CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Sözcü TV canlı yayınında, İpek Özbey’in sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, “CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a atılan iftiranın sizin ofisinizden çıktığı iddiaları var. Sizin ofisinizden mi çıktı” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Dedikodu ve magazinin siyasette kullanılması kadar yanlış birşey yok. Bu, siyasette kalitenin düşmesine yol açıyor. Ben hayatım boyunca, iktidar kanadı da dahil bu tür olayların hiçbirisine itibar etmedim ve asla dillendirmedim. Bu tür olaylar söylendiği andan itibaren derhal dava açılması lazım. Süleyman Soylu gibi bir adam bunu dillendiriyorsa şunu söylemek lazım, eğer bunu yapıyorsan ve bildiklerini açıklamıyorsan sen şeref yoksunusun. Belediye Başkanı benim evladım, CHP Gençlik Kolları’ndan gelme. Zamanında dava açılsaydı bunların hiçbiri olmazdı. Bir arkadaşımız retweet yapmış. Çıkma diye bir şey yok. Eğer böyle bir şey olsa mümkün değil bir arada olma şansımız olmaz.”
Kılıçdaroğlu, Meclis açılış resepsiyonunda Özel ve Bahçeli arasındaki diyaloğu şöyle değerlendirdi:
“‘Biz siyasetçiler halka doğruları söylemiyoruz, Biz zaten Erdoğan’la normalleşmişiz. Siz de bizim gibi Erdoğan’la normalleşin. Normalleşirseniz bir şey olmaz. Erdoğan yerinde kalır.’ Bir siyasetçi kürsüde ne söylüyorsa başka yerde de aynı şeyi söylemeli. Öbür türlü siz halkı kandırıyorsunuz. Sayın Bahçeli kürsüde başka türlü bir başka yerde başka türlü söylerse bu siyasetin ahlakına uyar mı? Türkiye’de siyaseti güvensiz noktaya getiren bu olaylar.”
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın CHP Genel Merkezi’ne gelmesine ilişkin şöyle konuştu:
“Erdoğan siyaseten en güvenilmez kişidir. Dün söylediğini üç gün sonra reddedebilir. Günümüzden bir örnek vereyim. Ne söylüyordu, ‘Biz İsrail’e gelebiliriz.’ Bir hafta sonra ne dedi? ‘İsrail bize saldıracak.’ Böyle bir devlet yönetimi olur mu? Filistinlileri kurtaracağından söz ediyorsun. Ondan sonra panik içinde, ‘Eyvah İsrail bize saldıracak. Ne yapacağız?’ Bunlar devlet mi yönetiyor? Bunlar kendi çıkarları için devleti soyuyorlar. Kendi çıkarı için feda edemeyeceği hiçbir şey yoktur. CHP Genel Merkezi’nin önüne Erdoğan’ın forsunun asılmasını da doğru bulmuyorum. Orada zaten Türk bayrakları var. Sayın Abdullah Gül beni ziyarete geldiğinde biz oraya Cumhurbaşkanlığı forsu mu astık? Sonra, kapalı oturum. Hangi gerekçeyle yapıyorsun sen kapalı oturumu? Bunun için koskoca TBMM paniğe kapılıyor, gizli oturum yapıyor. Akıl tutulması bu. Hiçbir şey anlatmadılarsa neden biz kapalı oturum istiyoruz?”
Kılıçdaroğlu, “Peki iki belediye başkanı adayı tartışılıyor Cumhurbaşkanlığı adaylığı için. Bu çok uzun zamandır tartışılıyor. Hatta sizin adaylığınız döneminde bile tartışılıyordu. Ama hiçbir üçüncü isim çıkmıyor. Üçüncü, dördüncü, beşinci isimlerde konuşulmalı mı? Siz aday olacak mısınız?” sorularını şöyle yanıtladı:
“Bugün de böyle bir tartışmanın yapılmasını asla doğru bulmuyorum. Bu aynı zamanda potansiyel adayların yıpranmasa da yol açar. Gerek yok buna. Zamanımız var. Partinin yetkili organları var. Günü geldiğinde başvurulacak yer partinin yetkili organlarıdır. Bu tartışma yıpratır. Doğru değil. Ben bir sefer oldum zaten. Partinin yetkili organları, adaylarımız var. Parti bir kişiye bağlı değil. Yeni adaylar çıkacaktır ortaya.”
Kılıçdaroğlu, “Birini işaret edecek misiniz?” sorusunu da “Partinin yetkili organları varsa doğrusu yetkili organının alacağı karar bakmak gerekiyor. Hep öyle yaptık. Sadece CHP’den değil diğer partilerden de doğal olarak adaylar çıkacaktır. Yarışacaklardır” diye yanıtladı.