Ekonomik bozulmalar birçok alanda sürerken, sosyal ve sağlık sorunları da sıklıkla haberlere konu oluyor. Veri açısından önemli bir kaynak olan OECD ve diğer kurumsal IMF, ILO, BM gibi kaynaklarda, Türkiye’nin ilk sıralarda yer aldığı veriler bozulmadaki boyutu ortaya koyuyor. İşte o veriler.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiği 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde “24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz.” vaadinde bulundu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) açıkladığı politika faizi 24 Haziran 2018 seçimlerinden hemen önce yüzde 17,75 idi. Erdoğan’ın Nisan 2013’te yaptığı “Biz göreve geldiğimizde faiz oranı yüzde 47 idi. Nereden nereye geldiğimizi hep birlikte görüyoruz.” açıklamaları dikkat çekmişti. Seçim sonunda bu oran yüzde 24’e kadar çıksa da Erdoğan’ın “Faiz sebep enflasyon sonuçtur” politikası sonrasında 2020 yazında yüzde 8,25’e kadar geriledi. 14-28 Mayıs 2023 seçimleri öncesinde ise politika faizi yüzde 8,5 idi. Erdoğan 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinde de ekonomi için parlak bir gelecek sözü verse de kriz derinleşti.
Mayıs 2023 seçimleri sonrasında Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna Mehmet Şimşek’in oturmasıyla ‘yeni ekonomi modeli’ rafa kalkarken TCMB de faizi yüzde 50’ye çıkardı.
Türkiye’de halk arasında ekonomide istikrarın en önemli göstergelerinden birisi olarak kabul edilen dolar kuru, TCMB verilerine göre Haziran 2018 ortalaması 4,6 lira idi. 27 Ağustos 2024’te 34 liraya yükseldi. Dolar kurunun artmasıyla neredeyse tüm mal ve hizmetlere zam geliyor.
Fiyatı halkı en doğrudan ilgilendiren bir başka ürün ise akaryakıt. Haziran 2018’de mazotun litresi 5,7 lira iken bu fiyat Mayıs 2023’te 18,6 liraya; Ağustos 2024’te ise 44 liraya çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verisine göre Mayıs 2018’de Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık yüzde 1.62, yıllık yüzde 12.15 oldu. TÜİK, Temmuz 2024 enflasyonunu aylık 3,23, yıllık yüzde 61,78 olarak açıkladı. Enflasyon Araştırma Grubu ENAG ise temmuz enflasyonunu aylık yüzde 5.91, yıllık yüzde 100.88 olarak olduğunu açıkladı.
****
Türkiye, göstergelerin çoğunda zirvede
Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik bozulmalar birçok alanda sürerken, sosyal ve sağlık sorunları da sıklıkla haberlere konu oluyor. Veri açısından önemli bir kaynak olan OECD ve diğer kurumsal IMF, ILO, BM gibi kaynaklarda, Türkiye’nin ilk sıralarda yer aldığı veriler bozulmadaki boyutu ortaya koyuyor. İşte, Türkiye’nin ilk sıralarda yer aldığı ekonomik ve sosyal veriler:
Enflasyon: Haziran enflasyon verisiyle Türkiye açık ara farkla OECD ülkeleri içinde lider konumda bulunuyor. Türkiye’de enflasyon yüzde 71,6 olurken, hemen ardından gelen Kolombiya’da yüzde 7,2 ve OECD ülkeleri ortalaması yüzde 5,6 oluyor. Enflasyonun detaylarına inildiğinde gıda enflasyonunda da Türkiye, en yakın rakibinden çok önde yer alıyor. Türkiye’de gıda enflasyonu Haziran 2024’te yüzde 68,1 olurken, ikinci sıradaki Meksika’da yüzde 6,5 oldu.
Enerji enflasyonu da haliyle yüksek çıkıyor. Haziran ayı verilerine göre, Türkiye’de enerji enflasyonu yüzde 89,8 olurken, Kolombiya’da yüzde 18,3, Belçika’da yüzde 15,1 ve OECD ülkelerinde ortalama yüzde 2,3 oranında görülüyor.
Çocuklar ve gençler: Çocuk yoksulluğunda, Türkiye’de enflasyondaki yükselişle birlikte yaşanan gelir adaletsizliğinde bozulma artarken, bu listede ikinci sıra yer alıyor. UNICEF verilerine göre, çocuk yoksulluğu yüzde 35,8 ile en yüksek Kolombiya’da görülürken, Türkiye’de yüzde 33,8 oluyor. Yine OECD verilerine bakıldığında ne eğitimde ne de iş hayatında yer alan 15-29 yaş aralığındaki gençlikte Türkiye yüzde 27,9 oranında yaklaşık 10 gençten 3’ünü sisteme alamamış görünüyor.
