Bu iki ismi Dünya’da bilmeyen yok. Birisi gerilladan Başbakan, diğeri komedyenden Cumhurbaşkanı.
Gerilladan Başbakan olan Netanyahu; MIT ve Harvard’da eğitim görmüş, sonrasında komando olmuş tam bir terör uzmanı. Güvenlikten dış politikaya, ekonomiden uluslararası ilişkilere kadar çok donanımlı ve bir o kadar acımasız bir savaş lideri, İsrail Başbakanı.
Zelenski; tam adıyla Volodimir Oleksandroviç Zelenski Ukraynalı bir aktör ve komedyen. Bir sosyal medya fenomeniyken, takipçilerini seçmene dönüştürerek seçim kazanan Ukrayna Cumhurbaşkanı.
Ama bu ikilinin ikisini birlikte okumayı bilen pek yok. Gelin onları birlikte okumaya çalışalım.
Bir kere her ikisi de aynı mitolojinin çocukları. Mitolojilerini tarih yapmış Hristiyanlığa ve Müslümanlığa kaynaklık etmiş Yahudilerin çocukları. Her ikisi de Yahudi yani. Zelenski bu konuda kendini saklamıyor, açık oynuyor. Ukrayna’da 1+1 TV’siyle popülerleştirip sonra tüm finansmanı ile kendini ortaya çıkaran milyarder Yahudi oligark Ihor Kolomoyskyi’yi ve arkasındaki Yahudi varlığını inkar etmiyor. Arkasındaki Yahudi medyasına ve finansmanına hep teşekkür ediyor. Yahudiliğini ön plana çıkarıp, İbranice çağrılar yapıyor. ‘’Ukrayna’yı liberal İsviçre’ye değil, büyük İsrail’e dönüştüreceğiz’’ diyor.
Dönüştüreceğiz dediği Ukrayna; yer altı ve yer üstü ile dünyanın en zengin ülkelerinden birisi. Avrupa’da ekilebilir tarım arazisinde birinci sırada. Ayçiçek yağı üretiminde birinci, buğday üretiminde ikinci, mısır üretiminde üçüncü, patateste dördüncü. Altıyüz milyon kişinin gıda ihtiyacını tek başına karşılayabilecek bir ülke.
ABD bayraklı küresel Yahudi emperyalizmi; işte böyle bir ülkeyi savaştırarak bir taşla tam üç kuş vuruyor. Yahudi emperyalizminin vurduğu ilk kuş; dünya gıda güvenliğinin en önemli merkezlerinden biri olan Ukrayna’yı savaştırıp, dünya gıda güvenliğinin bozulması ve bu bozulma sonucu ortaya çıkan gıda spekülasyonlarından müthiş bir kazanç elde etmesidir.
İkinci kuş; Yahudilerin kontrolündeki USD dolarına karşı bir birlik kurarak EURO’yu ortaya çıkaran Avrupa Birliği(AB)’ni dize getirmek ve yükselen EURO’yu durdurarak Dolar egemenliğini sürdürmektir. Avrupa Birliği şöyle dize getirilmiştir. Çok büyük ölçüde Rusya enerjisine ve doğalgazına bağlı AB ülkeleri Amerika’nın Rusya’ya uyguladığı ekonomik ve siyasi yaptırımlara ortak edilmiş ve Rusya ile AB karşı karşıya getirilmiştir. Ruslar Avrupa’ya verdikleri doğalgaz miktar ve fiyatlarıyla oynayarak Avrupa ekonomisini alt üst etmişlerdir. Avrupa bir enerji krizine girmiş ve yükselen enerji maliyetleri yüzünden bir enflasyonist sürece sürüklenmiştir. Sonuç olarak yükselen Avrupa parası Euro durdurulmuş, dolar egemenliği rakipsiz olarak yoluna devam eder hale getirilmiştir.
Ve nihayet bir taşla vurulan üçüncü kuş; ekonomisi sarsılan ve sosyal dengeleri bozulan Avrupa Birliği ülkelerindeki geleneksel sosyal demokrat dokunun kan kaybederek, Hristiyan muhafazakarlığın yükselişe geçmesidir. Hristiyan muhafazakarlığın yükselerek, Amerika’da olduğu gibi Hristiyan siyonizmini yani evanjelizmi beslemesi Yahudilerin en büyük beklentisidir. Bu yüzden diyebiliriz ki, Rusya-Ukrayna savaşının gerçek kurbanı Ukrayna halkı, gerçek kaybedeni ise Avrupa Birliği ülkeleridir.
Özetlersek; başlattığı Rusya-Ukrayna savaşında küresel Yahudi emperyalizmi dünya gıda güvenliğini sarsarak, Avrupa ekonomilerini dar boğaza sokarak ve Avrupa siyasetinde Hristiyan Muhafazakarlığı canlandırarak bir taşla tam üç kuş vurmuştur.
Netanyahu ve Zelenski; Yahudi yüzyılının ortaya çıkardığı iki Yahudi aktördür. Netanyahu gerçek bir savaşçı, Zelenski ise yeni moda bir sanal savaşçıdır. Ama ikisi de Yahudi savaşçısıdır.
Gelin konuya bir de Türkiye ve Türkler açısından bakalım. Güneyimizdeki Ortadoğu’da ve kuzeyimizdeki Ukrayna’da çıkarılan bu Yahudi savaşları bizim için iki temel biçimde okunmalıdır.
Her iki savaş ABD bayraklı küresel Yahudi Emperyalizmi tarafından yönetiliyor ve destekleniyor. Bu emperyalist odak; 50 yıldır PKK, PYD ve YPG gibi terörist örgütler üzerinden Türkiye’yi yıpratma savaşı yapıyor. Ekonomimizi ve siyasetimizi kasıtlı olarak sürekli zedeliyor.
Diğer yandan kuzeyimizde ve güneyimizdeki bu Yahudi savaş alanları bizim eski coğrafyalarımızdır. Bu yüzden oralardaki Türk varlığını da içine almış durumdadır. Sadece Irak, Suriye, Filistin ve Lübnan’da on milyona yakın Türk/Türkmen savaşın göbeğinde yaşıyor.
Ukrayna savaşından önce Turuncu Devrimler yoluyla tahrik edilen Rusya’nın işgal ettiği Kırım’da ikinci büyük nüfus Türk Tatarlarıdır. Bu nedenlerle bu iki savaşa ‘’bize ne’’ diyemiyoruz.
İçten içe bu savaşlara kinleniyoruz, bazılarımız dini, bazılarımız etnik sebeplerle tahrik oluyoruz.
Ama serinkanlı olmalıyız.
Netanyahu ve Zelenski’ni; bu iki Yahudinin imaj yüzü oldukları bu savaşları doğru okuyup, Yahudi yüzyılı gerçeklerini unutmadan, Yahudilerin dünya üzerindeki egemenliklerini unutmadan doğru stratejiler geliştirmeliyiz. Türkiye’yi ve Türk varlığını tahriklere kapılmadan, içimizde kurulan siyasi tuzaklara düşmeden, hayal ettiğimiz büyük geleceğine taşımalıyız.