Çöküş dönemi

Ülkesini seven her vatandaş gibi devamlı olarak; stres, endişe ve üzüntü içindeyim. Belirli bir yaşa gelmiş biri olarak, şahsi bir beklentim yok. Ancak; ülkem, çocuklarım ve torunlarım için, endişe duyuyorum. Bu çöküşün hangi noktalara varacağını, endişe ile düşünüyorum.

Bu arada; AKP ve MHP Genel Başkanlarının; Maliye Bakanı başta olmak üzere, ilgili kişilerin ve parti sözcülerinin beyanlarını, hayret ve üzüntü ile takip ediyorum. Aptal yerine konulmaktan hoşlanmıyorum.

1- Sayın AKP Genel Başkanı “yasaklar ve yolsuzluk devrinin bittiğini”, “İstanbul’un nadide hazinelerinin, para babalarına peşkeş çekildiğini” söylüyor. Acaba, hangi ülkeden bahsetmektedir? Çünkü, söylediklerinin hiçbiri, Türkiye’nin durumu ile ilgili değildir. Aksine, tam tersi bir tablo vardır. Yasaklar, sefalet, yolsuzluklar, baskılar, ayrımcılık, rüşvet, israf, görgüsüzlük, torpil, partizanlık, her türlü kanunsuzluk ve hukuksuzluk zirve yapmıştır?

2- Eğitim, sağlık, tarım, sanayi, velhasıl her sektör çökmüştür. Yargı politize olmuş, hukuk düzeni bitmiştir. Demokrasi askıya alınmış, her şey tek bir kişinin keyfine bırakılmıştır. Devlet kadroları cemaatlerce işgal edilmiştir. Liyakat ve istişare kavramları, gündemden kaldırılmıştır. Ahlaki yapımız; milli, manevi ve dini değerlerimizin tümü dejenere edilmiştir. Fikir, ifade, inanç, teşebbüs hürriyetleri ile; Can ve mal güvenliği yok edilmiştir. Kutuplaştırma sürdürülmüş, farklı düşünenlere ve dalkavukluk etmeyenlere karşı vicdanların kabul edemeyeceği düzeyde, baskılar ve cezalar uygulanır olmuştur. Kul hakkı, şirk vb. kavramlar hiçe sayılmaktadır. Kadın cinayetleri, sapıklıklar, kumar, uyuşturucu, fuhuş, rüşvet, kamu malı yağması, dün bezirganlığı ve istismarı zirve yapmıştır. Halka saygı kalmamıştır.

3- En korkunç gerçeklerden biri de; mülteci işgalidir. Milyonlarca yabancının ülkeye girişine geçit verilmiştir. Başta; Hatay, Gaziantep, Mersin, İstanbul, Cizre vb. şehirler olmak üzere, tüm ülke işgal altındadır. Her 10 doğumun 8’i bu işgalcilere aittir. Türkiye Araplaştırılmaktadır. Bu asalaklara her türlü taviz verilmektedir. Türk halkı, azınlık muamelesi görmektedir. Zaten iktidarın T.C / Ne mutlu Türküm diyene, andımıza vb. kavramlara tahammülü de yoktur. Milliyetçilikten nefret etmektedir. Hüda Par ile kol kola girmektedir. Ne yazık ki; Rahmetli Türkeş’in emaneti MHP de, bu düşmanlıklara karşı sessiz kalmakta, fiilen destek vermektedir. Ülkemizin elden çıkmasına rıza göstermektedir. (Iraklılara vize muafiyeti de çok vahim bir hatadır.)

4- TÜİK’in uydurma rakamlarını ve iktidarın “pembe” beyanlarını bir tarafa bırakalım ve gerçekleri görelim:

  1. a) On bir yılda, 410 bin hektar orman kaybedilmiştir. (Son yangınlar ve hariç) Yeşil katliamı artan tempoda devam etmektedir. Başka, Mehmet Cengiz gibi, her taşın altından çıkan yandaşların talepleri ile (HES, altın madeni, kömür ocağı gibi bahaneler ile) yeşil katliamı sürdürülmektedir. Ayrıca; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının da desteği ile kıyılar, kamu arazileri, yeşil alanlar, ranta doymayanlara peşkeş çekilmektedir. Mehmet Cengiz’e AKP döneminde (verilen ruhsatlar hariç) 34 ihale verilmiştir. Yap- İşlet rezaleti dışında, tutar 19 Milyardır. 300 Milyon Dolarlık vergi borcu da silinmiştir. Bu zatın şirketleri, 3 yıldır kurumlar vergisi ödememiştir.
  2. b) Yurt dışına, 15 bin doktorumuz gitmiştir. Yurdunu terk eden genç sayısı, rakamlara sığmamaktadır. (Bu üzüntüler içinde, Kara – Deniz ve Hava Harp Okullarını birinci olarak bitiren kızlarımız moral vermiştir.)
  3. c) Maliye Bakanı “Gri listeden çıktık” diye övünmektedir. Halbuki, “yolsuzluklar listesinin” en başında yer almaktayız. Kaldı ki, gri listeye kendi dönemlerinde girmedik mi? Türkiye’yi, mafyaların, çetelerin, kumar ve uyuşturucu baronlarının merkezi haline kim getirmiştir?
  4. d) Bu yılın ilk 7 ayında, 666,9 Milyar TL faiz ödenmiştir. Kısa vadeli dış borç tutarı 237 Milyar Dolara çıkmıştır. İlk 7 ayın bütçe açığı 844 Milyar TL olmuştur. Hesapsız harcamaların merkezi Sarayın harcamaları 10 yılda 5 bin kat artmıştır. (Sadece ilk 6 ayın koruma harcamaları 1 Milyar 133 Milyon TL’dir. Bu israfa karşılık, 17 Milyon vatandaşımız yardım ile yaşayabilmektedir.
  5. e) Yap – İşlet soygununun verdiği ilk zarar 37 Milyar Dolardır. Devlet yapsa 22 Milyar Dolar harcanacaktı. Yandaşlar 59 Milyar Dolarlık kazık çıkardılar.
  6. f) 2023 yılında 14 milyar dolarlık “tarım ürünü” ithal edilmiş; Kendi köylümüz yerine, yabancılara destek verilmiştir.
  7. g) GAP Projesi ihmal edilmiştir. Tarımda yüzde 30 bandında kalınmıştır. Halbuki, tamamlansa, üretim patlaması yaşanır, istihdamda ciddi artış sağlanırdı.

İşçisi, çiftçisi, memuru, emeklisi, yandaşlar dışında tümü mutsuz bir ülkede hala “pembe masalların” anlatılması hiç hoş değildir. Ya rabbim, bitsin artık bu çile. Çok perişan olduk.