Mutfağı ile ekonomisini harmanlayan şehir: Gaziantep

Provence’ın lavanta kokulu vadilerinde, dünyaca ünlü gastronomi rotalarının büyüsüne kapılmış bir şekilde gezerken, aklım her daim Türkiye’nin parlayan yıldızı Gaziantep’teydi.

Provence’ın rafine tatları, Fransız kültürüyle harmanlanan mutfağı ne kadar zengin olursa olsun, Gaziantep’in yüzyıllara dayanan gastronomik mirası ve bu mirası bir ekonomik kalkınma modeli haline getirmesi bambaşka bir başarı hikayesini anlatıyor. Her geçen gün biraz daha büyüyen ve dikkat çeken Gaziantep Gastronomi Festivali, sadece karnımızı değil, aynı zamanda şehrin ekonomik yapısını da doyuruyor.

Gastronominin Ötesinde

Gaziantep denince akla ilk gelen kelime ‘yemek’ olabilir. Şehrin mutfağı, dünyanın dört bir yanında bilinir hale gelmiş durumda. Ancak Gaziantep’in başarısı sadece mutfakta kalmıyor; şehrin ekonomik dinamizmi de gastronomi etrafında şekilleniyor.

Gaziantep Gastronomi Festivali, şehrin en önemli kültürel ve ekonomik etkinliklerinden biri haline geldi ve her geçen yıl yerli ve yabancı katılımcılar sayesinde genişlemeye devam ediyor. Festival boyunca şehrin otelleri dolup taşıyor, restoranlar rezervasyon defterlerini günler öncesinden kapatıyor, yerel üreticiler ve zanaatkârlar satışlarını iki katına çıkarıyor. Ancak en önemlisi, bu festival, şehrin kalkınma modelinin sadece turizm ve gastronomi ile sınırlı kalmadığını gösteriyor. Gaziantep, tarım, hizmet sektörü ve yerel üretimi bir araya getirerek kendine has bir ekonomik kalkınma modeli oluşturmuş durumda.

 

 

 

Yerel Üreticilerin Gücü

Gaziantep mutfağı dediğimizde ilk akla gelen, ustalıkla hazırlanan kebaplar, ağzımızda dağılan baklavalar ve onlarca çeşit meze olabilir. Ancak bu eşsiz tatların arkasında Anadolu’nun bereketli topraklarında yetişen malzemeler, yerel üreticilerin emeği ve el işçiliği bulunuyor.

Gaziantep, yerel üretim ağını koruyarak hem mutfak kültürünü hem de ekonomisini güçlendirmiş bir şehir. Gaziantep Gastronomi Festivali, bu üretim zincirinin en görünür olduğu yerlerden biri. Festivale gelen katılımcılar sadece yemeğin tadını çıkarmıyor; aynı zamanda bu yemeklerin nasıl ve kimler tarafından üretildiğini de öğreniyor.

Yerel tarım kooperatifleri, çiftçiler, küçük esnaflar ve zanaatkârlar, festivalin parlayan yıldızları arasında yer alıyor. Özellikle de yerel üreticiler, festivaller sayesinde ürünlerini daha geniş pazarlara tanıtma fırsatı buluyorlar.

Bu bağlamda, Gaziantep’in tarım sektörüne olan katkısı sadece bir gastronomi şehri olmasından öte, bir tarımsal üretim merkezi olmasıyla da öne çıkıyor. Zeytinyağı, baharatlar, antep fıstığı gibi yerel ürünler, dünya pazarlarında Gaziantep adını daha da yukarılara taşıyor.

 

UNESCO Tanınması

Gaziantep, 2015 yılında UNESCO tarafından “Yaratıcı Şehirler Ağı”na gastronomi alanında dâhil edilerek, mutfak kültürünü dünya sahnesine taşıdı. Bu unvan, Gaziantep için bir dönüm noktası oldu. UNESCO’nun bu prestijli tanınması, sadece mutfak kültürüne olan ilgiyi artırmakla kalmadı, aynı zamanda şehrin ekonomik yapısına da büyük bir ivme kazandırdı.

Turist sayısında yaşanan patlama, şehirdeki işletmelerin cirolarını artırırken, yerel üreticilerin de uluslararası pazarlara açılmasını sağladı. Gaziantep’in gastronomi yoluyla uluslararası alanda tanınır hale gelmesi, aslında şehrin ekonomisinde de büyük bir dönüşüm başlattı. Küresel turistler, bu tanınırlık sayesinde sadece festivale değil, yıl boyunca şehri ziyaret ediyor. Festival döneminde ise hem yurt içinden hem de yurt dışından gelen ziyaretçiler, Gaziantep’in sadece mutfak kültürünü değil, aynı zamanda tarihini, mimarisini ve yaşam tarzını da keşfetme imkânı buluyor.

