İTB Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer yönetiminde İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Bülent Uçak, Türkiye ekonomisi, tarımı ve tarımsal desteklemelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İklim değişikliğinin etkilerinin tarımda çok net hissedildiğini belirten Uçak, “Birçok bölgemizdeki yetersiz yağışlar veya don ve dolu gibi hava olayları verim ve kaliteyi olumsuz etkiledi. Örnek vermek gerekirse tahıl üretimi kuraklıktan çok etkilendi. Zeytin üretiminde rekor bir yıl yaşasak da yetersiz yağışların sofralığa ayrılacak zeytin miktarını düşürdüğünü söyleyebiliriz. Bölgemizin önemli ürünlerinden çekirdeksiz üzümde son iki yıldır uzun yıllar ortalamasının çok altında bir üretimle karşı karşıyayız. Bu durumda iklim şartlarının önemli etkisi olduğunu biliyoruz. Kuraklığın etkisini bir diğer ürünümüz pamukta da hissettik” dedi.
İTB koordinasyonunda gerçekleştirilen Ege Bölgesi 2024 yılı pamuk rekolte tahmin çalışmasının sonuçlarını paylaşan Uçak, buna göre pamuk ekim alanlarının yüzde 10 artarak 115 bin hektar, ortalama kütlü verimin yüzde 5 düşüşle dekara 420 kilogram, kütlü üretimin ise yüzde 5 artışla 484 bin ton olmasını tahmin ettiklerini açıkladı. Uçak, “Çırçır randımanının yüzde 39 olacağı öngörüsü ile de mahlıç pamuk üretiminin geçen yılın biraz üzerinde gerçekleşerek 188 bin ton olmasını öngörüyoruz. Özellikle üretimin yoğun yapıldığı Söke ilçesinde sulama imkanlarının yetersizliği nedeniyle, Aydın genelindeki verim düşüklüğü diğer illere göre daha yüksek oldu” diye konuştu.
“İklim değişikliğine uyum önemli”
İklim değişikliğinin küresel bir sorun olduğunu belirten Uçak, “Ülke olarak sadece bizim üstesinden gelebileceğimiz bir durum değil. Bu nedenle, iklim değişikliği ile mücadele yanında olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalar yaparak ‘uyum’ sağlamaya çalışmak da bir o kadar önemli. Kıt su kaynaklarının daha verimli kullanılması, toprak kalitesini artırıcı onarıcı tarım faaliyetleri, susuzluğa ve sıcaklığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi ve belki de en önemlisi israfının önlenmesi, iklim değişikliğine uyumda öne çıkan tarımsal önlemler.
Bunları yaparken de teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Fiyatlar üreticiyi memnun etmiyor”
Üreticilerin birçoğunun fiyatlardan, dolayısıyla kazançlarından memnun olmadığını belirten Uçak, “Bölgemizin önemli ürünlerinden olan sanayi tipi domatesin geçen sezonki ortalama kilogram fiyatı 2,9 lirayken, bu sezon çok küçük bir artışla 3 lira olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl Ekim ayında ortalama 12,1 lira olan sütün kilosu bu yıl sadece yüzde 16 artış ile ortalama 14,3 olarak işlem görüyor. 2023 yılı Temmuz ayında Borsamızda ortalama 8,2 lira olan TMO’nun müstahsilden buğday alım fiyatı bu yıl aynı ayda sadece yüzde 8 artış ile ortalama 8,8 lira olarak gerçekleşti. Fiyatlardaki memnuniyetsizliğinin temel sebebi üretim maliyetlerinin yüksek olması, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı. Eylül ayı itibariyle Tüketici Fiyat Endeksinin yıllık yüzde 50, tarımsal girdi fiyat endeksinin ise Temmuz ayında yıllık yüzde 42 olduğunu düşündüğümüzde üreticimize hak vermemek elde değil. Pamukta da fiyatlar üreticimizi memnun etmedi. Geçtiğimiz sezona ortalama 18,7 liradan başlayan çiğitli pamuk fiyatları bu sezona ortalama 23,5 liradan başladı. Artış oranı yüzde 25 olmakla birlikte son iki yıldır fiyatların üretim maliyetinin altında kalması ve az önce bahsettiğim enflasyon oranları göz önüne alındığında, üreticimizin pamuk üretiminde vazgeçebileceği endişesini beraberinde getiriyor” şeklinde konuştu.
“Üreticimiz kazanmalı”
“Üreticilerimiz tarımsal üretimden para kazanmalı, geçimini devam ettirebilmeli ki üretime devam etsin” diyen Uçak, şöyle konuştu: “Ekilmeyen tarım arazilerimizin artması, köylerimizin boşalması, ortalama çiftçi yaşının yükselmesi, gençlerin bu sektörde gelecek görmemesi tarımdaki kazançların istikrarsız olmasından kaynaklanıyor. Tarım ve gıdayı stratejik bir sektör olarak tanımlıyorsak, üreticiyi tatmin edecek gelir seviyesinin oluşmasını da sağlamak durumundayız. Ekonomide sıkıntılı bir dönemden geçtiğimizin, kaynaklarımızın yetersiz olduğunun farkındayız ama gıda güvencesini temin etmek için çiftçimize pozitif ayırımcılık yapmak durumunda olduğumuzu düşünüyorum.”
“Desteklemelerin sonucunu 2025’te göreceğiz”
Tarımsal desteklemelerin büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan Uçak, “2024 yılı için Merkezi Yönetim Bütçesinden tarımsal desteklemeler için yaklaşık 91 milyar lira pay ayrılmıştı. Mecliste görüşmelerine başlanan 2025 yılı bütçesinde ise desteklemeler için yüzde 48’lik artışla 135 milyar lira ayrıldığını görüyoruz. 2025 yılı sonu itibariyle hedeflenen enflasyon oranının Orta Vadeli Programa göre yüzde 17,5, piyasa beklenti anketlerine göre yüzde 25-30 aralığında olduğunu düşünürsek destekleme bütçesinde önemli bir artış öngörüldüğünü söyleyebiliriz. Ancak toplam bütçe kadar ürünler bazında verilecek destek, hatta bu desteğin ödeme zamanı da çok önemli. Örneğin pamukta son üç sezondur kilo başına 1,6 lira olarak verilen prim miktarı özellikle bu sezon için üreticimizin beklentisinin çok altında kaldı. Gerçekten üretimi ve üreticiyi teşvik edecek bir destekleme yapabilecek miyiz? İlk defa uygulanacak yeni bitkisel üretim destekleme modeli ile tüm bunları 2025 yılında görmüş olacağız” ifadelerini kullandı.