Merkez Bankası faizi ne zaman düşürecek?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 3 Ekim'de açıkladığı son enflasyon verilere göre, Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 2,97 ile beklentilerin üzerinde arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 49,38’e geriledi. Enflasyon Araştırma Grubu'na (ENAG) göre ise enflasyon eylülde aylık yüzde 5,34, yıllık ise yüzde 88,63 oldu. İki kuruluşun açıkladığı enflasyon verisi arasında ciddi fark var.

TÜİK’in yıllık enflasyonu 3 yıl aradan sonra ilk kez yüzde 50 olan politika faizinin altına gerilemesi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz indirimine ne zaman başlaması gerektiği sorusu iktisatçıları ikiye bölmüş durumda. Hükümetin ve TCMB’nin eşgüdümünde yürütülen enflasyonla mücadele programının yeterince işleyip işlemediğine dair soru işaretleri oluştu.

Faiz indirimi gecikecek mi?

Geçtiğimiz günlerde ABD Merkez Bankası Fed ve Avrupa Merkez Bankası’ndan (AMB) gelen faiz indirimleri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye piyasalarında da yankı buldu. Ancak TCMB’nin Mart 2024’te yüzde 45’ten yüzde 50’ye yükselttiği politika faizi, Eylül ayında da sabit tutuldu ve böylelikle yüzde 50’lik faiz yedinci ayını tamamlamış oldu. Dikkatler şimdi 17 Ekim’de toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’na (PPK) çevrildi. PPK’nın son toplantısının ardından yapılan açıklamada yer alan kimi ifadeler, TMCB’nin hem yıl sonunda bir faiz indirimine hazırlandığı hem de enflasyonda istikrarlı bir düşüş trendi gözlenmeden faiz indirimine yanaşmayacağı yorumlarına neden olmuştu. Eylül ayı enflasyonun beklenenden yüksek çıkması ise faiz indirimi beklentilerinin daha da ötelenebileceği yorumlarına yol açtı.

Merkez Bankası’nın bir faiz indirimi sinyali verebilmesi için enflasyondaki somut ilerlemeyi gösterecek veriye ihtiyacı var. Eylül verisi yukarı yönlü riskleri artırıyor. Oysa ki enflasyonun ana trendinin yılın ilk üç çeyreğinde Merkez Bankası’nın hedeflerinden yukarıda kalması sebebiyle 2024 sonu enflasyon rakamının Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan yüzde 41,5’ten sapacağını ve senenin yüzde 43-44 civarında bir enflasyon rakamı ile biteceğini tahmin ediyoruz. İlave olarak, Karahan’ın belirttiği ikinci kriter olan, enflasyon beklentilerinin çıpalanması konusunda da henüz zamana ihtiyaç var. Uzmanlara göre hükümetin enflasyonla mücadele programı istenen olumlu etkiyi yaratmaktan uzaklaşıyor. Bu nedenle faiz indiriminin Mart 2025’e sarkabileceği konuşuluyor.

******

“Ekimde faiz indirimi zor görünüyor”

Uzmanlara göre, Merkez Bankası’nın bir faiz indirimi sinyali verebilmesi için enflasyondaki somut ilerlemeyi gösterecek veriye ihtiyacı var. Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, BBC Türkçe için kaleme aldığı yazıda, Mayıs 2023 seçimi sonrası dönemde 41,5 puan faiz artırımına giden Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın, faiz indirimleri için “Enflasyonun ana trendinde kalıcı bir düşüş olması” ve “Enflasyon beklentilerinin Merkez Bankası’nın koyduğu hedeflere yaklaşması” kriterleri koyduğuna dikkat çekerek, şunları yazde: ‘Nisan ayından beri Koç Üniversitesi’nden ekip arkadaşlarım ve Konda işbirliği ile hazırladığımız Türkiye Hanehalkı Enflasyon Beklenti Anketi (TEBA) Eylül ayında bir düşüş gösterdi. Bu şüphesiz ki olumlu bir gelişme. Öte yandan 12 ay ileriye yönelik beklentilerin seviye olarak halen OVP’deki 2025 sonu hedefi olan 17,5’in yaklaşık altı katı olduğunu ve düşüşün de sadece Eylül ayına ait tek bir gözlem olduğunu düşünürsek TCMB’nin Ekim toplantısında bir gevşeme sinyali vermesi için henüz çok erken olduğunu söylemek zor olmaz.

