Tarımdaki daralmaya, tarım arazilerinin kiralanması çare mi?

Ülkemizin yüksek tarımsal potansiyeline rağmen; tarım faaliyetlerinin çiftçiler tarafından günden güne terk edildiği, dolayısıyla tarım ekonomisinin de günden güne daralmakta olduğu tartışmasız bir gerçek… T.C. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre de 2023 yılının ilk çeyreğinde tarım sektöründe yüzde 3,8’lik oranda daralma yaşanmıştır. Bu bağlamda, tarım arazilerinin işlenmesini sağlamak ve üretime katmak amacıyla, 22 Ağustos 2024 tarihli Resmî Gazetede İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik (“Yönetmelik”) yayınlanmıştır.

İlgili Yönetmelik, üst üste iki yıl boyunca işlenmeyen özel ve tüzel kişilere ait tarım arazilerinin Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki komisyon aracılığıyla kiraya verilmesini ve tarımsal üretime kazandırılmasını öngörmektedir.

Yönetmelik kapsamında, işlenmeyen tarım arazisi, T.C Tarım ve Orman Bakanlığı kayıt sistemlerinde, nadas veya herhangi bir tarımsal ürün belirtilerek kayıt altına alınan araziler hariç olmak üzere, hisselilik, mülkiyet ihtilafı, parçalılık, tarımsal faaliyete son verilmesi, göç veya başka bir sebeple, içinde bulunulan yılın 1 Eylül tarihi ile bölgelere göre değişen hasat dönemi dikkate alınarak takip eden yılın 31 Ağustos tarihine kadar olan süre içerisinde tarımsal üretim gerçekleştirilmeyen tarım arazisini ifade etmektedir.

Yönetmeliğe göre, kiralamalar sezonluk olacaktır ve yalnızca tarımsal amaçlı kiralama yapılacaktır. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa göre oluşturulan Arazi Tespit Komisyonu, hangi arazilerin kiralanacağını belirleyecek ve Arazi Kiralama Komisyonu  tarafından rayiç bedel tespit edilerek kiralama süreçleri yürütülecektir. Kira bedeli, Arazi Kiralama Komisyonu tarafından takdir edilen rayiç kira bedelinden düşük olamayacaktır.

Bu düzenleme, tarım arazilerinin verimli kullanımını teşvik edecek nitelikte olmasına rağmen; esasen sorunun ana nedenine çözüm üretmediğini söylemek mümkündür. Zira, tarımsal girdi maliyetlerinin son yıllarda ulaştığı boyutlar, mazot, gübre, ilaç gibi girdilerin fiyatlarının sürekli artması, çiftçinin ürettiği ürünlerin fiyatlarının ise anılan maliyetleri karşılayamaması, çiftçiyi arazisini ekip biçemeyecek durumu getirmektedir.

Ezcümle; ekonomik gerçeklikler, çiftçiyi tarımsal üretimden uzaklaştırmakta ve Yönetmeliğe konu edilen işlenmeyen araziler sorunu da buradan kaynaklanmaktadır.
Dolayısıyla, Yönetmelik, tarımsal arazilerin kiraya verilmesini sağlayarak, tarımsal üretimi artırmayı amaçlasa da öngörülen yöntem kısa vadeli bir çözüm olabilecek niteliktedir.

Zira, sorunun uzun vadeli ve hatta kalıcı çözümü; çiftçinin daha fazla desteklenmesi, üretime devam edebilmesi için maliyetlerin düşürülmesi, mazot, gübre ve diğer tarımsal girdilerde devlet desteğinin artırılması ve çiftçi teşviklerinin çeşitlendirilmesiyle sağlanabilir.

Ülkemizin genç nüfusunun tarımdan son derece uzak olduğu, tarımda çalışacak iş gücü konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığı meydandadır. Kırsalı terk eden, yani memleketlerindeki tarım arazilerini âtıl bırakan ailelere mensup gençlerin birçoğu da şehirde zor ekonomik şartlarla mücadele etmektedir. Hal böyle iken, gençlerin sahip oldukları âtıl arazilere yönlendirilmesi, tarımın belirsiz kazanç olmaktan çıkarıp emniyetli bir gelir kaynağı haline getirilmesi, teşvik ve desteğin arttırılması, en temel çözüm araçları olarak görülmektedir.

Sonuç olarak, Yönetmelik ile öngörülen işlenmeyen tarım arazilerinin kiraya verilmesi geçici bir çözüm niteliğinde düşünülebilir. Fakat; çiftçilerin desteklenmesiyle, tarımsal girdi maliyetlerinin azaltılmasıyla ve genç nüfusun tarıma kazandırılmasıyla kalıcı çözümler yaratılabilecek, tarımsal kalkınma, tersine göç, mutlu genç nüfus da ancak kalıcı çözümlerin yaratılmasıyla mümkün olabilecektir.