Atom bombası patladıktan sonra mı aklımız başımıza gelecek? Yoksa patlatmadan bu işin içinden çıkmayı başarabilecek miyiz? Doğrunun ipine tutunup, ABD’deki derin devletin geri zekâlılarının akıllarının başlarına gelmesini ummaktan başka yapacak bir şey yok. İsrail’deki hemcinslerimizin aklının kısa sürede başlarına gelmesini beklemekse sadece saflık olur. Herkes, kendi önyargılarıyla doğru bildiğini yapacak.
Bu cümleleri biraz açmak istiyorum. Doğru ne? Dört İsrailli tertemiz aile çocuğunun, 19 yaşındaki askerlerin Hizbullah tarafından öldürülmesinin dünya basınında yansıması mı? Yoksa 44 bin Filistinlinin bombalarla katledilmesi mi? Neden 180 bin-220 bin değil de 44 bin? Bilimsel yaklaşıma göre, şiddet sonucu ölümden ölenlerin dışında yaralarından, açlıktan veya salgın hastalıklardan dolayı ölenler de var. Bu yüzden, Irak’ta Bush rejimi 600 bin kişiyi bombalarla öldürmedi; ölü sayısı 2.5 milyon civarında. Veya şu ana kadar bir milyonu aşkın Ukraynalı ve Rus’un ölümü de yeterince kahredici.
Şimdi buna 40 bin İsrailli de eklenmek isteniyor mu? Yoksa 300 bin mi? Seyirci kalmanın, para kazanmanın, rahat olmanın da bir sınırı var. Önce can! ABD’deki derin devletin necip kahramanlarıyla alay etmemin nedeni, onların dilini onlar kadar iyi konuşabilmemden. Onlar benim dilimi konuşmuyor ve kültürümü hazmetmemişler; çoğunun eğitimi yüzeysel, kendi kültürlerini de içselleştirememişler.
İsrail, saldırgan ve istilacı bir devlet. En başarılı medya ilişkilerine sahip olmalarına rağmen, devrin değiştiğinin farkında değiller. Her savaşı başlatan onlardır; toplama kamplarındaki ikinci sınıf insanları yastıkla yıllardır boğan onlardır. Eğer esirler kelepçeli kollarıyla yastığı itmeye çalışırlarsa, onlara hayvan ya da terörist diyen yine onlardır. Eski önyargılarla ileriye yaşıyoruz; geriye dönüp anlıyoruz eğer yeterince zaman ayırıp okuyup rakamları anlayacak bilgiye sahipsek. Ama komşumuzla bir mülteciyi kavga ederken görürsek, kim başlattı, neden başladı anlamadan ilk tepkimiz komşumuza yardım etmek olmuyor mu? Dört İsrailli 19 yaşındaki askerin fotoğrafları da dünya basınında batıda aynen böyle algılanıyor. Bu tablo kolay değişmeyecek.
Daron Acemoğlu’nun Nobel alması biz Türkleri gururlandırdı; candan tebrik ederim. Türk-Ermeni ilişkilerinin daha iyiye doğru gelişmesi için de önemli bir fırsat. Kökenini aşmış bir bilim insanı. Saatlerce izledim; umarım bu fırsattan gerek Türkiye gerek Ermenistan faydalanmasını bilir.
Kökenini aşmış başka bir ekonomiste de değinmek istiyorum: En az iki Nobel’i hak eden Jeff Sachs. Ekonomi ve Barış Nobel ödülleri. Verilip verilmeyeceğini bilemem, sadece önerebilirim ama verilmesi, Jeffrey Sachs’ın değil Nobel’in prestijini arttırır. Göreceğiz. Benim gönlümde Barış Nobel’ini zaten kazanmış başka birisi de var: Bu savaşta ölen başka bir genç asker. Beni derinden etkiledi. Aaron Bushnell. Gönlümde iz bıraktı ama doğrusu tam ismini unutmuştum; bu yazıyı yazarken bakmak zorunda kaldım. Siz de bakın. Birkaç dakikanızı yaşam öyküsüne ayırın lütfen.