Fatma Şahin’in Vizyonu

Gaziantep’in bu başarısının arkasında elbette Belediye Başkanı Fatma Şahin’in vizyoner liderliği yatıyor. Şahin, şehrin kültürel mirasını ön plana çıkararak, Gaziantep’i sadece Türkiye’de değil, dünyada da bir marka haline getirmek için önemli adımlar attı.

Onun liderliğinde, gastronomi şehri unvanını bir avantaja dönüştüren Gaziantep, turizmden tarıma, hizmet sektöründen zanaatkârlığa kadar geniş bir ekonomik kalkınma modeli oluşturdu. Fatma Şahin’in bu alandaki başarıları, 2021 yılında OECD tarafından kendisine verilen “Şampiyon Belediye Başkanı” unvanı ile taçlandırıldı.

Şahin, şehrin sadece gastronomi ile değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda da ilerlemesini sağlayarak, Gaziantep’i bir başarı hikâyesine dönüştürdü. Gaziantep Gastronomi Festivali, onun bu vizyonunun en somut örneklerinden biri.

 

Deprem sonrası diriliş

2023 yılında yaşanan deprem felaketi, Gaziantep de dâhil olmak üzere pek çok şehri derinden sarstı. Ancak Gaziantep, bu zor günlerin ardından hızla toparlanmayı başardı. Depremin yaraları sarılırken, şehrin ekonomik ve sosyal yapısı yeniden inşa edildi. Gaziantep Gastronomi Festivali, bu toparlanmanın en önemli simgelerinden biri haline geldi.

Deprem sonrası Gaziantep halkı ve esnafı, festival boyunca el ele vererek şehrin dayanışma ruhunu bir kez daha ortaya koydu. Festivale katılan her ziyaretçi, bu dayanışmanın ve yeniden doğuşun bir parçası oldu. Depremin ardından Gaziantep, sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda ruhsal olarak da yeniden inşa edildi ve gastronomi festivali, bu inşa sürecinin en büyük simgelerinden biri oldu.

 

Esnafla sohbetler

Gaziantep’te esnafla sohbet ederken, festivalin şehir ekonomisine olan katkılarını daha yakından görme fırsatı buldum. Tahmis Kahvesi’nin sahibi Mehmet Hilmi Bağcı, Gaziantep Gastronomi Festivali’nin şehri hem ulusal hem de uluslararası alanda tanıttığını ve bu tanıtımın şehir ekonomisi için büyük bir fırsat yarattığını belirtti. Bağcı, festivalin sadece şehrin kültürel tanıtımını değil, aynı zamanda ticari hayatını da canlandırdığını vurguladı.

Bir diğer esnaf olan Ökkeş Özsabuncuoğlu ise 1977 yılından beri Gaziantep’te hizmet sektöründe çalıştığını ve festivalin şehre her yıl büyük ekonomik faydalar sağladığını söyledi. Özsabuncuoğlu, festivalin özellikle küçük esnaf için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, Gaziantep’in gastronomi ile dünya sahnesinde kendine sağlam bir yer edindiğini ifade etti.

 

Sonuç: Ekonomik kalkınma modeli

Gaziantep, mutfak kültürünü ekonomik bir kalkınma modeli haline getirmiş bir şehir olarak öne çıkıyor. Gaziantep Gastronomi Festivali, bu başarının en somut göstergelerinden biri. Festival sayesinde şehir, hem yerel ekonomisini güçlendiriyor hem de uluslararası alanda adını duyuruyor. Yerel üreticiler, zanaatkârlar, turizm sektörü ve hizmet sektörü, bu kalkınma modelinden en fazla yararlanan kesimler arasında yer alıyor.

Gaziantep, kazanları sadece yemek için değil, ekonomik büyüme için de kaynatıyor. Şehir, gastronomi etrafında şekillenen bu modelle sadece Türkiye’ye değil, dünyaya da örnek teşkil ediyor. Provence’ın gastronomi rotalarında gezinirken, Gaziantep’in bu başarı hikâyesinin dünya çapında daha fazla tanınması gerektiğini bir kez daha fark ediyorum.

Bu başarı, sadece mutfakla sınırlı kalmayıp, ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir bir modeli olarak ülkemizin diğer şehirlerine de ilham vermeli.