Geçim derdi büyüyor

Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı geçim derdini büyütüyor. Uzmanlara göre, ülke nüfusunun yüzde 80’e yakını açlık ve yoksulluk sınırının altında gelirle geçinmeye çalışıyor.

Ülkede 2018 yılından bu yana yaşanan yüksek enflasyon oranı en çok da ücretli kesimi olumsuz etkiledi. Açlık sınırının 19 bin liraya yaklaştığı günümüzde en düşük emekli aylığı Hazine yardımıyla 10 bin liradan 12 bin 500 TL olarak ödeniyor. Açlık sınırının altındaki aylıklar ile yaşamaya çalışan emekliler, Çarşamba günü İstanbul’da ses yükseltti.

Enflasyondan en çok etkilenen bir diğer ücretli kesim ise asgari ücretli oldu. Geçtiğimiz Ocak ayında 17 bin lira olarak belirlenen asgari ücrette yeni zam bir yıl sonra Ocak 2025’te yapılacak. Zam tartışmaları alevlenirken, önce IMF, ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek asgari ücrette “Enflasyon oranını tetikleyeceği” iddiasıyla düşük zam oranlarının tercih edileceğini işaret etti. Geçtiğimiz hafta da Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan’ın, “Yüzde 25 artış enflasyon görünümüyle tutarlı” demesi tepki çekti. Ortak bildiri yayınlayan 120 iktisatçı, bu oranın çalışanlar için kaygı verici olduğunu belirtti.

Asgari ücretli için telaffuz edilen yüzde 25 oranı, alım gücü kaybını onarmak için yeterli olmaktan çok uzak. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı sebebiyle asgari ücrette değer kaybı, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre yılın ilk 9 ayında yüzde 36,44 oldu. 6 bin 150 liraya tekabül eden bu 9 aylık erimeye göre 17 bin 2 lira olan asgari ücretin alım gücü 10 bin 802 liraya geriledi.

Emekliler İstanbul’da ses yükseltti

Türkiye’de en düşük emekli aylığının Hazine yardımıyla 10 bin liradan 12 bin 500 liraya çıkarılması yaşanan yüksek enflasyon sonrası emeklilere merhem olmadı.  Açlık sınırının 19 bin TL’ye yaklaştığı günümüzde bu sınırın çok altında maaşla geçinmeye çalışan emekliler İstanbul’da alana inerek seslerini yükseltti. Emekliler, en düşük maaşlarının, yeni göreve başlayan bir memurun alacağı maaş seviyesine çekilmesini talep ediyor.

Tüm Emeklilerin Sendikası 27 Ekim’de Türkiye’nin 5 bölgesinde başlattıkları yürüyüşün 3. gününde Kadıköy Çarşı’da toplanarak, “Açlığa ve karanlığı teslim olmayacağız”, “Evimizi ısıtamazsak, sokakları ısıtacağız” dövizleri ile Rıhtım Meydanı’nda yürüdü.

 “Duyun bizi diye haykırdılar”

Sorunun ülke kaynaklarının ve emekli primlerinin değerlendirilmesinde yaşanan adaletsizlikten kaynaklandığını belirten Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen, “Bu pervasız ekonomi yönetiminin faturası biz emeklilere çıkarılamaz. İtirazımız bunadır. Basın açıklamaları yaptık, duymadılar. Mitingler yaptık, görmediler. Taleplerimizi 100 bini aşkın imzalı dilekçeyle TBMM dilekçe komisyonuna verdik, Dört aya yaklaştı ses yok. Temmuz ayında kamu çalışanları ve kamu emeklilerine (memur emeklilerine) enflasyonun 5,42 puan altında artış verdiler. İtiraz ettik, yine ses yok. Tam bir otokratik yönetimle karşı karşıyayız” dedi.

Ankara’ya davet ettiler

Sendikalaşmalarının önüne engeller konulduğunu da dile getiren Ergen, “Kapatma davaları düşürülsün. Emekliye öncelikle seyyanen 15 bin lira verilmeli. Özelleştirmenin yol açtığı sağlık sistemindeki sorunlar için acil çözümler geliştirilmeli. İntibak yasası bir an önce hayata geçirilmeli, kök maaş problemi çözülmeli ve maaş farkları adil biçimde düzenlenmeli.’ ifadelerini kullandı.

Açıklamanın sonunda tüm siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve yurttaşları 2 Kasım’da Ankara’da yapılacak büyük basın açıklamasında buluşmaya çağırıldı.

Her 4 emekliden biri çalışıyor

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) açıkladığı resmi verilere göre Mart 2024 itibarıyla 1 milyon 943 bin 579 emekli, SGK’ya sosyal güvenlik destek primi ödenmesiyle çalışmayı sürdürüyor. Türkiye Emekliler Derneği’ne göre yaklaşık 2 milyon emekli de kayıt dışı çalışıyor. Geçinemediği için çalışmak zorunda kalan emekli sayısı toplamda 4 milyonu buluyor. Türkiye’de toplam emekli sayısı 16 milyon 154 bin 322 kişi olduğu göz önüne alındığında buna göre her 4 emekliden biri geçinemediği için çalışmak zorunda.

Yüzde 25 zam kaygı verici

Öte yandan TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın asgari ücret artışı için yüzde 25’in enflasyon hedefiyle uyumlu olduğu yönündeki açıklamasına da akademik çevrelerden tepki gecikmedi. Türkiye ekonomisine odaklanan Türkiye, Kuzey Amerika, Avrupa ve İngiltere’deki farklı üniversitelerde görev alan 126 ekonomist yayınladıkları ortak bildiriyle, asgari ücrete hedeflenen enflasyon oranına göre yüzde 25 zam yapılması ihtimalinin “bilimsel ve sosyal açıdan kaygı verici” olduğunu söyledi.

Yaşam standartları düştü

İktisatçılar yayımladıkları ortak mesajda, Türkiye’de uzun süredir devam eden yüksek enflasyon sorununun dar gelirlileri ve asgari ücretle çalışanları “ekonomik olarak daha kırılgan” hale getirdiği ve “yaşam standartlarını ciddi ölçüde” düşürdüğü vurgulandı.

Aralarında Korkut Boratav, Şevket Pamuk, Hayri Kozanoğlu, Yalçın Karatepe, Galip Yalman, Uğur Gürses, Sabri Öncü, Hüseyin Özel gibi isimlerin de yer aldığı mesajda, asgari ücret zammıyla birlikte “gelir dağılımını da gözeten bütüncül bir ekonomi politikası izlenmesi” gerektiği vurgulandı.

Gelir dağılımını bozacak

Ekonomistlerin yayımladığı ortak metinde şu dört temel uyarı yapıldı:
“Enflasyonla mücadelenin toplumsal maliyetinin adil dağıtılması gerekliliği,
“Asgari ücretlilerin alım gücünün korunmasının sosyal devletin bir gerekliliği olduğu,
“Gerçekleşen enflasyon oranının altında yapılacak ücret artışlarının gelir dağılımını daha da bozacağı,
“Enflasyonla mücadelenin başarısının dar gelirlilerin yaşam standartlarının düşürülmesi pahasına sağlanamayacağı”