Dünya Bankası’nın, 2024 yılı Dünya Kalkınma Raporu’nun konusu olan Orta Gelir Tuzağı Raporu’nda (“Rapor”), orta gelir tuzağı ve tuzaktan çıkış yolları analiz edilirken, örnek şehirlerden biri olarak İzmir’e dikkat çekilmektedir.
Global ekonomik değerlendirmelerde önemli bir yer teşkil eden söz konusu Raporda, İzmir’in bir örnek şehir olarak ele alındığına ilişkin kamuoyu farkındalığı oluşturmak, bölgemizin ve şehrimizin ekonomisi açısından umut verici, motivasyon sağlayıcı nitelikte olacaktır.
Öncelikle, orta gelir tuzağından, özetle bahsetmek gerekirse, bu kavram; “bir ekonominin belirli bir kişi başına gelir seviyesine ulaştıktan sonra ileri gidemeyip aynı seviyeye sıkışması” durumu olarak tarif edilmektedir. Dünya Bankası raporlarına göre ise; birçok gelişmiş ekonomi de dahil olmak üzere; dünya genelinde 100’den fazla ülke orta gelir tuzağına sıkışmış durumdadır. Orta gelir tuzağı; geniş ekonomik ve sosyolojik analizler gerektirmekle birlikte; kısaca, yapısal reformların, inovasyonun ve nitelikli iş gücünün eksikliğinden kaynaklanıp; tuzaktan çıkmak için, yatırım ortamını güvenli hale getirmek, nitelikli iş gücüne ve inovasyona yatırım yapmak temel öncelikler olarak belirlenebilir.
Dünya Bankası’nın 2024 yılı Orta Gelir Tuzağı Raporu’nda kavram çok yönlü analizlerle ele alınmakta; ekonomilerin tuzağa karşı güçlü ve zayıf yönleri belirtilmekte ve global bir bakış açısı sağlanmaktadır.
İzmir açısından önemli olan bölüm ise; Rapor’un, 3. Bölüm 9. Fasılında yer almaktadır. İlgili fasılda özetle; iklim ve enerji krizlerinin, orta gelirli ülkeler için, küresel teknolojileri kendi ülkelerinde kullanma ve küresel pazarlar için yeşil ara ürünler üretme fırsatı sunduğundan, yenilenebilir enerji teknolojileri için uygulanabilir yatırım fırsatlarının ve sermaye maliyetlerinin değerlendirilmesi gerektiğinden bahsedilmektedir. Bu girizgahın ardından bir model şehir olarak İzmir örneği verilmektedir.
Rapor’un ilgili faslında, İzmir’in, Ege Denizi kıyısında, yaklaşık 4.5 milyon nüfuslu canlı bir şehir olduğu, 5000 yıldan fazla bir süredir tarihi öneme sahip olduğu, yerleşimin M.Ö 3. binyıla kadar uzandığı ifade edilmektedir. Akabinde, Avrupa’nın rüzgâr enerjisi değer zincirinde, İzmir’in, önemli bir üretici ve ihracatçı olmaya hazırlandığı, 13 fabrika ile, rüzgâr türbinleri bağlamında; kuleler, kanatlar, dişli kutuları ve jeneratörler ürettiği ve bu üretimin yüzde 80’inin ağırlıklı olarak Avrupa’ya ihraç edildiği belirtilmektedir. Rapor, Türkiye’nin bu sayede, rüzgâr türbini değer zincirlerinde rekabet gücünü arttırdığını ifade etmektedir.
Devam eden paragraflarda, İzmir örneğinin önemi; “orta gelirli ülkeler ara ürünler sağlayarak küresel düşük karbonlu enerji değer zincirlerine katılabilir ve böylece yeşil enerjinin maliyetini yalnızca ulusal çabalarla mümkün olandan daha hızlı bir şekilde azaltabilirler. Dahası, katılımları sayesinde, orta gelirli ülkeler küresel bilgiyi kendi endüstrilerine aktarabilir.” şeklinde açıklanmaktadır. (Raporun tam metni için bkz: https://www.worldbank.org/en/publication/wdr2024)
Dünya Bankası, İzmir’in bu konumunun, sürdürülebilir enerji üretimi ile ilgili yetenekleri geliştirme konusunda Türkiye’nin potansiyelini ortaya koyduğunu vurgulamaktadır. Rapordan, İzmir’in, Avrupa pazarında önemli bir oyuncu olduğu da ayrıca görülmektedir.
Raporda, İzmir örneği üzerinden yapılan vurgu, İzmir’in üretim kapasitesiyle ve yeşil enerji değer zincirine dahil olmasıyla, Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkış öyküsüne önemli bir katkı sağlayabileceğini, diğer şehirlere de örnek teşkil edebilecek bir motivasyon yaratabileceğini ortaya koymaktadır.
Dünya Bankası’nın bu güncel Rapor’unda, İzmir, ekonomik kalkınma açısından bir model şehir olarak öne çıkmakta olduğundan, Rapor’un iş dünyası, akademik çevreler ve elbette yerel yönetimler tarafından değerlendirildiği muhakkaktır, eş zamanlı olarak; şehrimizde sürdürülebilir yatırım azmini sağlayacak bu tip örneklerin kamuoyu bilgisine sunulması ve toplum farkındalığının da oluşturulması temennisiyle.