Çalışma hayatı: Türkiye’de son dönemde yeniden konuşulmaya başlayarak gündeme gelen çalışma saatleri, iş hayatındaki yorucu ve zor şartları da gösteriyor. Türkiye’de haftada 60 saatten fazla çalışan kişilerin oranı yüzde 15,1 ile OECD ülkeleri içinde ilk sırada geliyor.
Çalışma hayatına yönelik bir diğer veri de serbest meslek sahiplerini gösteriyor. OECD ülkeleri içinde yüzde 53,1 ile en yüksek oranda Kolombiya’da iki kişiden biri kendi işini yaparken, onun ardından Meksika geliyor. 3. sıradaki Yunanistan’da oran yüzde 30,3 olurken, Türkiye yüzde 30,2 ile ondalık basamakta ardından geliyor.
Asgari ücret: Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, Türkiye, gelişen ve gelişmekte olan ülke ekonomileri içinde, ortalama ücretlerin asgari ücrete en yakın olduğu ekonomilerin başında geliyor. Veride dikkat çeken kısım 2017 yılını alması olurken, özellikle 2022 sonrasında bu verinin daha da yakınlaştığı biliniyor.
Sosyal sorunlar: IMF ve Birleşmiş Milletler verilerine göre, hemen hemen tüm dünyada kadınlar, ücretli işlere ve boş zaman aktivitelerine daha az zaman ayırırken, ücretsiz işlere daha fazla zaman ayırıyorlar. Cinsiyet eşitsizliğinin bir göstergesi olan bu veride, Türkiye, Hindistan’dan sonra kadınların tüm ailenin yükünü, kendini hiçe sayarak sırtlandığı ikinci ülke oluyor. 2021 yılına ait veride, erkeklerin de çok boş vakti olmadığı görülse de kadınların ücretsiz olarak görülen, ev ve çocuk bakımı gibi işlere ayırdığı vakit ise yüksek oluyor.
Ailelerinden ayrılamayan gençler: Türkiye, kültürel olarak da aileden erken yaşta ayrılmaya hazır bir ülke olmazken, son yıllarda ABD, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde de sıklıkla konuşulan gençlerin maddi imkânsızlıklar nedeniyle ailelerinden ayrılmaması gerçeği verilere yansıyor. Daha geleneksel kültürleri olan ülkelerde 20-29 yaş arası gençlerin aileleriyle yaşama oranları yüksek oluyor. Yüzde 81 ile ilk sırada Kore gelirken, Türkiye’de bu oran yüzde 56 oluyor. TÜİK verilerine göre, 2023 yılında Türkiye’de ortalama ilk evlenme yaşı erkeklerde 28,3, kadınlarda 25,7 olması da oranın “görece” düşük olmasının da bir açıklaması oluyor.
Kadına şiddet: Türkiye’de sıklıkla konuşulan kadına şiddet kavramı OECD verilerine de yansıyor. 15-49 yaş aralığındaki kadınların şiddet görme oranı Türkiye’de yüzde 32 oranında ilk sırada yer alıyor.
Sağlık: OECD ülkeleri içinde, obezite oranlarında dünyanın en büyük ekonomisi ABD beslenme sorunlarıyla da ilk sırada yer alırken, 10 kişiden 4’ünün obez olduğu görülüyor. Türkiye listede 7. sırada yer alırken, oran yüzde 28,8 oluyor.
**********
Kapasite kullanımında düşüş sürüyor
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılı Ağustos ayında, imalat sanayinde faaliyet gösteren 1763 iş yeri tarafından İktisadi Yönelim Anketi’ne verilen yanıtlar toplulaştırılarak değerlendirdi. Buna göre, mevsimsel etkilerden arındırılmamış Kapasite Kullanım Oranı (KKO), bir önceki aya göre 0,5 puan azalarak yüzde 75,4 seviyesinde gerçekleşti.
İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış Kapasite Kullanım Oranı (KKO-MA), ağustos ayında bir önceki aya göre 0,2 puan azalarak yüzde 75,7 seviyesinde gerçekleşti.
*******
Reel Kesim Güven Endeksi pandemiden bu yana en düşük seviyede
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan açıklamaya göre, endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki toplam sipariş miktarı ve mevcut mamul mal stokuna ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki toplam istihdam, gelecek üç aydaki üretim hacmi, sabit sermaye yatırım harcaması ve genel gidişata ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi.
Açıklamada şöyle denildi: “Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde ve iç piyasa sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı, ihracat sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin ise bir önceki aya göre güçlendiği gözlenmektedir.
Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, ihracat sipariş miktarı ve iç piyasa sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı görülmektedir. Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcaması ve gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentilerin de bir önceki aya göre zayıfladığı gözlenmektedir.
Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin güçlendiği, son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin ise zayıfladığı görülmektedir. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin de bir miktar zayıfladığı gözlenmektedir. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak yüzde 51,7 seviyesinde gerçekleşmiştir.
2024 yılı ağustos ayında İktisadi Yönelim Anketi sonuçları, imalat sanayinde faaliyet gösteren 1763 iş yerinin yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edilmiştir.”