Kaldı ki son gelen dış ticaret rakamlarında tüketim malı ithalatında gözlenen artış tüketimin hala canlı kaldığına işaret ediyor. Bu veriyi TEBA anketi perspektifinden değerlendirecek olursak, yüzde 96 seviyesinde seyreden 12 ay ileriye yönelik enflasyon beklentisi, vatandaşların enflasyon beklentilerine karşılık gelecek bir mevduat faizi bulamadığına işaret ediyor.

Oysa ki enflasyonla mücadelenin önemli bir bacağı hanehalkını harcama yapmaktan vazgeçirip tasarruf etmeye yönlendirecek mevduat faizinden geçiyor. Buna karşılık anket katılımcılarının yüzde 87,5 gibi çok önemli bir kısmı halen dayanıklı tüketim mallarını bugün satın almayı tercih ettiğini ve talebini öne çektiğini söylüyor.

Program aksıyor mu?

TÜİK’in eylül verisi enflasyonda yukarı yönlü riskleri artırıyor. Piyasanın yüzde 2,2 seviyesinde beklediği eylül enflasyonu yüzde 2,97 oldu. Üretici enflasyonu ise aynı dönemde yıllık bazda yüzde 33,09, aylık bazda ise yüzde 1,37 olarak gerçekleşti. Eylül ayında en yüksek artış yüzde 14,21 ile eğitim grubunda gerçekleşirken, eğitimi yüzde 4,16 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 3,86 ile de konut izledi. Yıllık olarak bakıldığında ise en yüksek artış yüzde 97,87 ile konut grubunda görüldü. Yukarı yönlü riskler “Enflasyonla mücadele programı aksıyor mu?” endişelerini de artırıyor.

Altınbaş Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’na göre, hükümetin Merkez Bankası ile eşgüdümlü yürüttüğü enflasyonla mücadele programı iyi işlemiyor. DW Türkçe’ye konuşan Kozanoğlu, yıllık enflasyon yüzde 50’nin altına inmiş olsa da hükümetin enflasyon programı istendiği gibi işlemiyor

Ekonomi yönetiminin yılın üçüncü çeyreği için ortalama yüzde 2,5’lik enflasyon artışı beklentisi olduğunu ama bu dönemdeki ortalama aylık artışın yüzde 3,2’ye çıktığını hatırlatan Prof. Kozanoğlu, “Son çeyrek için ise hükümetin beklentisi enflasyon artışının her ay ortalama yüzde 1,5 oranına gerilemesi. Ancak son açıklanan veriler ve ekonomide yaşananlar bu öngörünün de tutmayacağını gösteriyor. Enflasyonla mücadelede işler yolunda gitmiyor” diye konuşuyor.

Kamunun enflasyonu düşürmeye katkıda bulunmadığına dikkat çeken Hayri Kozaroğlu, “İnsanlar hâlâ yakın gelecekte enflasyonun kayda değer bir şekilde düşeceğine inanmadığı için de mal ve hizmet talebi azalmıyor. İnsanların enflasyonun düşeceğine ikna olması halinde harcamaların kesilmesi, talebin zayıflaması gerekir, ama bunu görmüyoruz. Geçtiğimiz hafta açıklanan tüketici kredileri ve kredi kartı harcamalarındaki artış da bunu gösteriyor. Öte yandan devlet tarafından yönetilen ve yönlendirilen vergi ve elektrik fiyatlarında da artış sürüyor. Yani kamu da enflasyonu düşürmeye katkıda bulunmuyor. Tüm bunlar bir araya gelince beklentiler de düşmüyor.”

Prof. Sinan Alçın ise, “Bana göre Merkez Bankası Kasım ve Aralık aylarında 250’şer baz puan indirime gidecek” diyor. Amerikan Merkez Bankası Fed’in ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinden sonra Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın da bu sürece kayıtsız kalamayacağını dile getiren Alçın, “Son 1,5 ayda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve Merkez Bankası’nın kredi kartı borçlarının yapılandırılması ve konut kredilerinde daha uygun koşullar yaratılmasına ilişkin çalışmaları da bunun bir işareti” şeklinde konuşuyor.