karşılığı verdi: “Evet Olcay Hocam, gidiş o yönde. Yani önce stagflasyon ve ardından slumpflasyon.“

Stagflasyon, bir ekonomide yüksek enflasyon, yüksek işsizlik ve durgun ekonomik büyümenin aynı anda gerçekleştiği bir durumdur. Bu terim, “stag” (stagnasyon, durgunluk) ve “enflasyon” kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir.