Vestel’de 10 yılı CEO’luk olmak üzere 35 yıl üst düzey görevlerde bulunduktan sonra emekli olan ve halen çeşitli şirketlerde bağımsız yönetim kurulu üyesi ve danışman olarak görev yapan Enis Turan Erdoğan, Gözlem Gazetesi’nin Yayın Kurulu Toplantısına konuk oldu. İş hayatındaki tecrübelerini anlatan Erdoğan, katma değerli üretim vurgusu yaptı, pazarı Türkiye’nin dışına çıkarak ‘dünya’ olarak görmek gerektiğini söyledi, insan kaynağının öneminin altını çizerek bu kaynağı doğru yönlendirmek gerektiğini belirtti. Erdoğan, ülke hakkında umutlu bir projeksiyon çizerek, uzun vadede Türkiye’nin potansiyelinin hala çok yüksek olduğunu kaydetti.
Katma değerli üretim vurgusu
Katma değerli üretimin önemine vurgu yapan Erdoğan, “Domates üretip satmakla televizyon üretip satmak birbirinden çok farklı değil. Hepsinin çeşidi ve cinsi, pazarlama, satış gibi süreçleri var. Katma değer çok önem taşıyor. Örneğin bir televizyon fabrikasında 3 model çıkıyor. Önemli olan ne kadar değerli olduğu ve ne kadar değerli bir yere satıldığı. Dünyada belli standartlar var. Kapitalizmde kurallar konmuş. Bu kurallara uyduğunuz sürece ve bu kurallar içinde üretimi başka firmalara göre daha iyi yaparsanız öne çıkıyorsunuz zaten. Büyüme de çığ gibi oluyor” diye konuştu.
“Pazarı dünya olarak görmeli”
Pazarı, Türkiye değil; dünya olarak görmek gerektiğini kaydeden Erdoğan, “Pazarı dünya olarak gördüğünüz zaman skala büyüyor. Türkiye’deki birçok şirkete bunu anlatmaya çalışıyorum. Pazarı Türkiye olarak görüp Türkiye’ye göre ürün yapmak çok yanlış. Pazarı dünya olarak görüp ne isteniyorsa ona göre hareket etmek gerekiyor. Ar-Ge’yi kurarken, ürünü tasarlarken, üretimi tasarlarken, o kurallara, kapitalizmin getirdiği ya da serbest ekonominin getirdiği kuralları alıp koyabiliyorsanız büyüyorsunuz. Türkiye’de artık bu kuralları uygulamak kolay. Çünkü bu, insan işi. Doğru insanları koyduğunuzda, doğru kuralları uyguluyorsunuz” ifadelerini kullandı.
“İyi bir insan kaynağımız var”
Türkiye’nin en önemli özelliğinin insan kaynağı olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Yurtdışı yatırımlarımızı kıyasladığım zaman görüyorum; Türkiye’deki en önemli şey, insan kaynağı. Bizim iyi bir insan kaynağımız var. Yeni bir şirket kurulunca, fabrika açılınca Türkiye’de buranın nasıl yönetileceğine dair bir sorun yaşanmıyor. Hemen 3-4 aday çıkıyor ve ekipler kuruluyor. Ben Vestel’de çalışırken Etiyopya’da bir fabrika kurduk. Türkiye’de aklımıza bile gelmeyen durumlar yaşadık. Örneğin kompresör, jeneratör gerekiyor, alıyoruz ama elektrikçi yok. Düzgün elektrikçi tesisatçı yok. Türkiye’de fabrika kurarken bunları düşünmüyorsunuz. O işler tıkır tıkır yapılıyor. Proje olduktan sonra ekipler gelip onu yapıyor. Etiyopya’da tornacı bulamadık. Bunları yaşayınca Türkiye’deki insan kaynağının önemini gördük. Romanya’da da Rusya’da da fabrika kurarken bu sorunları yaşadık. Rusya’da eleman var ama tembel, işi aksatıyor, gelmiyor. Fakat biz bu insan kaynağını, değerlerimizi kaybediyoruz. Türkiye’nin en önemli varlıklarından bir tanesi o insan kaynağı. İnsan kaynağının farkında değiliz ama çok kıymetli. İşi yapan önünde sonunda insan. O insanları bir araya getirmek sanatına da yönetim diyoruz. Türkiye’de batan fabrika az. Bunun nedeni insan kaynağı” şeklinde konuştu.
“Doğru yönlendirilmeli”
İnsan kaynağının doğru yönlendirilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, “İnsan kaynağı eksikliği yavaş yavaş hissetmeye başladık. Vestel’in Manisa’da 8 fabrikası var, 20 bin kişi çalışıyor. Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) toplam 60 bin kişi çalışıyor. Çinli araba firması BYD’ye Manisa’da arsa tahsis ettiler. Ben Vestel’den ayrıldığımda 600 işçi açığımız vardı. BYD geldi ve 1000 kişi çalıştıracağını söylüyor. Manisa’da işçi sıkıntısı var. Manisa Kocaeli ile beraber işsizliğin en düşük olduğu yer. BYD’nin buraya kurulması yanlış bir karar. Bunu daha değişik bir yere yönlendirmek gerekiyordu” ifadelerine yer verdi.
Erdoğan ayrıca tüm OSB’lerin verimli ovalara kurulmasını eleştirdi, “Bu tarım arazilerini fabrikalar ile mahvettik” dedi.